Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Geçmiş
Yaşamı "sürdürmekle" bu denli meşgul olmamızın nedeni "ölmek" zorunda olduğumuzu bilmemizdir. Geçmişi korumamızın ve geleceği yaratmamızın nedeni ölümlülüğün farkında olmamızdır.
Ölüm
Ölüm, aklın en büyük yenilgisidir, akıl ölümü -ölümü nasıl bir şey olarak "bildiğimizi" değil- "düşünemediği" için, ölüm düşüncesi terim bağlamında bir çelişkidir ve çelişki olarak kalmaya zorunludur. Ne doğumum nede ölümüm bana "benim" deneyimlerim gibi görünebilir. Kendimi yalnızca "önceden doğmuş" ve "bugün de yaşıyor" olarak kavrayabilirim.
Reklam
René Descartes
Düşüncenin kavrayamadığı tek şey "kendi" var-olmayışıdır: Düşüncenin kendi yokluğunu imgelemleme yetisinden yoksun oluşu, Descartes tarafından, tersi biçimde, düşüncenin olağanüstü gücü olarak tanıtılmıştır; Düşünüyoruz, "öyleyse" varız.
Baudrillard
Evrensel olarak ve sürekli uygulanan çıkış yolu, ölüyü dışlama yoluyla yaşam ve ölümü birbirinden uzay bağlamında ayırmak olmuştur. Baudrillard'a göre mezarlıklar ilk gettolardır; gettoların ilk örnekleridir, daha sonra ortaya çıkacak bütün gettolar için bir modeldir. Ölüyü uzakta tuttukları sürece güçlerini kaybeden tehditler arasına sokarlar.
Geçmiş
Bugünü aşma ve geleceğe uzanma umudu, yalnızca geçmişin sürmesini sağlamaya dayandırılabilir. Sürekli olarak geçmişi yeniden ele geçirme, onun yaşayan bellekten çıkmasına izin vermeme arzusunun ardında da bu umut yatar. İmgelenen geleceği sömürgeleştirme savaşı, imgelenen geçmişin sınırlarında sürer.
Nabokov
Ölümlülük böyle zamanlarda -rüyalarda- değil, büyük neşe ve başarı anlarında, bilinç en yüksek terasına çıkmışken, bir gemi direğinden, geçmişten ve geçmişin kalesinden, kendi hudutlarının ötesine bakma şansını yakalar. Ve sisin içinde fazla bir şey görmek mümkün olmasa da, insan bir şekilde, doğru yöne baktığını hissedip mutlu olur.
Reklam
Sanat
Kültür "türün kendini koruma sisteminin ötesine geçen şeydir"; başka bir deyişle, yöneticilerin ilgilendiği, ilgilenmelerinin uygun olduğu her şeyin ötesine geçen şeydir. Yöneticiler bu nedenle son derece yararcı ve dolayısıyla "salt varoluş"na işlenen "yararsız doğası" yüzünden sanatın doğal düşmanlarıdır.
Medya
Okumanın yerini seyretmenin, kitapların yerini ekranların alması gibi; ölümsüzlüğün yerini de kötü ün almıştır. "Görünürde olmak" birey olmanın yoludur; belki de biri olmanın tek yolu. "Herkes" der Debray, gizliden gizliye var olmadığından korkar; çünkü başkaları onun var olma hakkının farkına varmadığı sürece aslında o yoktur. İnsan başkaların ondan söz ettiği -onu yücelttiği, eleştirdiği, alaya aldığı, ona iftira ettiği, onun sözlerini yinelediği- sürece vardır. Başkalarını konuşturan ise medyadır. Medya modayı, son moda konuları, son moda senaryoları, yaratır ve oyuncuları bu senaryodaki satırlara uydurur. Oyuncu seçiminde önemli olan "doğruluk değeri" değil, "gösteri değeridir". Entelektüel artık fikirlerinin adil olup olmaması ile değil, müdahalelerinin yankısıyla yargılanıyor.
Ölüm
İnsanın içinden milliyetçiliğin entelektüellere özgü ırkçılık olduğunu söylemek gelebilir. Tersine ırkçılık kitlelere özgü milliyetçiliktir.
Ölümlülük
Ölmek üzere olan kişi "yalnızlık"tan çok "sessizlik" içinde ölür. Ölüm döşeğindeki kişiyle iletişim kurmadaki başarısızlık, biz modern dünyada yaşayanların, belirli bir süre boyunca üzerinden korkunç imgesinin silindiği yaşam lüksü karşılığında ödediği bedeldir. Modern aracılık "ölümlülüğün yapısını sökmüştür". Yapısöküm ölümü ortadan kaldırmamıştır. Onu yalnızca beğenilmeyen, çıplak, önemini kaybetmiş bir durumda bırakmıştır. Ölüm yaşamın üretilme sürecinde atıktan başka bir şey değildir; yararsız bir atık, becerikli ve yaratıcı oyuncularla dolu zengin, meşgul, kendinden emin dünyada tam bir yabancı. Ölüm modern yaşamın "ötekisi"dir. Claude Levi-Strauss'un ileri sürdüğüne göre, bizim modern toplum tipimizle öteki daha basit toplumlar arasındaki en önemli farklardan biri onların "antropofajik" (yamyam), bizimse "antropoemik" olmamızdır: Onlar düşmanlarını "yerler", bizse "kusarız". Bizim Öteki ile başa çıkma yöntemimiz ayrımcılık yapmak, ayırmak, çöpe atmak, unutulmaya neden olacak lağıma atmaktır.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.