Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Leyla artık dinlemiyordu. Aklı, Penşirli adamın, Ahmet'le Nur'un ölüm haberini getirdiği gündeydi. Yüzü bembeyaz kesilen Babi'nin kanapeye yığılışını, duyunca eli ağzına giden Anne'yi anımsadı. Leyla annesinin o gün kahroluşunu izlemiş, korkmuştu, fakat gerçek bir ıstırap hissetmemişti. Annesinin kaybının korkunçluğunu algılayamamıştı. Şimdiyse bir başka yabancı bir başka ölüm haberi getirmişti. Şimdi kanepede oturan, kendisiydi. Ona kesilen ceza bu muydu yoksa; öz annesinin çektiği acıya uzak kalmasının bedeli? Anne'nin nasıl yere yığıldığını, nasıl çığlık çığlığa haykırdığını, saçlarını yolduğunu anımsadı. Oysa kendisi bunu bile beceremiyordu. Doğru dürüst kıpırdayamıyordu. Tek bir kaşını bile oynatamıyordu.
Sayfa 245 - Everest (cep) Yayınları
184 syf.
10/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Size bir sır vereceğim! Bu sır öyle bir sır olacak ki bu zamana kadar hiç bir sır bu kadar açık anlatılmayacak. İstanbulda hayal edin şimdi kendinizi Kız Kulesinin tam karşısında... Kız kulesi gözlerinizin önünde dalgalar ve rüzgar. Şimdide kendinizi Mısır Piramitlerinin yanında hayal edin. Biraz ötenizde Mısır piramitleri ve siz. Biraz rüzgar
Rüya Avcısı
Rüya AvcısıMustafa Kaya · Fenomen Kitaplar · 2018779 okunma
Reklam
Ölüler Konuşuyor ! EVP Kayıtları
Ölüler Konuşuyor! EVP Kayıtları Ölümden sonra yaşam var mı? insan oğlu asırlardır bu sorunun cevabını arıyor, deniyor ki bu gerçeği insan ancak kendi ölümünden sonra anlayabilecek, ama belki de bu kadar beklenmeyecek, çünkü modern bilim 20. Yy. başlarından beri bu konuyu ele almış durumda. Scientific American’ın 30 Ekim 1920 sayısında,
#eminebulut #annelütfenölme #ölmekistemiyoruz
"Ne çok acı var..." Böyle başlıyor Cahit Zarifoğlu, yaşamak kitabına. Herkes söyleyebilir, herkes yazabilirdi bu cümleyi pekala. Süslü ve edebiyatı ağır bir cümle değil çünkü. Belki sıradan bile denebilir. Sade, birdenbire, öylesine. Tıpkı acılar gibi. Lakin mahiyeti kalbe ağır, hüznü de. Sıradan değildir hiç bir acı,
Rıfat Ilgaz'ın hastaneye yatışı ile ilgili, Başdan gazetesinin, 28.1.1949 gün ve 25. sayısında şu haber verilmiştir: "... hastaneden çıkan Ilgaz, on gün kadar savcılıkta ifadeler ve muhakemelerle meşgul olmuş ve tekrar hastalığı arttığından yatağa düşmüştür. Rıfat'ı para ile yatıracak bir hastane dahi bulunamamış, nihayet Vali Vekili Haluk
Hz. Fatıma'nın Şehadeti Hikaye Değil Gerçektir Son zamanlarda Sistan Beluçistan eyaletinde (İran Sünnilerinin yoğunlukta yaşadığı eyalet) sahih İslam tarihinden habersiz biri çıkmış Peygamber efendimizin değerli kızı Hz. Fatıma (s.a) hakkında bir makale yazmış adını da “Hz. Fatımatu’z Zehra’nın (s.a) şahadet hikayesi” koymuş. Bu makalede Hz.
112 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.