İçimde Quasimodo'nun zavallı acısı hala geçmedi.
İki Şehrin Hikayesi'nden sonra yine Paris'de geçen bir öykü. Yine aynı darağaçları. Yine aynı masum insanlar. Yine aynı son. Çingene kızı Esmerelda üzerine kurulu bir hikaye ve onun 4 taliplisi. İlki Gringore geveze bir felsefeci. Çingene kızıyla yine geveze diyebileceğimiz bir yolla, onun tabiriyle forismaritagium yani göstermelik bir evlilik yaşayan biri. İkincisi ise Esmerelda'nın kalbinde asıl yer kaplayan o yüzbaşı, Phobeus. "Genç yakışıklı bir adamın kalbi genellikle boştur, onlar aşkı muhafaza edemez" der üçüncü taliplimiz Quasimodo. Onun aşkı bir merhamet ve acıma karışımı sefil bir durumdur. Bir yudum suyun bir ömürlük bedelini öder zavallı kamburumuz. Gerçek bağlılığı onunla yaşarken, gerçek bağımlılığı ise dördüncümüz Cloude Frollo ile yaşıyoruz. Onunkisi ise bir hırsın ve hırsızın, dehşetin ve şehvetin ele geçirdiği bir aşktır. Sevmek ile sevdirmek arasındaki bağı sağlayamayan ve bütün seyri alt üst eden, kamburumuzun da manevi babası olan, bu adamdır.
Minik patik bir zamanlar nasıl küçük bir ayağa sığıyor ise şimdi de büyük bir olayın içine sığıyor.
Çok keyifli okumalar dilerim.