Adınla Çağır Beni’yi oldukça sevmiş olarak, ki Call Me By Your Name filmini, kitaptan daha aşağıda görmüş olsam da, Timothée Chalamet’ten zerre hazmetmesem de, oldukça iyiydi. Yazar olmasının yanın sıra, bir “Proust Uzmanı” olan Andre Aciman, bir Proust hayranı olarak ilgimi çeken yazarlar arasında. Bul Beni hakkında övgü dolu sözler sarf etmek isterdim, ne yazık ki ilk kitabın oldukça gerisinde ve gölgesinde kalıyor.
Dört bölümden oluşan kitap; Elio’nun babası Samuel ve trende tanıştığı sevgilisi Miranda, metin akışında oldukça fazla ve gereksizce yer alıyor bana göre. Hatırlarsanız, benim gibi Adınla Çağır Beni’nin bıraktığı yerin devamını okumak için sabırsızlanan okurlar, kitabı okuduğunuz halde epey beklemeniz gerekiyor ve bu hiç kolay değil açıkçası. Çeviriden mi kaynaklı bilemedim, Berrak Göçer’in çevirmenlerini oldukça severim oysa, sanıyorum ki Aciman’ın üslubuna buna neden, bölüm ortalarına hangi karakterlerin konuştuğunu ve olayın aksını öğrenmeyi güçleştirmiş. Zor metin seven biri olarak, böylesi bir roman için ilginç bir tercih olmuş diyebilirim, hele ki devam kitabı olunca. Elio ve Oliver’ın hikâyesini merak edenler, son bölümü okuyarak da öğrenebilirler, elbette tavsiyem tümünü okumanız. Gene de beklentimin altında kalan, yayvan bir tat bıraktı ağzımda. Kitaplarla kalın!