Mizgin ORUÇÇİFTÇİ

Mizgin ORUÇÇİFTÇİ
@onlymizgin
-gökyüzününbirucundanbirucunauçsuzvebucaksızca-
Tüm bilge profesörler ve doktorlar, çocukların arzularının nedenini anlayamadıklarını söyler. Oysa, bu dünyada yetişkinler de çocuklar gibi davranmaktadır. Nereden gelip nereye gittiklerini bilmeden, kendi fikirlerini pek az kullanarak, bir bisküvi, şekerleme ya da bir sopayla güdülenirler.
Reklam
Eğer köhnemiş insanoğlu -neden böyle olduklarını bir tek Tanrı bilir- ısrarla geçmiş acılarını hatırlamayacak olsa ve o anki sükûnete kendini bıraksa, o zaman çok daha az acı çekerdi.
Tesadüf seni önüme çıkarmasaydı, gene aynı şekilde, fakat her şeyden habersiz, yaşayıp gidecektim. Sen bana, bu dünyada başka türlü bir hayatın da mevcut olduğunu, benim de bir ruhum bulunduğunu öğrettin.
Sayfa 175Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Onun birçok hissinin, düşüncesinin benimkilere ne kadar benzediğini gördükçe, aramızdaki yakınlığı daha kuvvetle hissederek seviniyor; fakat onun bir noktada benden ayrıldığını, hakikatleri kendi kendisinden saklamayı, ne pahasına olursa olsun, kendisini aldatmayı asla istemediğini anladığım için korkuyordum. Çünkü müphem bir his bana, kim olursa olsun bir insanı tamamen gördükten ve gördüklerini kendinden saklamadıktan sonra, ona hiçbir zaman büsbütün yaklaşılamayacağını fısıldıyordu.
Sayfa 100Kitabı okudu
Bana sadece yorgunluk veren uzuvlarımın değil, ruhumun da yaşamaya başladığını, içimde, haberim olmadan bekleşen üstü örtülü derin tarafların da birdenbire meydana çıkarak bana fevkalade cazip, kıymetli manzaralar arz ettiklerini görüyordum. Maria Puder bana bir ruhum bulunduğunu öğretmişti ve ben de onun, şimdiye kadar rastladığım insanlar arasında ilk defa olarak, bir ruhu bulunduğunu tespit ediyordum.
Reklam
Ben bu ahmakça ve küstahça erkek gururundan tiksiniyorum. Anlıyor musunuz? Sizinle, bunun için dost olabileceğimizi zannediyorum. Çünkü halinizde o manasız kendine güvenme yok... Fakat bilmem... Ne kuzuların ağzından vahşi kurt dişlerinin sırıttığını gördüm..."
Bir ecnebi dil öğreneceğimi, bu dilde kitaplar okuyacağımı ve asıl, şimdiye kadar sadece romanlarda rastladığım insanları işte bu "Avrupa" da bulacağımı tahmin ediyordum. Zaten muhitimden uzak duruşumun, vahşiliğimin bir sebebi de kitaplarda tanıştığım ve benimsediğim insanları muhitimde bulamayaşım değil miydi?
İnsanlar birbirlerini ne kadar iyi anlıyorlardı... Bir de ben bu halimle kalkıp başka bir insanın kafasının içini tahlil etmek, onun düz veya karışık ruhunu görmek istiyordum. Dünyanın en basit, en zavallı, hatta en ahmak adamı bile, insanı hayretten hayrete düşürecek ne müthiş ve karışık bir ruha maliktir!.. Niçin bunu anlamaktan bu kadar kaçıyor ve insan dedikleri mahluku anlaşılması ve hakkında hüküm verilmesi en kolay şeylerden biri zannediyoruz? Niçin ilk defa gördüğümüz bir peynirin evsafı hakkında söz söylemekten kaçtığımız halde ilk rast geldiğimiz insan hakkında son kararımızı verip gönül rahatıyla öteye geçiveriyoruz?
"Şu anda sevdiğim tek şey Friedrich, başkalarına karşı görevimi yerine getirdiğim düşüncesi." "Görev mi? Görev kendine olan sevgin ve koşulsuz özgürlük arayışının önüne geçebilir mi? Kendini gerçekleştiremediysen 'görev' başkalarını kendi büyümen uğrunda kullandığını örtmek için uydurulmuş bir tabirdir sadece." Breur bu fikri çürütmek için enerjisini topladı. "Başkalarına karşı görev diye bir şey vardır ve ben de bu göreve sadık kaldım. İnandığım şeylere sadık kalma cesaretini gösterdim." "Daha iyisi Josef, bundan çok daha iyisi inandığın şeyleri değiştirme cesaretidir. Görev ve sadakat aldatmacadan ibarettir, arkasına saklandığın bir perdedir sadece. Zincirlerini kırıp özgürleşmen için göreve bile hayır demen lazım."
Sayfa 342Kitabı okudu
Nietzsche iç çekip şapkasını tekrar başına taktı. "Hartmann'a dönersek, bilinçdışının farklı yönlerinden bahsediyor ve anılarımız ile zihinsel süreçlerimizin büyük kısmının bilincin dışında olduğunu söylüyor. Katılıyorum ama yeterince ileri gitmiyor: Hayatın -gerçek hayatın- ne kadarının bilinçdışı tarafından yaşandığını kestirmek güç olsa gerek. Bilinç, varlığı örten yarı saydam bir deri sadece: Eğitimli bir göz onun ötesini görebilir -oradaki ilkel güçlere, iç güdülere, güç arzusunun derinliklerine kadar inebilir.
Sayfa 324Kitabı okudu
Reklam
"Evet, söylediğin her şey doğru Friedrich, kişinin hayatını bile isteye seçtiği konusundaki ısrarın dışında. Kişi hayatının hedeflerini bilinçli olarak seçmez: Onlar tarihinin bir kazasıdır, öyle değil mi?" "Hayatını sahiplenmemek varlığının bir kaza olmasına izin vermektir."
Sayfa 260Kitabı okudu
"Acının ödülü büyümedir diyorsunuz yani..." Nietzsche onun sözünü kesti. "Hayır, sadece büyüme değil. Güçtür aynı zamanda. Ağacın büyüyebilmesi için fırtınalı havalara ihtiyacı vardır. Yaratıcılık ve keşifler acı çekmenin sonunda gelir. Birkaç gün önce aldığım notlardan size alıntı yapayım." Nietzsche yine notlarına dalıp okumaya başladı, "Dans eden bir yıldız doğurabilmesi için insanın içinde kaos olmalıdır."
Sayfa 249Kitabı okudu
Ruh huzuru ve mutluluk arayanların inançlı olmaları gerektiğini, hakikatin peşinden koşmak isteyenlerin ise huzurdan vazgeçip hayatlarını araştırmaya adamaları gerektiğini belirtmiştim.
Sayfa 247Kitabı okudu
"Yaptığınız işten hiçbir şey kazanmadığınızı söylüyorsunuz. Öyleyse neden felsefe yapıyorsunuz?" "Ama aramızda önemli bir fark var. Ben sizin için felsefe yaptığımı söylemiyorum Doktor; oysa siz, sizi motive eden şeyin bana yardım etmek, ağrımı dindirmek olduğunu söylüyorsunuz. Bu türden iddiaların insan motivasyonuyla hiçbir ilgisi yoktur. Tüm bunlar dini, propaganda yoluyla hünerle işlenen kölelik mantığının bir parçasıdır. Güdülerinizi daha derinlerde arayın! Hiç kimsenin tamamen başkaları için asla bir şey yapmadığını anlayacaksınız. Tüm eylemler kişinin kendisine yöneliktir, tüm hizmetler kendisini hizmettir, tüm sevgiler kendisine olan sevgisidir."
Sayfa 153Kitabı okudu
"Ayrıca Profesör Nietzsche, eğer sizi doğru anladıysam bir hastalığı seçmekten ziyade onu yenmek ve ondan fayda sağlamaktan söz ediyorsunuz. Haklı mıyım?" "Evet, bir hastalığı yenmekten söz ediyorum ama onu seçmeye gelince; bilmiyorum, belki de insan hastalığını gerçekten seçiyordur." diye cevap verdi Nietzsche. "Kişinin kim olduğuyla ilgili bu. Ruh tek bir bütün olarak çalışmaz. Zihnimizin bölümleri birbirinden bağımsız hareket edebilirler. Belki de 'ben' ve benim bedenim zihnimin arkasından iş çeviriyordur. Zihin arka sokakları ve tuzakları sever."
Sayfa 139Kitabı okudu
194 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.