Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dostoyevski'nin Anna Karenina incelemesi!
Başlangıçta çok beğendim; başımı kaldıramıyordum; ayrıntılarına kadar bayağı hoşlanmıştım; ancak bütününde ilgim azaldı. Bunu bir yerlerde okumuşum gibi gelmişti bana, evet, hâlâ belleklerde tazeliğini koruyan, Kont Tolstoy'un Çocukluk ve Delikanlılık, Savaş ve Barış adlı yapıtlarında da aynı hava vardı. Konusu farklı olmakla birlikte Rus
Sayfa 701 - 702, 703, 704, 705, 706, 707, 708, 709, 710, 711, 712 Yapı Kredi Yayınları
Tekrar tekrar tadına bakarken ve ağzıyla şahane bir şekilde Fionna'ya işkence ederken âdeta zaman durdu. Genç adam, dilj ninin şehvetli darbelerinden ve arzudan kayganlaşana kadar genç kadının tadına baktı. Hazır, ıslak ve istekliyken Aidan tekrar yükseldi. Tenleri birbirlerine değiyordu; ikisinin de yüzündeki ifade ateşliydi. İnce parmaklar
Sayfa 250
Reklam
Eski Yunanlılar, insanoğlunu, kökenlerinden itibaren çevresindeki dünyadan ayrılması olanaksız bir güç haline getiren büyüsel bağı bir yana atmışlardı. Ne kadar olgunlaşmış ve gelişmiş olursa olsun, bir Mezopotamyalı ya da Mısırlı, ken­dini, kozmosun sınırsız mekanizması içinde yer alan bir çark olarak görmekten kurtulamıyordu ve böylece insanoğlu
Sayfa 83 - 84-85-86 - PdfKitabı okuyor
Zihnin olağanüstü bir güç ve üstünlük derecesine doğru gelişimi, böylelikle dengenin her bakımdan iradenin aleyhine bozulması –ki gerçek dehanın özünü oluşturan bir durumdur bu- sadece gereksiz bir fazlalık değil, fakat gerçekte hayatın ihtiyaç ve amaçları için de bir engeldir. Bu şu demektir: Gençlikte nesnel dünyayı kavramak noktasında aşırı bir enerji ve ona eşlik eden dipdiri bir hayal gücü ve çok az bir tecrübe, aklı abartılı fikirlere duyarlı hale getirir ve bu çok kere tuhaf hatta garip bir kişilikle neticelenir. Daha sonraki yıllarda ise, bu zihin durumu artık varlığını sürdüremeyip tecrübenin öğrettiklerine yenik düştüğünde, deha kendisini günlük hayatın dünyasında ya da hayatın alışılmış uğraşları noktasında asla o kadar rahat hissetmez ve sıradan akla sahip bir insanın rahatlığıyla hareket etmez: [o dünyanın içinde yer almaz]; kuvvetle muhtemeldir ki ilginç hatalar yapar. Çünkü sıradan bir kafa kendi dar fikirler dünyasında ve eşyayı kendince algılama tarzıyla o kadar kusursuz biçimde rahattır ki, hiç kimse onu bu dairenin içerisinde denetim altında tutamaz; yetenekleri her zaman asli amaçlarına, yani iradenin hizmetini gözetip yerine getirmeye sadık kalır; dolayısıyla kendisini sağa sola yalpalamaksızın ve asla onun ötesine geçmeksizin bu amaca adar. Diğer taraftan, ifade ettiğim üzere, deha aslında bir monstrum per excessumdur; [Zenginlik-kusursuzluk nedeniyle bozukluklar] nasıl ki bunun tam tersi sert, ateşli, hararetli ve akılsız insan, beyinsiz vahşi bir monstrum per dejectum [Yoksunluk- kusur nedeniyle bozukluklar] ise.
ATLANTİS VE LEMURYA
Tektonik Tabakalar, Atlantis, Zümrüt Kent Kim Olduğunuzu Biliyor musunuz ? D020903, Atlanta, GA. Soru: Bize, Atlantis Kıtası'ndan söz eder misiniz? Grup: Binlerce yıl boyunca, gezegeninizin tektonik tabakaları hareket ederken, bazı yerlerde kırılmalar ve yeniden birleşme­ ler meydana gelmişti. Yaşadığınız bölge tektonik bir tabaka­ nın
Şamil'in başa geçmesiyle birlikte Rusların böl­geye daha fazla asker, silah ve top göndermesi gerekecekti. Yeni gelen askerler, yerleşimlerden birindeki garnizonlarda yaşama­ya gönderilmiyordu. Tek işleri savaşmaktı. Bölgenin son dere­ce çetin hayat şartlarında seferden sefere koşacaklar ve arazide bulduklarıyla hayatlarını sürdürmeye
Reklam
Olgunluk çağımda, hayatla ölümün ortasındaki duvarda, kö künden sökme gücü eşsiz, giderek çıplaklaşan bir merdivenin yükselip uzadığını gördüm: rüya. Basamakları, belli bir seviyeden sonra uykunun muntazam tasarrufunu desteklemiyordu artık. Kaotik figürleri, gayet istidatlı ama dramın evrenselliğini kavramaktan aciz adamlara soruşturma alanı teşkil eden rüyanın zerk ettiği derinliğin kafa karıştıran boşluğundan sonra, işte. karanlık uzaklaşıyor ve YAŞAMAK, acı bir alegorik çilecilik biçiminde, bizi bir yerden başka bir yere götürdüğünü sık stk hissettiğimiz ama sadakat, istirap veren sağduyu ve sebat yokluğundan dolayı ancak eksik olarak ifade ettiğimiz olağanüstü güçlerin zaferi oluyor.
_Nevroz, anormalliktir. _Nevrotik, anormal davranışlı, kültüründen sapmış, ruhsal bozukluğu olan kişidir. Nevrotikler, kültürün üvey evlatlarıdır. _Nevrotik bir insan, kendini, kendi yoluna dikilen bir engel olarak görmektedir. _Nevroz, kişinin normal gelişimini engeller ve baş edemediği çatışmaların içine düşürür. _Anormal davranan herkes
Büyük Savaş ve Büyük İhanet
Bu ihanet duygusunun arka planında ne olduğunu anlamak önemlidir. Gandi'nin Hindistan'a dönüşünden ve Savaş'tan sekiz sene önce Henry Nevinson, 1908'de Hindistanlıların İngiliz idaresinden neden memnun olmadıklarını ortaya koymuştu: "Hindistan'daki huzursuzluk Bengal'i ayırma planına karşı Hindistanlıların
Nietzsche "kişi ağzı ile yalan söyleyebilir ama yüz ifadesi onu ele verir" der. Afazikler böyle bir yüz ifadesine, beden görünümü ve duruşundaki herhangi bir uygunsuzluğa veya yanlışlığa karşı doğaüstü bir şekilde duyarlıdırlar. Eğer birini göremiyorlarsa - bu özellikle, insan sesine doğruluğu ve gerçekliği veren veya ayrıntıya, ritme, yükselme ve alçalmaya, renge müziğe, en örtülü değişimlere, vurgulara, tonlamaya karşı yanılmaz bir kulağa sahip olurlar. Onların anlama gücü, kelimeler olmadan, neyin doğal neyin yapay olduğunu anlama gücü işte burada yatar. Bu kelimeleri olmayan ama olağanüstü derecede duyarlı hastalar için konuşmaların yanlışlığını ifade eden şeyler yüz ifadeleri, aşırı duygusal tavırlar, yanlış jestler ve bütün bunların üzerinde yanlış ses tonu ve vurgulardır. Kelimelerle yanılmayan ve yanıltılamayacak olan afazik hastalarımın tepki verdiği şey onlara göre çok ortada olan bu grotesk uyumsuzluklar ve uygunsuz davranışlardır.
Bölüm 9: Başkanın KonuşmasıKitabı okudu
Reklam
Olgunluk çağımda, hayatla ölümün ortasındaki duvarda, kökünden sökme gücü eşsiz, giderek çıplaklaşan bir merdivenin yükselip uzadığını gördüm: rüya. Basamakları, belli bir seviyeden sonra uykunun muntazam tasarrufunu desteklemiyordu artık. Kaotik figürleri, gayet istidatlı ama dramın evrenselliğini kavramaktan aciz adamlara soruşturma alanı teşkil eden rüyanın zerk ettiği derinliğin kafa karıştıran boşluğundan sonra, işte, karanlık uzaklaşıyor ve YAŞAMAK, acı bir alegorik çilecilik biçiminde, bizi bir yerden başka bir yere götürdüğünü sık sık hissettiğimiz ama sadakat, ıstırap veren sağduyu ve sebat yokluğundan dolayı ancak eksik olarak ifade ettiğimiz olağanüstü güçlerin zaferi oluyor.
( Nuh’un büyükbabası Enok ) _Meleklerin Düşüşü ve Masonluk_ _İnsanoğulları çoğalınca, güzel ve alımlı kızları oldu. Melekler, göklerin çocukları onları görüp şehvet hissettiler. Birbirlerine dediler ki: “Gelin insanların arasından kendimize eşler seçelim ve onlardan çocuklarımız olsun.” Liderleri Semyaza onlara dedi ki: “büyük bir günahın cezasını
_Vatanınız, anneniz gibidir. Her kim vatanınızı aşağılıyorsa, hem size, hem annenize hem de atalarınıza düşmandır ve o her kim olursa olsun çekinmeden suratına bir yumruk indirin ve o kansızlarla mücadele edin. _Oyun başlasın! _Tek millet, tek devlet, tek lider, büyük Almanya. _Gelecek ya bizim olacak ya da ortada gelecek diye bir şey
_Kadın olsam hayat kadını olurdum. _Bir çiçeğe konan kelebek olmaktansa, bir boka konan sinek olmayı tercih ederim. _Kelebeklerin ve arıların arzuladığı bir çiçek olmak varken, sinekleri cezbeden bir bok parçasıydım. _Beni soğuk, kibirli, ukala falan bulduysanız sizi sevmemişimdir. Sevdiğime kedi gibi olurum ben. _Yeterince dürüstsen, fazlasıyla
_Kadın üzerine yazı yazarken kalemi gökkuşağına batırıp, mürekkebi kelebek kanatlarının tozu ile kurulayacaksınız. _Herkesin vardır bir köpeği. Bakan, kralın köpeği; memur, bakanın köpeği; kadın, kocasının köpeği, ya da adam karısının köpeği. _Hakikati dinleyecek kadar güçlü olmadığınız için sıradan birisiniz. _Yetenek ve erdemin insanlara bir
95 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.