Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.6
Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu-Stefan Zweig
Ana konusu bir kadının yıllarca sevdiği adama kavuşamaması.Ve bu adam bu kadını tanımıyor.Defalarca karşılaşmalarına rağmen kadını tanımaması çok ilginç.Kadının adama aşırı ilgisi var.Ve bu ilgi sevgiden ziyade takıntı, bağımlılık gibi.Bu kitapı defalarca TikTok gibi sosyal uygulamarda görüyordum.Çok abartılan ve tavsiye edilen bir kitapdı.Bu kitap hakkında Stefan Zweig-in en iyi kitabı gibi yorumlar vardı.Bende okumaya karar verdim.Ve burda şuna açıklık getirmek isterim.Kendi şahsi görüşlerimle şunu söylerim ki, iyi bir kitap lakin Stefan Zweig-in en iyi kitabı değil.Stefan Zweig-in (Korku; Virata ya da ölümsüz bir kardeşin gözleri; Sahaf Mendel)-gibi daha iyi kitapları olduğunun kanaat getirdim.Benim incelemem bu kadar.
"Artık özgür olmak istemiyorum. Özgür insan özgür değildir ve eylemsiz olan günahtan kaçamaz. Sadece hizmet edenler özgürdür, başkasına veren, tüm enerjisini bir işe veren ve sorgusuz sualsiz eylemde bulunan insan özgürdür. Sadece edimlerimizin ortası işimizdir ; başlangıcı ve bitişi, nedeni ve sonucu tanrıların elleeindedir. Beni irademden azat edin, çünkü isteklilik karmaşıktır ve hizmet etmek bilgeliktir." kitabın tam olarak ana fikri burada verilmiştir.
80 syf.
9/10 puan verdi
Üç dini hikayeden oluşan kitabın ilk hikayesi(Rahel'in hikayesi) hoşuma gitti fena değildi, ikinci hikaye( Nuh'un gemisinden kalkan üçüncü güvercin) o kadar çok hoşuma gitmedi ve kısa bir hikaye idi, kitapta asıl hoşuma giden hikaye üçüncü hikaye(ölümsüz kardeşin gözleri) oldu. Bu hikaye kitabın yarıdan fazlasını oluşuruyor ve içinde bir çok mesaj barındırıyor. Efsanevi sürükleyici masal tarzı bir hikaye okuması hoş bir kitap.
Üç kısa öyküde oluşan kitabın ana teması huzur, barış ve Tanrı 'yı arayış ele alınıyor.Yazar bu çerçeve içerisinde nelerin yapılmaması gerektiğini anlatırken, yapılacaklar hakkında bilgi vermemekle okura derin bir bilinmezlik kapısını aralamış.
Öykülerden ikisi Kutsal Kitap'tan , üçüncüsü Hint efsanesinden alınma. Derin bilinmezlik kapısı olan üçüncü öykü benim favorim. Sanki Hâlil Cibran' ın Ermiş' i ile uzun soluklu bir sohbet havası vardı.
Kısaca öykülere değinecek olursam, favorimden başlayayım o zaman Ölümsüz Kardeşin Gözleri adındaki öykü de savaşçı Virata bir savaş sırasında farketmeden ağabeyini öldürmesi ile hayatını tamamen değiştirmek adına gerçekleştirdiği eylem ve eylemsizliklerin kendine ,yakın ve uzak çevresine ne kadar zarar verdiğini sorgulatmakta.Kısaca: "Eylemsizlik de bir eylemdir."
İkinci öykü; Üçüncü Güvercinin hikayesi Nuh tufanından sonra, Nuh peygamberin suların çekilip çekilmediğini anlamak için güvercin yollar ve gelen güvercinin gagasında zeytin dalı ile dönmesi günümüz de barışın simgesini neden güvercin ve zeytin dalı olduğunu açıklar nitelikte.
Kitaba ismini veren öyküde ise Yakup peygamberin ikinci eşi olan Rahel'in kontrolden çıkan çocuklar için Tanrı'ya olan isyan ve yakarışını anlatıyor.
Zweig klasik tarzını yine bozulmadan üç kısa hikayenin olduğu akıcı diliyle bir çırpıda okunacak ama etkisi uzun sürecek bir kitaba daha imzasını taşıyor. Keyifle okudum. Keyifli okumalar.
kısa kısa efsaneler
Yazarı çok sevdiğim için içeriğine bakmadan aldım. Aslında daha önce yayınlanan efsanelere dayalı küçük hikayelerden oluşuyor. Artık telif hakkı olmadığı için herhalde her yayınevi bu ve benzer yazarların kitaplarını hikayeleri karma yaparak yeni kitapmış gibi piyasaya çıkarabiliyor. Yine de okumadığım bir hikaye vardı içinde. Ayrıca diğerlerini tekrar okumakta bir sakınca görmedim. Zweig'in akıcı yazısı her zaman beni etkilemiştir. Bilgi amaçlı yazıyorum; içinde "1. Rahel Tanrıyla Hesaplaşıyor, 2. Üçüncü Güvercinin Hikayesi, 3. Ölümsüz Kardeşin Gözleri, 4. Zıt İkizler" hikayeleri var. Tavsiye ederim.
64 syf.
9/10 puan verdi
3 Hikayeden oluşan kısa ama etkisi çok büyük bir kitap. İlk hikaye kitaba adını veren hikaye. Ancak herkesi etkilediği gibi beni de etkileyen 2. hikaye. Ölümsüz Kardeşin Gözleri. Bu hikaye adaletin, iyiliğin, vicdanın vs her türlü iyi huylar ya da hiç kötülük etmek istemeyen Vitara'nın hikayesi. Çok etkiliydi, en azından benim için. 3. hikaye ise Nuh'un gemiden haber almak için yolladığı üçüncü güvercinin hikayesi ile dünyayı, insanları ve zalimliklerini konu ediniyor güvercini perde ederek. Keyifli okumalar
Gerçekten çok güzel ve etkileyici bir kitaptı.
Kitabımız üç öyküden oluşuyor. İlki kitaba da ismini veren Rahel Tanrı'yla Hesaplaşıyor. Bu ilk öykü sebebini hala çözemediğim bir biçimde bende rahatsızlık uyandırdı. Bu sebeple üzerinde durmadan diğer öykülerden bahsedeceğim.
Üçüncü Güvercinin Hikayesi: Nuh Tufanı olayı. Tufanın bitip bitmediğini kontrol etmesi için gönderilen üçüncü güvercin dünyanın bitmek tükenmek bilmeyen savaşına maruz kalıyor ve öyle görünüyor ki sonsuza dek o savaş ortamında barışın olabileceği tek bir toprak parçasını aramaya devam etmek zorunda kalacak... Çok anlamlı bir hikayeydi. Verilmek istenen mesaj kısa ve netti. Tanrı insana her şeye yeniden başlama şansı tanır, insanoğlu ise yine savaşı tercih eder...
Ölümsüz Kardeşin Gözleri: Bir savaş sonrasında öldürdüğü kişilerden birinin abisi olduğunu farkeden Virata'nın, o bir çift göze esir olmasının hikayesi... Çok derindi. Olaydan sonra Virata günahsız ve kimseye zararı dokunmadan yaşayabilmeyi umuyordu. Ama ne yazık ki "eylemi" ayrı, "eylemsizliği" ayrı sorun yaratıyor...
Simyacı'yı okumayı hep erteledim. Sebebi de herkesin çok sevdiği bir kitabı okurken bende seveceğimi düşündüğüm için değer verip en rahat okuyacağım zamanda her cümlesini anlayarak okumak istememdi.
Sonunda o gun geldi ve bir çırpıda okudum. Yalniz bir çırpıda okumam aşırı beğendiğim için olmadı. Cok kolay okunuyor, akıcı, konular merak uyandırıcı ilerliyor ama sona doğru bi hayal kırıklığı yaşadım. Belki de Simyacı ya benzer kitaplar okuduğum için bu kitap bana enteresan gelmedi. Ve ya fazla beklentiye de girmiş olabilirim.Olaylar çok basit ve üstünkörü anlatılmış hissine de cok kapıldım. En sevdiğim bölümü Billuriyeci ile yaşadığı zamandı. Mesnevi den ornek alınan ve herkesin çok sevdiği hikayeyi anlatan bölümüde eskiden bir yerlerden duymuştum, bildiğim bir hikayeydi. Sanırım kitabı okumaya geç kalmışım.
İçerik olarak çok benzemesede felsefi ve mistik olarak benzeyen Âmâk-ı Hayal, Puslu Kıtalar Atlası, Siddhartha, Ölümsüz Kardeşin Gözleri kitaplarını daha cok sevdim. Belki bunlardan önce Simyacı'yı okusaydim herkeste bıraktığı o etki bende de olurdu.. bende eksik kalan bir kitap oldu.
Ama herkesin kolaylıkla okuyacağı akıcı ve sürükleyici bir kitap olduğunu rahatlikla soyleyebilirim.
70 syf.
6/10 puan verdi
Kitap okumaya uzun bir ara verdim ve tekrar başlamaya kendimi zorladığımda beni yarı yolda bırakmayacağına güvendiğim bir yazarı tercih ettim, pişman da olmadım. Diğer kitaplardaki karakter skalasından uzaklaşıyoruz ve idealist karakterlerle karşılaşıyoruz önsözde de bahsedildiği gibi. Özellikle 'Ölümsüz Kardeşin Gözleri'nde güçlü bir hikaye örgüsü gördüm ve beni gerçekten tatmin etti. Yeniden kitap okuyabilmenin mutluluğuyla!