206 syf.
·
Puan vermedi
kötü bir kitap ne kadar iyi okunabilirse
Bu kitabı Ortamlarda Satılacak Bilgi podcastinin rezonans kanunu bölümünü dinleyince merak edip okumaya karar verdim. O bölümü dinlediğim an o kadar heyecanlanmıştım ki, çok ama çok az kişinin farkında olduğu derin bir hakikati anlamış hissetmiştim. Bu hakikati anlamama yardımcı olan şeylerden biri de bu podcastti. Aslında dinleyeli uzun zaman
Rezonans Kanunu
Rezonans KanunuPierre Franckh · Koridor Yayıncılık · 20195,7bin okunma
Bizi hayvanlardan farklı kılan o olsa da, insan tekâmülünün en önemli ve değerli kazanımı düşünme ve muhakeme etme yeteneği değildir. Zekâ, tıpkı içgüdü gibi, yol boyunca sadece bir noktadır. Bizim nihai kaderimiz asli Var'lığımız ile yeniden-birleşmek ve olağan fiziksel dünyada anbean olağanüstü, tanrısal realitemizi ifade etmektir.
Reklam
acı cekmekte bile yetersiz olmak
"Kısa bir zaman sonra bir arkadaşım öldü ve ben tabutunun peşinden yürürken, çocukluğumdan beri yakın olduğum bu insanı sonsuza kadar kaybettikten sonra içimde bir keder var mı herhangi bir duygu yüzey çıktı mı diye kendimi dinledim. fakat hiç bir kıpırtı yoktu ve ben kendimi ışığın hiçbir zaman içinde kalmadan geçip gittiği camdan bir nesne gibi hissettim. Bu olayda ve diğer benzer durumlarda kendimi ne kadar bir şeyler hissetmeye zorlasam hatta mantıklı nedenler öne sürerek duygularımı harekete geçirmeye çalışsam da içimdeki donukluktan bir yanıt gelmiyordum Beni bırakan insanlar gelen ve giden kadınlar oldu. Her defasında orada oturmuş camın dışındaki yağmuru seyreden biri gibi hissettim kendimi. Doğrudan yakınımda olan şeylerle bile aramda camdan bir duvar vardı ve kendi irademle onu yıkacak gücü bulamıyordum bu halimi açıkça görmüş olmam bile içimde gerçek bir huzursuzluk uyandırmadı çünkü zaten gördüğüm gibi doğrudan kendimi ilgilendiren şeylere karşı bile büyük bir kayıtsızlık içindeydim. Acı çekmek için bile yetersizdim. Nasıl ki bir erkeğin cinsel iktidarsızlığı ancak bir kadınla sevişecegi anda belli olursa bu duygu bozukluğunun da dışarıdan bakıldığında anlaşılmaması bana yetiyordu. Toplum içinde olduğum zamanlarda da hayranlığımı ifade ederken yapay bir heyecan sergileyip, etkileyici şeyleri abartarak içimin ne kadar hissiz ve kayıtsız olduğunu gizlemek için bir anlamda gösteri yapıyordum. Dışarıdan bakıldığında bir yön değişikliği yapmadan eski rahat ve sorunsuz hayatımı sürdürmeye devam ediyordum. Haftalar ve aylar farkettirmeden böyle geçip gidiyordu.."
SEMBOLLER, KONULAR VE EDEBİYAT Moğol halkının olağanüstü tarihi ve edebi mirası olan "Moğol Gizli Bürosu" işte böyle başlıyor. "Cengiz Han'ın soyundan gelen Burte Chino cennette doğdu ve eşi Gua-Maral denizi geçerek Onon Nehri'nin annesi Haldun Dağları'na yerleşti ve Battsagaan adında bir çocuk doğurdu." Burte bir kurt, her
geçen gün tanrı ile konuştum. ne düşündüğünüzü biliyorum. konuştuğun kişinin tanrı olduğunu nereden biliyorsun? açıklayacağım, ama şunu söyleyeyim, sorduğum bütün sorulara –yani hepsine- cevap vererek beni ikna etti. bütün sorularıma makul ve tatmin edici cevaplar verdi. sonunda, onun tanrıdan başka birisi olmadığını kabul etmek zor
Ne var ki kaderin tüm beklentilerimi yerine getirmesi ve benim de bunun õtesinde hiçbir şey talep etmeyişim bir alışkanlık haline geldiğinden bu hal giderek yaşamımda bir hyecan eksikliğine ve cansızlaşmaya yol açtı. O dönemde bazı yanı farkındalık anlarında bilincine tam varmadan içimde özlemini çektiğim şey arzulardan ziyade, arzulama arzusuydu; daha güçlü, daha bağımsız, daha tutkulu,daha doyumsuz istek duyma, daha yoğun yaşama, belki de acı çekme ihtiyacıydı. Fazlasıyla aklı başında bir yöntemle varoluşumdan bütün çelişkileri uzaklaştırmıştım ve bu çelişki yokluğu canlılığımı söndürüyordu. İsteklerimin giderek daha da azaldığını ve zayıfladığını, duygulanıma bir tür donukluğun yerleştiğini görüyordum; belki de en iyisi şöyle ifade edecek olursam, bir tür ruhsal iktidarsızlık ve yaşamda tutkuyla yer alabilme yetersizliği hissetiğimi söyleyebilirim. Bu eksikliğimi Önce küçük İşaretlerden fark ettim, Tiyatrolardaki ve salonlardaki bazı sansasyonel toplantılara katılmayı giderek daha sıklıkla ihmal ettiğimi, övgüyle söz edilen kitapları ısmarlayıp sonra da haftalarca hiç dokunmadan yazı masamın üzerinde bıraktığımı gördüm; gerçi mekanik bir biçimde merak duyduğum seyleri toplamaya, kadeh ve antika satn almaya devam ediyordum, ama onları düzenlemekten vazgeçmiştim...
Sayfa 7
Reklam
415 öğeden 291 ile 300 arasındakiler gösteriliyor.