4 Nisan -30 Mayıs 2020 Hikaye etkinliği kapsamında yazılmıştır.
Genç Adam Ve Öteki
Dur durak bilmeksizin arkası kesilmeksizin yürüyordu. Nereye varacağını bilmeden yahut kaybolmuş biri gibi. Konaklayacak bir yer arıyor olabilirdi. Alnında boncuk boncuk ter kalıntıları birikmişti. Bu uzun yürüyüş adına ne dersek diyelim yolculuk yolcuyu sıskalaştırmıştı. Yol üstünde mola verebileceği ara bir istasyon, durak
AH ŞU İNSANLAR / ANTOV ÇEHOV
Paydos, bir daha içki içmeyeceğim!.. Asla! Aklımı başıma toplama zamanı çoktan geldi. Çalışmalı, insanlara hizmet etmeliyim. Aylık almasını seviyorsan namusunla, bütün gücünle, vicdanının sesini dinleyerek çalış; dinlenmeyi, uykuyu bir yana bırakarak çalış, arkadaş! Beleşten aylık almaya iyice alıştın, işte tüm kötülüklerin başı da bu...
Kendi
On Dakika Otuz Sekiz Saniye kitap özeti
Leyla öldürülüp çöp tenekesine atılmış bir hayat kadınıdır. Bedeni ölmesine rağmen beyni 10 dakika 38 saniye çalışmaya devam eder. Bu sırada hayatı üstüne düşünür. Önce çocukluğunu hatırlar. Babası Harun, Van'da kadınlara modern kıyafetler diken usta bir terziydi. İlk karısı Suzan'dan çocuğu olmayınca komşu köyde aç yaşayan Binnaz'ı kuma olarak
Fakat toprağın üstünde koşan, onun üstünde beş on para kazanmak kaygısıyla dönüp dolaşan insanlar ne tuhaf mahluklardı. Ve denize bir dakika durup bakmaya vakitleri olmadığını söyleyen bu insanlar ne zevksiz mahluklardı.
DAVUL MESELESİ
Yahu bu kadar zorlanıyorsan tutma şu orucu!
- Ne zorlanması ya! Oruç nedir, ben istesem senenin yarısını oruçlu geçiririm.
- E sabahtan beri ya çocuklara çatıyorsun ya bana.
EY GÜZEL KIRIM !
.
Bugün 18 Mayıs 1944 tarihinde Sovyetler Birliği’nin şefi Stalin emriyle gerçekleştirilen Kırım Türklüğü’nün sürgün ve soy kırımının 76. Yıl dönümü. Aynı zamanda Kırım milli meclisi tarafından Uluslararası 18 Mayıs Matem Günü olarak anılmaktadır.
Kısa Tarihçe:
Kırım Türklerinin Sovyetler Birliği tarafından sürüldüğü ve nüfusunun
Elif Şafak - On Dakika Otuz Sekiz Saniye
On Dakika Otuz Sekiz Saniye
Leyla ve beş kadim dostunun hikayesi. Toplumda ötekileştirilmiş, dışlanmış insanların yaşam mücadelesini konu ediniyor. Kitabı okurken beş kadim dostu farklı karakterleri itibari ile yazarın Siyah Süt kitabındaki parmak kadınlarına benzettim. Sürükleyici bir romandı, okumalısınız.
"...beş dakika da sürse, on dakika da canının istediği gibi olsun dünya. can yoldaşı olur, avutur seni. bize kocaman kitaplar yazmışlar, kocaman kaderler. bir sayfacık da sen yazıver kendin için, en güzelini isteyerekten hem de...
Yaz kız yaz doğru valla. Umut etmek bedava."