İlk Yusuf Atılgan kitabımdı. Muhtemelen aynı zamanda sonuncu.
Çok ağır, kasvetli bir havası var kitabın. İnsanı bunaltıyor. İçerisinde bir sürü sapık düşünce var. Tamam bu bir edebiyat olayı olabilir ama, resmen zehirledin bizi Yusuf amca, ne yaptığını sanıyorsun? Kitabın kasvetli havası içerisinde bunaldım. Okurken, yarım kalan cümle ile yeni başlayan cümle arasında debelendim. Aslında yazım şekline Oğuz Atay'dan aşinayım, hatta bir tek Atay'ın "hah ha"sı yok içerisinde, o kadar benziyor yani. Yarım kalan cümleler, sürekli içinden konuşmalar, antipatik-asosyal haller...
İçerisinde belirli bir olay örgüsü var gibi görünse de, aslında yok. Karakterimiz Zebercet'in zihninde dolaşırken bakmışsınız bir orada, bir bakmışsınız buradasınız. Değişik, iç karartıcı ve çok müstehcen bir kitap.
Okuyup okumamak sizin takdirinize kalmış dostlar...
Güneşli günler dilerim.