"Harika bir eser, bugüne kadar neden okumadım bilmiyorum. Çok sürükleyici bir kitap. Herkese tavsiye ederim kesinlikle okuyun pişman olmayacaksınız." (Oh tamam yeterince inceledim, yolladım mı tamamdır)
Ee kitap neyi, kimi, nereyi anlatıyor?. Ne mesaj veriyor? Bunlara değinmeden inceleme yapılmaz, böyle bir inceleme olamaz arkadaşlarım
ANADOLU MEKTEBİ YAZARLARI
Anadolu Mektebi yazarları; yerli, milli, manevi ve evrensel insani değerlere sahip olan, bu değerler temelinde hayatlar sürüp toplumumuza bu değerleri telkin eden yazarlardan seçilmiştir.
YAZAR LİSTESİ
1. Mustafa Kutlu
2. Tarık Buğra
3. Cengiz Aytmatov
4. Samiha Ayverdi
5. Ahmet Hamdi Tanpınar
6. Cengiz
“Derler ki; binli yılların başlarında çağı etkilemiş üç İranlı vardır.
-Dünyayı gözlemlemiş olan Ömer Hayyam,
-Dünyayı yönetmiş olan Nizamülmülk,
-Dünyayı titretmiş olan Hasan Sabbah…”
Nizamülmülk'ten beri bize ezberletilen iki yanlış şeyden biri, İsmaili mezhebine bağlı tarihi bir şahsiyet olan Hasan Sabbah'ın, bir cani olduğu ve
Ömer Hayyam adına güzel bir inceleme olması dileği ile...
Ilk önce kısa bir hayatı:
Asıl adı Giyaseddin Ebu'l Feth Bin İbrahim El Hayyam' dır. 18 Mayıs 1048'de İranin Nişabur kentinde doğan Ömer Hayyam bir çadırcının oğludur. Tıp, fizik, astronomi, cebir, geometri ve yüksek matematik alanlarında önemli çalışmalar yapmıştır. O herkesten farklı
Birkaç yüz sayfaya sığan kocaman bir tarih..
İyi ki okudum, iyi ki tanıştım o güzel karakterlerle diyorum.. Tadı damağımda kaldı..
Bu kitabı okurken bu kadar dolu olabileceğini tahmin etmemiştim. Kitap 4 bölümden oluşuyor. Ve Ömer Hayyam ana tema olarak işlenmiş görünse de içerisinde Hasan Sabbah ve tarikatı, Nizamülmülk, Selçuklu Devleti, Moğollar, Melikşah, İran reformları ile devam edip Titanic gemisiyle son buluyor. Sonu beni gerçekten üzdü.
Olay örgüsü Omar'ın ağzından okuyucuya sunuluyor. Yazar büyük bir emek sarf etmiş ve dilinin anlaşılabilir olması okuyucuyu hiç yormuyor. Aslında her şey Ömer Hayyam'ın Rubailerini yazıya dökmesiyle başlıyor ve bir yabancının anne babasının Hayyam aşkıyla oğullarına Omar adını vermesiyle devam ediyor. Omar kendi ismine neden olan bu adamı araştırmak ve o el yazısına ulaşmak için kendi çok farklı ülkelerde bir iç çatışmanın içerisinde buluyor. Yolu Osmanlıdan da geçiyor. Yazar ritmi hiç elden bırakmamış. Bu da okuyucuyu bir sonra ki sayfaya çevirmeye zorluyor hemde büyük bir zevkle :)
Şimdiye kadar bu eseri okumadıysanız eğer daha fazla vakit kaybetmeden başlayın derim.
Herkese keyifli okumalar dilerim.
SemerkantAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202061,7bin okunma
"Tanrım elimden geldiğince Seni algılamak istedim.Senin hakkında bildiklerim, Sana ulaşmanın tek yolu olduysa, beni affet!"
Gözlerini bir daha açmadı. 4 Aralık 1131 idi. Ömer Hayyam seksen dört yaşındaydı.
Gözlerini bir daha açmadı. 4 Aralık 1131 idi. Ömer Hayyam seksen dört yaşındaydı. 18 Haziran 1048'de şafak vakti doğmuştu. O devirde doğum tarihinin bu kadar kesinlikle bilinmesi görülmüş şey değildi. Ama Hayyam bu konuda bir gökbilimcinin hassasiyeti ile davranmıştı. Annesinden bilgi edinmiş, İkizler burcundan olduğunu anlamış ve dünyaya geldiği saatte Güneş'in, Merkür'ün ve Jüpiter'in konumlarını saptamaya çalışmıştı.
》2021'in son kitabı ve son incelemesi Semerkant.
Amin Maalouf'un okuduğum 2. kitabı.
》1072 yılında, Ömer Hayyam'ın Semerkant'ında başlayan ve 1912'de Atlas Okyanusu'nda bit(mey)en bir serüven.
》Ortadoğu'ya korku salan Hasan Sabbah, güçlü vezir Nizamülmülk, dünyanın en sıradışı alim ve sanatçılarından olan Ömer Hayyam ve onun Rubaiyat'ının mevcut tek yazma nüshasını bulmaya çalışan Benjamin'in zamansız hikayesi.
》Kitap 4 bölümden oluşuyor. İçinde kurgu da var, gerçek de, tarih de var, siyaset de, aşk da var, kaos da.
》Yazar Doğu'ya, İran'a uzatıyor kalemini. Burnunuza baharat kokuları geliyor arada, develerin sesini duyuyorsunuz bazen. Başlar başlamaz o mistik atmosfere kapılıyorsunuz.
》Geçmişten geleceğe olaylar öyle güzel kurgulanmış, bağlantılar öyle iyi kurulmuş ki, okurken şaşırmadan edemiyorsunuz. Özellikle de finali...
》Ve bu zamana kadar Titanic deyince aklıma Jack ve Rose'un hüzünlü aşk hikayesi gelirdi. Artık Benjamin'in hayatına anlam katan iki değerli şeyi kaybetmesi gelecek.
"Batı'nın gözbebeği Doğu'nun nadide çiçeğini taşıyor!"
SemerkantAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202061,7bin okunma
Amin Maalouf ile tanışma fırsatı bulduğum ilk kitabı Semerkant oldu ama bu eserle şunu da anlıyorum; Amin Maalouf’un son okuyacağım kitabı da olmayacak.
Büyük Selçuklu döneminde yaşamış olan başta Ömer Hayyam ana tema olarak işlenmiş olsa da İran’ın önemli kişileri olan Nizamülmülk ve Hasan Sabbah’a da ağırlıklı olarak yer verilmiş. Bunların yanında Moğollar, Melik Şah ve İran reformlarına kadar devam eden yoğun tarih kokulu ama akıcılığı bozmayacak şekilde bir olay örgüsü mevcut.
Olay örgüsü, anne ve babasının Ömer Hayyam aşkı ile oğullarına Omar adını verdiği karakterin ağzıyla aktarılıyor. Aslında her şey Hayyam’ın Rubaiyatı yazmasıyla başlıyor. Omar kendi ismini taşıdığı şahsiyeti ve o Rubaiyata ulaşmak için farklı ülkelerdeki iç çatışmalar içerisinde buluyor kendisini ve biz de ona eşlik etmiş oluyoruz.
Genel olarak 4 bölümden oluşuyor eser. İlk iki bölüm Ömer Hayyam ağırlıklı ((ki bu bölümlerde Ömer Hayyam’a gerek yaşam tarzıyla gerek düşünce yapısıyla, bilgisi ve çalışkanlığıyla hayran kalmamak elde değil)) ilerliyor. Sonraki iki bölüm ise daha çok İran’daki iç çatışmaları konu ediyor.
Semerkant, Alamut ve Rubailer kitapları üç ayrı eser üç ayrı yazar olmasına rağmen tamamlayıcı nitelikte olduğuna inanıyorum. Hepsi birbirine neredeyse kapı aralıyor ve merakınızı kamçılıyor.
Sıra Alamut’ta...:)
SemerkantAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202061,7bin okunma