Bir yürek ki yanmaz, yürek denir mi ona?
Sevmek haram, yüreğinde ateş olmayana.
Bir gününü sevgisiz geçirdinse, yazık:
En boş geçen günün o gündür, inan bana.
Şarabın adı kötüye çıkmış, kendi hoş,
Hele bir güzelle içersen daha bi hoş
Harammış şarap, olsun, bana hava hoş
Hem bana sorarsan haram olsan her şey hoş
Ömer Hayyam, 18 Mayıs 1048'de Büyük Selçuklu İmparatorluğu'nun ilk başkenti olan Nişabur'da doğdu. Kendisi matematikçi, astronom, tarihçi, filozof ve şairdi. Ayrıca rubai türünün kurucusudur. Bu yüzdendir ki Ömer Hayyam tarafından yazılmamış ama ona izafe edilmiş ve onun rubaileri olduğu sanılan birçok rubai vardır. Kendisinin
Bulut geçti, göz yaşları kaldı çimende
Gül rengi şarap içilmez mi böyle günde ?
Bugün bu çimen bizim, yarın kim bilir kim?
Gezecek bizim toprağın yeşilliğinde.
Ben olmayınca bu güller, bu serviler yok !
Kızıl dudaklar, mis kokulu şaraplar yok!
Sabahlar, akşamlar, sevinçler, tasalar yok!
Ben düşündükçe var dünya, ben yok o da yok!
Varlığın sırları saklı senden, benden
Bir düğüm ki ne sen çözebilirsin ne ben
Bizimki perde arkasında dedikodu
Bir indi mi perde, ne sen kalırsın ne ben.
Dün geldi nedir aradığın? dedi bana
"Bensem ne bakarsın o yana bu yana?
Kendine gel de düşün, içine iyi bak Ben senim, sen ben arayıp durma boşuna.
Önce kendine gel sonra meyhaneye
Kalender ol da gir kalenderhaneye Bu yol kendini yenmişlerin yoludur
Çiğsen başka bir yere git eğlenmeye.
Sâki yüzün Cemşit'in kadehinden güzel
Uğrunda ölmek sonsuz yaşamaktan güzel
Işık saçıyor ayağını bastığın toprak
Bir zerresi yüz binlerce güneşten güzel
Ben olmayınca bu güller, bu serviler yok.
Kızıl dudaklar, mis kokulu şaraplar yok.
Sabahlar, akşamlar, sevinçler, tasalar yok.
Ben düşündükçe var dünya, ben yok o da yok