Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnsân-ı Kâmil Olmak
Olmak mı, ölmek mi. Ölen olur, olan ölmüş demektir.
312 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Bir kitabın daha sonuna geldim Papatya Tarlasında Rönesans iki kitaptan oluşan harika bir seriydi. İyiki okumuşum.ikinci kitaptada heyecanım ve merakım eksilmeden okudum diyebilirim. Kutsal Melezin doğması için Eagle ve Jasmine evlenirler. Ama kutsal melez kız doğmuştur. Kız olduğu için Kutsal Melez sayılmaz ve 7 aylık ,7 yaşında ve 14 yaşında idam edilebilirler. Eagle yasalardan kızını ve karısını korumak için onları kuleye kapatır. Ama Eagle nin kardeşi tahta çıkmak için hiç boş durmaz. Eagle kızı yerine idam edilmek ister ve zehirli içecekten halkının gözünün önünde içer ve ölür. Jasmine Eagle nin ölmesine çok üzülür oda ölmek ister. Bu evlilik başlarda zorunlu gibi olsada zamanla Eagle yı sevmiştir. İlk aşkından ve oğlundan onu ayırsada yıllar geçtikçe sevmişti... Kutsal Melezi öldürmek isterler halası peşini bırakmaz . Cresent i zorlarlar zehirli içecekten içmesi için direnirken kapının orada bir adam belirir ve işaret eder zehiri içiyor gibi yapmasını ve kendisine doğru koşmasını işaretle anlatır. Cresent i kurtarır... Bu adam Jasmine nin ilk evliliğinden olan oğludur. Kardeşidir... Günümüzde Cresent, Melih ve profesörün peşini kötü adamlar bırakmaz. Aslında profesör kim ? Kötü adam kim ? Geçmişten gelen insanlar mı? Cresent in peşindeler mi ? Devamı ve daha fazlası kitapta okuyunuz.okutunuz.tavsiyemdir.
Papatya Tarlasında Rönesans 2
Papatya Tarlasında Rönesans 2Gizem Çetin · Başlangıç Yayınları · 201835 okunma
Reklam
GECE BULUŞMASI - ATTİLA İLHAN
Sen İstinye'de bekle ben buradayım İçimde köpek gibi havlayan yalnızlığım Belki gelmem gelemem 5 dakika bekle git Çünkü ben buradayım karanlıktayım Çünkü elimi kestim beni kan tutuyor Şarabım bütün ekşi suyum soğuk Yanımda olmadın mı seni seviyorum Belki gelmem gelemem 5 dakika bekle git Yüzünü ıslatmadan ağlayabilir misin Gece yarıları telefon ettin mi hiç Karanlık adamlar hüviyetini sordu mu Ben senin olmadığını arıyorum Belki gelmem gelemem 5 dakika bekle git Yabancı gibisin miyop gözlerin kısık Bana ait ne varsa hepsi seni korkutuyor Sana ait ne varsa hiçbiri benim değil Belki ölmek hakkımı kullanıyorum Belki gelmem gelemem 5 dakika bekle git
Rainer Maria Rilke
Birinci Ağıt Kim duyar, ses etsem, beni melekler katından? Onlardan biri beni ansızın bassa bile bağrına, yiterim onun daha güçlü varlığında ben. Güzellik güç dayandığımız Ürkü'nün başlangıcından özge nedir ki; ona bizim böylesine tapınmamız, sessizce hor görüp bizi yok etmediğinden. Her melek ürkünçtür. Kendimi tutar bu yüzden, yutkunurum.
Süküt. Ah süküt, sendeki gürültü ve söyleniş, kahkaha ve istihza beni sağır ederdi de neden acaba etmedi, yoksa etti mi?
Sayfa 53 - İletişim Yayınları - Pdf
İstemiyorum ölmek. Oysaki bundan evvel kaç defa ölüme razı olmuştum. Razı olmak da değil... intihar etmeyi bile düşünmüştüm. Kimileri derler ki intihar bir irade işidir. Ben buna inanmıyorum. İntihar bir iradesizliktir. Dünyadaki güçlükleri yenebilen, o iradeyi gösterebilen kimse kolay kolay ölüme razı olmaz. Ölüme razı olan hiçbir şey ile cedelleşemeyen, bu savaşta bütün ümitlerini kaybeden kişidir. O ümitleri kaybetmek için de insanın kendisini dünyaya bağlayacak hiçbir şeyi olmamalı. Ne para, ne pul, ne aşk, ne muhabbet, ne şeref, ne namus... Ama şimdi ben öyle miyim ya? Hiçbir şeyim olmasa bile günde 5 lira kazanabileceğim... 5 lira... Az para mı? Bu 5 lira ile pekâlâ karnımı doyurabilir, ısınabilir, giyinebilir, dünyanın parasız olan bütün nimetlerinden faydalanabilirim. Gökyüzünün parlaklığı, denizin mavisi, ağaçların yeşili, toprağın sıcaklığı, suların sesi, havada uçan kuşlar, rüzgarın getirdiği çiçek kokuları... Nasıl vazgeçerim bunlardan? Hayır, ölmek istemiyorum.
Denize DoğruKitabı okudu
Reklam
... Fezada dipsiz sükut, duyulmazın sesi mi? Rabbim, Rabbim, Yüce Rab, âlemlerin Rabbi, sen! Sana yönelsin diye icad eden kalbi, sen! Senden uzaklık ateş, sana yakınlık ateş! Azap var mı alemde fikir çilesine eş? Yaşamak zor, ölmek zor, erişmekse zor mu zor? Çilesiz suratlara tüküresim geliyor! Evet, ben, bir kapalı hududu aşıyorum; Ölen ölüyor, bense ölümü yaşıyorum! Sonsuzu nasıl bulsun, pösteki sayan deli? Kendini kaybetmek mi, visalin son bedeli? Mahrem çizgilerine baktıkça örtünen sır; Belki de benliğinden kaçabilene hazır. Hatıra küpü, devril, sen de ey hayal, gömül! Sonu gelmez visalin gayrından vazgeç, gönül! O visal, can sendeyken canını etmek feda; Elveda toprak, güneş, anne ve yâr elveda! 📜
Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek
"Herkesin ne olursa olsun hayatta kalmak için savaşım verdiği bir dünyada, ölmeye karar verenleri anlamak kolay mı?"
Yaşamın sana öğrettikleri mi, öğretemedikleri miydi içindeki boşluğu oluşturan? Hiçbir boşluk bu kadar ağır basmamıştı. Sanırım susmalar dolduruyordu o boşlukları, noksanlığı olan duygularla. İçi sessizlikle doldurulmaya tek çare o boşluk; Zamanla insanın bastırdığı duygunun esiri olmasıyla nüanslı bir oluşumdu. Anlatamamak ve ya anlaşılamamak en yavaş ölüm olsa gerek.Bir gün ölmek için, hergün tekrar tekrar ölmek.. Çektiğin şey insanlara yetmiyor. Acılar karşılaştırılma özelliğini yitirmiyor hiçbir zaman. "Kaç hezimetten sonra bezgin olurdu ki insan? Kaç olunca çok;Kaçta kalınca azdı rakamlar? Neye göre, kime göreydi ölçüt? Aynı su değil miydi; patatesi yumuşatırken, yumurtayı sertleştiren? Neydi ki insanı yerle bir etmeye yönelten? Derdin ölçüsü neydi sahi?"
"Benim ruhum nerede? Kendi yaşamımın müziğini böylesine derin bir coşkuyla çalabilecek bir ruhum var mı?"
Sayfa 178Kitabı okudu
1.000 öğeden 971 ile 980 arasındakiler gösteriliyor.