Rênas Jiyan-Janya
“tanrı ve zaman yanlış hatmedilmiş kiliselerin çanları sağır… minareler kısa… dekolte doktrinler giyinmiş abdal… geç kalmış, geç yağmış yağmurlarla dolmuş sarnıçlar, yırtıcı bir neşter darbesiyle, bulanmışlar nükleer sevdalardan olan kuleler, rokoko kristallerle süslenmiş tünellerde lime lime olmuşlar, bikes düşlere darılmışım, sıçramışım ve
Onun Duası ve Benim Rüyam
Kelebek kanadındaki toz gibi idi varlığın, gün geçtikçe siliniyordu benliğin. Her kanat çırpışta her göğe bir adım daha yaklaştıkça kaybediyordum seni. Saydam, şeffaf bir kanada eriştiğimde sen olmayacaktın ve belki bende uçma yetisini kaybeden bir tür böceğe dönüşecektim. Nasıl görünürdü, nasıl karşılanırdı bilmiyorum lakin bir karınca sofrasına meze olmaktı sensiz kalmak. Anladım.... Sonum oluyordun her nefeste, nasıl ve ne zaman elim sana yetişmeye kalksa yeşeriyordu ümit. Gözyaşları oluk oluk akıyordu. Akmasına aldırmıyordun da inadına tebessüm edip kahkahayı basıyordun. Sonra zaman kavramını ortadan kaldırıp “Bekle, ne yap ne et bekle” diyor kahkahana kaldığın yerden devam ediyordun. Acımız hafifliyor ölüyorduk yavaş yavaş. Ölüyordum… Düz bir kapı açılıyordu semaya doğru binlerce merdiveni olan. Avuçlarımda sen çıkıyorduk bir bir yukarıya. Nasıl tutuyordum seni, yara alma diye sıkmadan, kaçma diye gevşetmeden avuçlarımda seni. Bir fenalık gelmesin diye defalarca siper ettiğim gövdemi daha hangi şarapnel parçalarına vurdurup hücrelerime ayıracaktın. Eti kemikten söktüğün gibi beni sensiz bıraktın sessiz bıraktın. Ağladım….
Tayfun
Tayfun
01 Mayıs 2018 - 12 Haziran 2018
Reklam
seni seveni nesi güzel nesi aşka hamal olan nesi dudağına aşık nesi elime elime. tenden öte bahtiyar ellerin hor, rol alınan ihtiyar adam gibi Hoş, sevdiğim gözlerinin içi nesi benim meyvem nesi senin ensenin sesi nesi dibimde oluk oluk su ah buna damağımda biten henüz çorba içmemiş, altını pislememiş memeleri anneminkinden de süt dolu birkaç kelime beliriyor. seni sevenin ben ölse de inciri ocağına dikmem. Zeynep
Janya
Janya
Janya
tanrı ve zaman yanlış hatmedilmiş kiliselerin çanları sağır… minareler kısa… dekolte doktrinler giyinmiş abdal… geç kalmış, geç yağmış yağmurlarla dolmuş sarnıçlar, yırtıcı bir neşter darbesiyle, bulanmışlar nükleer sevdalardan olan kuleler, rokoko kristallerle süslenmiş tünellerde lime lime olmuşlar, bikes düşlere darılmışım,
-Kızım ailen sana gözü gibi bakıyor -Seninkilerde öyledir eminim. -Bunun için bana bir arabanın çarpması lazım, kolumun kopması oluk gibi kan akması falan. Belki o zaman.. Sebastian Fitsek Terapi 🎬 (2023)
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.