Bir öpücüğün esrimesi içindeyken bile sanki yerin kulağı varmış gibi gizli bir korkuyla titremesi bundandı; aşkın hem hayatının koruyucu meleği hem de melekleri kaçıracak güçteki şeytanı ve baştan çıkarıcısı olduğu duygusunu taşıması bundandı.
Çok fazla tekrara düşen bir anlatımı var, tamamen bir günlük edasıyla yazılmış. İçinde antifeminist cümlelere sık sık rastlayabiliyorsunuz. Ne yazık ki sevemedim ve başladığı kitabı bitirme takıntısı olan biri olmasaydım sanırım sonuna gelemezdim. Çok güzel alıntılara yer verilip , kopya çeken öğrenci gibi o alıntılar üzerinde değişim yapılarak açılmış ve birkaç kendi yorumu dahil edilmiş.
Hayat, hangi yönde ilerleyeceğimizi her zaman kestiremediğimiz bir trene benzer. Hayatta her zaman yaptığımız şeylerin iyi olup olmadığını kestirmeyiz ve istisnasız her şeyi, hem kuşkuyu hem de korkuyu tecrübe ederiz.