alıntıdır..
Selam Olsun 8 Mart’ı Yaratanlara!
Karanlık günlerden geçiyoruz!
Şehit
20 Temmuz’dan bugüne kadar Terörle Mücadelede 403 şehit verdik
İşte Gün gün şehitlerimiz
20.07.2015 Adıyaman (Çatışma)
Şehit Uzm. Onbş. Müsellim Ünal(22)Kayseri/Develi
22.07.2015 Şanlıurfa/Ceylanpınar (Saldırı)
Şehit Polis Memuru Feyyaz Yumuşak(25)Kırşehir/Kaman
Şehit Polis Memuru Okan Açar(24)Niğde
23.07.2015 Diyarbakır/Yenişehir
Şehit
20 Temmuz’dan bugüne kadar Terörle Mücadelede 403 şehit verdik
İşte Gün gün şehitlerimiz
20.07.2015 Adıyaman (Çatışma)
Şehit Uzm. Onbş. Müsellim Ünal(22)Kayseri/Develi
22.07.2015 Şanlıurfa/Ceylanpınar (Saldırı)
Şehit Polis Memuru Feyyaz Yumuşak(25)Kırşehir/Kaman
Şehit Polis Memuru Okan Açar(24)Niğde
23.07.2015 Diyarbakır/Yenişehir
Süleyman Nazif diyor ki:
Süleyman Askerî, vatanı için,vatanından başka her şeyini isteyerek ve gülerek fedâ etmiş bir dava adamıdır.
Teşkilat-ı Mahsusa,Birinci Dünya Savaşı'nın çıkmasının hemen öncesinde resmen kurulmuş olan,özellikle savaş sırasında cihad ilanının duyurulması,karşı casusluk faaliyetleri ve askeri operasyonlar,sabotaj,mühimmat nakliyatı,dahili istihbarat faaliyetleri,düşman hatları gerisinde gerilla faaliyetleri yapmış olan bir istibarat teşkilatıdır.
Şerefli bir Türk Subayı,Süleyman Askeri
Askeri Bey son derece üzgün olarak arabasına yalnız bindi. Bir silah sesi duyuldu. Bu ses çevreden,bir şarapnel sesi sanıldı. Kolordu komutanı ağzından kanlar akan Askeri Bey'in yanına gelerek durumun zorluğunu söylemişAskeri Bey sadece "Ya!..." diye cevap verebilmişti. Kolordu tarafından geri çekilme emri verildi. Nahile'ye geldiler. Askeri Bey orada yıkanıp gömüldü.
Teşkilat-ı Mahsusa'nın Reisi Süleyman Askeri BeyNurettin Şimşek · Altınordu Yayınları · 201837 okunma
Şahsiyetin bu en korkunç, en tehlikeli hastalığının daima kendisi ile beraber bulunduğu bir şey var, o da imansızlıktır hiçbir şeye inanmamaktır. Bunlar hiçbir şeye inanmayışları yüzünden, her tarafta kendileri için hürriyet ararlar. Serâzad yaşamayı, hasta varlıklarına ideal edinirler. Bütün şuurları, varlıklarının eriyip dağıldığı boşluktaki melankoliye bağlanır. Bu hal, mâziyi ve onunla birlikte benliklerini meydana getiren bütün unsurları terk edişlerinin tabiî neticesidir. Böylece kâinat içinde yapayalnız kalan varlıklarının bir tek ifadesi vardır: Imansızlık, iradesizlik demektir. Aciz ve zaaf içinde serilen varlıklarına, her tamas bir ok, her yaklaşma bir şimşek tesiri yapar. Kuvvetten, vefakârlıktan, aşktan, hakikattan, Allah'dan kaçarlar ve bütün bu ulvî değerlerden uzak yaşamak idealine, onlar hürriyet derler. Onlar için fedakârlık zulüm, hakikat bir kemend, din bir musîbettir. Kaidesiz, kayıtsız yaşamak, hayat idealidir. Bu hayatın tabiî nasibi hüsran olacağından, bunlar ömürlerini ışıksız bir boşlukta geçirirler.
Sayfa 217Kitabı okudu
SEKİZİNCİ BAP
26 AĞUSTOS GECESİNDE SAATLAR
İKİ OTUZDAN BEŞ OTUZA KADAR
ve İZMİR RIHTIMINDAN AKDENİZ'E
"Ermeni Soykırımı" iddialarının had sahfada olduğun günümüzde, konuyla ilgili en çok eleştirilen Teşkilat-ı Mahsusa'nın Reisi Süleyman Askeri Bey'in, Ermeniler için " ...kesin zorunluluk olmadıkça kalplerinin kırılmasına dahi meydan verilmemesi..." sözü " Ermeni Soykırımı" iddiacılarına verilecek en güzel cevap olsa. gerektir.
Sayfa 144Kitabı okudu
1914 yılında Bağdad valiliği yapan Süleyman Nazif Bey bir ifadesinde: "...Süleyman Askeri, vatanı için vatanından başka her şeyini isteyerek ve gülerek feda eden bir Osmanlı idi!..." demektedir.
Sayfa 203Kitabı okudu