Bir süredir bunu düşünüyorum. Ona olan sevgim değişti. Artık kendiliğinden gelişen bir sevgi değil; vesveseli, ihtiyatlı bir sevgi, bir bakıcının sevgisi. Gerçek sevgi değil. Yine de birbirimize karşı dürüstüz, oma söylemekten utandığım hiçbir şey yok.
Sen kabuğu içinde
Küçük bir ceviz
Cevizden de küçük
Fındık kadar bir şeysin
Saraylar kurdun
Otoyollar döşedin
Gökdelenler yükselttin
Ses 'hızında uçaklarla
Hava limanlarını
Bağladın 'birbirine oma
Cevizin fındığın
Kabuğu gi'bi olsun
Başını dinleyecek
Sırasında
Canını kurtaracak
Küçük sağlam özgür
Kutu kadar bir sığınak
Kuramadın henüz kendine
Sayfa 12Kitabı okudu
İyi yatırım, mutlaka en yüksek getiriyi elde etme meselesi değildir; çünkü en yüksek getiriler, tekrarlanamayan tek seferlik isabetli atışlar oma eğilimindedir. İyi yatırım, sebatla sürdüreceğiniz ve çok uzun bir süre boyunca tekrarlanabilecek oldukça iyi getiriler elde etme meselesidir.
Sayfa 73 - Scala YayıncılıkKitabı okudu
Ḳalmışım gerçi bu dünyāda ġarīb ü bī-kes
Ḳoma maḥşer gibi bir kūşe-i ġurbetde ġarīb
Sayfa 692Kitabı okudu
Görevde sadakat,
Söylemde hakikat,
Eylemde sebat..
Sayfa 43Kitabı okudu
Bütün güçlere diren ve benliğini Savun!
Müslümanların birkaç kadınla evlenmelerine dinleri izin veriyorsa bunu ayiplamamak gerek. Asıl ayiplanacak şey, Avrupalı erkeklerin , dinlerinin izin vermemesine rağmen, evlilik dışı ilişki kurmaları!
Sayfa 108Kitabı okudu
Sırf evinde bir kuş olsun diye kafese koyup oma bakmak sevgi değildir .
R oma İmparatorluğu son döneminde bir virüsle tanıştı. Bu virüsün adı Hıristiyanlıktı. Pontius Pilatus döneminde, devlet, güçlü oluşu sayesinde bu virüsün yayılmasını önlemeyi başarmıştı. Ancak, Hıristiyanlığa karşı sürdürülen seferler onu karşı durulamaz bir güç haline getirdi. Çarmıha gerilen her kişi, sevgi düşüncesine iman eden bir kıvılcıma dönüşüyordu. Sevgi karmaşası içinde, fazlasıyla insani görünüş arz eden Yunan ve Roma tanrılarından farklı olarak Hiristiyanlığın tanrısı dünyevi işlerin üzerinde yer almaktadır. İnsanlara uzak durmasına rağmen o, mümkün olan en büyük sevgisini kanıtlar. İnsanların acılarını dindirebilmek için Oğlunu feda eder.
"İyi oma anneciğim," diyorum, "sen ne yapacaksın ben okurken?"
"Hımm ... " diyor annem. "Şey, belki biraz televizyon seyrederim ya da internette bir tur atarım. Kendime biraz zaman ayırırım işte."
Başımı eğiyorum.
"Gidiyorum," diyorum.
Yemekten sonra, "Benimle kitap okur musun?,, diye soruyorum.
Yumuşak oma kararlı bir sesle, "Hayır Stefan.'' diyor annem. "Vakit geldi. Artık kendi kendine okumalısın."
Öldüğü zaman geride sırtındaki giysilerden başka hiçbir şey bırakmadı.
Sayfa 370Kitabı okudu
"Öldüğü zaman geride sırtındaki giysilerden başka hiçbir şey bırakmadı. Ama yaşarken her fırsatta, hayatta dilediği her şeye kavuşmuş olduğunu ileri sürdüğüne göre, onun yeryüzünde pek az rastlanan mutlu insanlardan biri olduğunu düşünüyorum."
Sayfa 370 - Birun YayınlarıKitabı okudu