Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Oğuzhan Okuç

Oğuzhan Okuç
@oguzhan054
İstanbul
10 okur puanı
Eylül 2023 tarihinde katıldı
Ölürsem daha da uslu olacağımı söyleyerek yerimden kalktım, yatağıma döndüm. Kimseye, kimsenin varlığına dayanamıyorum artık.
Reklam
Korkuyorum Olric. Kendimi ele vermekten korkuyorum.
Korkuyoruz. Düşünmekten ve sevmekten korkuyoruz. İnsan olmaktan korkuyoruz. İnsan yerine bir yığın kuklalar yaratıyoruz.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Günahlarımın ağırlığına dayanamıyorum Olric. Neden beni uyarmadın? Buna hakkım yoktu efendimiz.
Yaşarsak göreceğiz Olric. Yaşamaktan korkmazsak göreceğiz.
Reklam
Zavallı bir ruh, insanı nereye götürebilirdi? İnsanın ihtiyaçlarını nasıl karşılayabilirdi? Her gün karşınıza çıkan canlı, elle tutulur varlıklarla bir ruh nasıl başa çıkabilirdi?
Hayatında ilk defa başka bir insan olma özlemini duydu. Hiç bilmediği bir içkinin susuzluğu gibi bir duygu. Değişebilmek. Kendinin bile tanıyamayacağı bir varlık olmak.
Kelimeden önce de Yalnızlık vardı. Ve kelimeden sonra da var olmaya devam etti Yalnızlık. Kelimenin bittiği yerde başladı; Kelime söylenmeden önce başladı. Kelimeler Yalnızlığı unutturdu ve Yalnızlık, Kelime ile birlikte yaşadı insanın içinde. Kelimeler , Yalnızlığı anlattı ve Yalnızlığın içinde eriyip kayboldu. Yalnız Kelimeler acıyı dindirdi ve Kelimeler insanın aklına geldikçe , Yalnızlık büyüdü, dayanılmaz oldu. Selim Işık yalnızlığını Kelimelerle besledi....
'Büyük ve güzel şeyler de var' demişti bir gün. O sırada ben ne yapıyordum? Hiç bir güzelliğin içime girmesine izin vermiyordum.
Canım Selim! Nasıl çırpınmışsın bir yere tutunmak için: Burhanların ortasında neler hissetmişsin! Onlara okuyamamışsındır bu yazıyı.
Reklam
Hayat, düşünceleri tutan bir hapishanedir. İnsan, can sıkıcı bir saç demetidir, ben de akılsız bir robotum.
-Elmas gelini çok özledim, tulumba -O da seni özlemiş, Dirmit kız. -Kime söylemiş? -İnce ince yağan kara söylemiş.
''Atatürk, bilmek için öğrenmiş olmaya ihtiyacı olmayan'' dâhiler soyundandı. Bildiğini bilen, bilmediğini de şıp diye sezen bambaşka bir insandı. Milletinin bunca talihsizlikleri içindeki tek büyük talihi de iste yüzyılda bir yetişen böyle bir dâhinin nasılsa aramızdan çıkıverişi ve bizi hep bilime, hep gerçeğe, hep uygarlığa yönelik bir pusulayla bataktan kurtarması, sonra da ayak uydurmakta güçlük çektiğimiz bir devrimler serisi ile birdenbire ''muasır medeniyet''in yakınına getirir gibi olması idi.
Dünyada gelmiş geçmiş devlet adamlarının en yakışıklı ve en ''charisma''lılarından biri olan Atatürk, ayrıca çok da fotojenikti. Fotoğrafçılar her vesile ile onun fotoğrafını çekmeye doyamazdı.
Biz Atatürk kuşağının eli kalem tutanlarına şu ara düşen ödev, unutulmuş yahut yeteri kadar vurgulanmamış olan bazı ana özgürlükleri hatırlatmaktan ibarettir. Hepsi bu kadar.
36 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.