Ben Ülkü ocağının balkonundan sokağa bakarken, kafamda sorulara yanıt aramakla meşguldüm. Dünya Türk olsa yoksul olmaktan kurtulacak mıydık? Kendi sorumu içimden “hayır” diye yanıtladığım an, dünyamın da değiştiğini seziyordum. O günlerde edebiyat öğretmenim Selma Hanımın “tamam Nihat Atsız’ı da oku, ama bunu da oku” diyerek uzattığı İnce Memed’le bir günaha girercesine tanıştım.