Allah ın izniyle
İşte o Müslümanlar yükleniyor,güncelleniyor, tevbe ediyor! Rabbim mağfiretiyle bizleri kabul etsin bu yolda merhametiyle muvaffak eylesin🤲 Peki bu süreçte adım adım ilerleyeceğimizin farkında mıyız ; ilimsiz hiçbir yere varamayacağımızın şuuruna, bu platformda bulunarak bir nebze kanıtlamış oluyoruz değil mi İşte o Müslümanlar yüklenirken,
Ben sana; "Gel beraber mükemmel bir çift olalım, hiç ayrılmayalım, herkes bizi kıskansın." demiyorum ki. Gel diyorum beraber insanları boşvererek şarkı söyleyelim diyorum. Dört dörtlük söyleyelim de demiyorum ki. Bilmediğimiz yerleri sallarız Allah ne verdiyse. Ben sana gel beraber yemek yapalım, mükemmel kekler pişirelim demiyorum ki.
Reklam
Yeraltından Notlar
Gerçek dünyadan kendini soyutlamış bir kişinin iç çatışmalarını konu alan kitap. Bakalım kendimden neler bulup kendime neler katacağım bu kitapla. Beni ne denli etkileyecek okuyalım öğrenelim.
Kendime dedim ki: Hadi kalkalım hadi okuyalım bildiğimiz tüm duaları. Kentleri, köyleri, yedi iklimi, dört bucağı, insanların tarihini, coğrafyasını, aritmetiğini öğrenmeden önce yazgısını öğrenelim insanların. Hadi kalk bakalım öğrenciliğe başlayalım.
Sayfa 207Kitabı okudu
“Derimin anlamı bu değil.” dedi, Vinculus. “Anlamı mı?” dedi Stephen. “Kullandığın kelime tuhaf. Yine de doğru, deri pek çok anlama gelebilir. Benimki herhangi birinin orta yerde bana vurabileceği ve ceza görmeyeceği anlamına gelir. Dostlarımın her zaman sokakta benimle görünmek istemeyebileceği anlamına gelir. Kaç kitap okursam okuyayım, kaç dil öğrenirsem öğreneyim her zaman merak uyandıran bir yaratık gibi görüleceğim anlamına gelir, tıpkı çarpım yapan bir at ya da konuşan bir domuz gibi.
Alfa YayınlarıKitabı okudu
"- Okullar, ilim ve fen ocakları kuruyorlarmış! Yeni yeni endüstri merkezleri kuruyorlarmış! Kel kafaya şimşir tarak mı satıyorsun? Kırım'da yeni binalar kuruyorsunuz, ama öte yandan Tatarları Sibirya'ya sürüyorsunuz; kurşuna diziyorsunuz. Boşalmış köylere ve kurduğunuz o yeni binalara kendi Ruslarınızı Rusya'nın içerlerinden getirip yerleştiriyorsunuz. Emperyalizm ve koloniyalizm değil de nedir bu? Biz öyle başımıza silindir, ellerimize beyaz eldiven geçirip, siz Tatarları İngiliz Lordları gibi istismar etmiyoruz, diyor! Lâfa bak, lafa: Dur sen, Panteley Petroviç, sen bana artık öyle kolay kolay kazık atamazsın. Bak hele, şimdi her şey teker teker dile geliyor. Öyle mi gerçekten? Yüz yıl önce Kırım'da ne kadar Tatar vardı? Onlar neredeler? Söylesene, Panteley Petroviç! Elbette İngiliz emperyalistleri, fellâhları istismar ediyorlar; fellâhların alın terleriyle semiriyorlar İngiliz Lordları. Ama o fellâhlar İngiliz'e çalışırlarken; dur sen, dur, İngiliz keratası; ben okuyayım öğreneyim, makine işletmesini bileyim de görürsün; senin kıçına tekme atıp nasıl kovacağimı seni memleketimden, diye düşünebiliyorlar. Ya biz? Biz böylece düşünebiliyor muyuz? Birimizi komünist ediyorsunuz, başımızı okşuyorsunuz; öte yandan onumuzu kurşuna diziyorsunuz. Ellerinize beyaz eldiven geçirmiyorsunuz ama pis ellerinizle canımıza ve ruhlarımıza sokulup bütün varlığımızı kirletiyorsunuz.
Sayfa 425 - Ötüken Yayıncılık
Reklam
281 öğeden 201 ile 210 arasındakiler gösteriliyor.