Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir miktar uzun lâkin okunmaya değer bir kıssa:
Küçük yaşta bir çocuk Ebû Bekr b. Halef el-Lahmiye, yüzü sapsarı kesilmiş bir halde Kur'an okur. Bu hali gören Şeyh durumu merak edince kendisine çocuğun bütün gece uyumayıp Kur'an okuduğu söylenir. Oda "Evladım! Bu gece Kur'an okurken gözünün önüne beni getir ve öyle oku, bir an olsun benden gafil kalma" der Çocuk
Biraz uzun ama kesinlikle okunmaya değer bir hikaye...
Soğuk bir ocak sabahı bir adam washington DC'de bir metro istasyonunda, kemanla 45 dakika boyunca altı Bach eseri çalar. Bu süre içinde, çoğu işe yetişme telâşındaki yaklaşık bin kişi kemancının önünden geçip gider. Çaldığı 45 dakika boyunca kemancının önünde sadece 6 kişi çok kısa bir süre durur. 20 kişi duraklamadan yürümeye devam ederek para verir. Kemancı çaldığı süre içinde 32 dolar toplar. Çalmayı bitirdiğinde ise sessizlik hâkim olur ve kimse onun durduğunu fark etmez ve alkışlamaz. Hiç kimse onun dünyanın en iyi kemancısı Joshua Bell olduğunu ve elindeki 3.5 milyon dolarlık kemanla, yazılmış en karmaşık eserleri çaldığını anlamaz. Oysa Joshua Bell'in metrodaki bu mini konserinden iki gün önce Boston'da verdiği konser biletleri oratalama 100 dolara satılmıştı. Bu gerçek bir hikayedir ve Joshua Bell'in öylesine bir kılıkla metroda keman çalması, Washington Post Gazetesi tarafından algılama, keyif alma ve öncelikler üzerine yapılan bir sosyal deney gereği kurgulanmıştı. Bu deneyden çıkarılacak kıssadan hisse ise dünyanın en iyi müzisyeni, dünyadaki en iyi müziği çalarken, önünde durup dinleyecek bir dakikamız dahi yoksa, başka neleri kaçırıyoruz acaba?
Eftalya kitap
Reklam
Bu dünyadan geçeceğiz ve birer hikaye kalacak hepimizden geriye. Ayrılırken geride anlamlı bir hikaye bırakmalı. Hayırla ve güzellikle yâd edilecek, okunmaya ve dinlenilmeye değer bir güzel hikaye...
Sayfa 249Kitabı okudu
Franz Kafka
1883’te Prag’da doğan Kafka, hiç kuşkusuz, gelmiş geçmiş en önemli edebiyatçılardan biri. Ne var ki Kafka hiç de öyle olduğunu düşünmüyordu. Ona soracak olursanız kendisi çok başarısız, hatta yeteneksiz bir yazardı. Kafka’nın mektuplarına da yansıyan bu özgüven problemi, birkaç hikaye dışında hiçbir eserini bastırmamasına yol açtı. Kafka 1924’te hastalandığında ve öleceğini anladığında, arkadaşı Max Brod’dan son bir dilekte bulundu; hiçbiri okunmaya değer olmayan eserlerinin, kendisi öldükten sonra yakılması. Kafka’nın “okunmaya değer olmayan” seklinde tanımladığı bu eserler, simdilerde herkesin “okuması gereken” kitaplar arasında saydığımız Dönüşüm, Şato, Amerika adlı eserleri! Şansımız varmış ki Max Brod, Kafka’nın bu isteğini yerine getirmedi. Metinleri yakmak yerine bir yayınevine ulaştırdı. Böylece bir anlamda, Kafka’nın da edebiyat tarihinde hak ettiği yere gelmesini sağlamış oldu.
Sayfa 12 - Zeynep ŞenKitabı okudu