Beş yaşında bir çocuk! Ama ne çocuk!
Bilgiç, filozof, romantik, zeki, sorgulayan, düşündüren! Deriz ya, "büyümüşte küçülmüş."
Alper Kamu, mahallenin küçük delikanlısı. Okulu sevmeyen, bilgi dağarcığı geniş, hayata bakış açısı ise ömürlük...
İyi bir gözlemci olan Alper bir akşam denk geldiği olay sonrası kendisini bir cinayeti soruştururken bulur. İpuçlarını araştırmaya başlar. Bu ara mahalledeki çocuklarla oynamayı da ihmal etmez Arkadaşları onun cesaretine hayran olmakla beraber, bilgisine yetişemezler. Cinayeti araştıran Alper, sonuca giderken hiç beklemediği olaylarla karşılaşır. Yerine göre büyüklerine kafa tutar. Yerine göre babasının arkasında durur, ara sıra da annesinin davranışlarını analiz eder. Çocukluğun verdiği cesaret ile kendinden büyüklerle bile boy ölçüşür...
Yazarın okuduğum ilk eseri. Yazım dili, kurgusu çok başarılı. Bir çocuğun gözünden biz büyükleri analatan yazar o kadar doğru noktalara temas etmiş ki, okurken düşündürüyor. Beş yaşında ki bir çocuğu ne kadar ciddiye aldığımızı, onların gözünde ne kadar detaycı olduğumuzu, ve koca dünyanın nasıl göründüğünü okurken gülümsüyor, çocukluk anılarınıza yolculuk yapıyorsunuz...
Alışılmışın dışında farklı bir bakış açısına sahip olan eser, kesinlikle okumaya değer nitelikte...
Polisiye bir olayı birde küçücük bir çocuğun gözünden okumak çok keyifliydi. Yazar Alper Canıgüz'ü tebrik eder, başarılarının devamını dilerim...
"Buruk bir çocukluk geçirdim Öztürk," dedim sümüklerimi çekerek. "Ben devrik cümle bile kuramazdım. Kuramazdım, çünkü korkardım. Sorumluluklarım vardı. Akranlarım bozuk bir Türkçe'yle gül gibi anlaşırken, bütün o gramer kurallarının anasını ağlatarak bildirişirken, giriş gelişme sonuç kavramlarından bihaber, rasgele bölünmüş paragraflarla kompozisyon yazarken, ben... Ben kendime ihanet eder cümlenin öğelerine sadık kalırdım. Ömrüm düzgün cümleler halinde geçti. Bilmeden bazı hatalar yapmışımdır tabii. Bilsem... Bilsem anlamı öldürür yine de cümleyi kurtarırdım. Oysa şimdiki halime bak. Kelimeler kifayetsiz kalıyor, dilbilgisi sırnaşık!