Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
" Bence mutluluk ulaşılmaz, görünmez yerlerde değildi. Mutluluk gözümüzün önündeydi; o gün yaşadığımız hayatta, yemeğimizde, dostumuzun gülüşünde, yaptığımız şakada, kedimizin miyavlamasında, köpeğimizin kuyruğunu sallamasındaydı. "
Sayfa 66
140 syf.
9/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Deniz
Uzun yıllar sonra Livaneli kitabı okudum ve kendimi bundan neden mahrum bıraktığımı hiç bilmem. Bu kitap baştan sona bana bir çok duyguyu yaşattı. Mustafa ve Mesudenin sıcacık bağları ve yaşantıları üzerinden hem ailelerin, hem doğanın, hem de toplumun çektikleri tüm acısıyla ve çıplaklığıyla göz önündeydi. Yer yer paramparça oldum, yer yer buruk bir mutluluk yaşadım. Karakterlerle güldüm, onları ağladım. Kesinlikle ağır ve okurken o dramı hissedebileceğiniz bir roman. Daha en başından o hüznü vermiş yazar. Ben çok severek okudum. Kesinlikle tavsiye ederim.
Balıkçı ve Oğlu
Balıkçı ve OğluZülfü Livaneli · İnkılap Kitabevi · 202126,6bin okunma
Reklam
Anna’nın giderek daha sık görülmeye başlanan bu kıskançlık krizleri dehşete düşürüyordu onu ve bunu ne kadar gizlemeye çalışsa da, bu kıskançlığım sebebinin Anna’nın aşkı olduğunu bilmesine rağmen soğutuyordu ona karşı. Onun aşkının bir mutluluk olduğunu kaç defa söylemişti kendi kendine; ve işte, aşkı hayattaki bütün diğer nimetlerden daha ağır basan bir kadının sevebileceği gibi seviyordu Vronskiy’i; oysa o, Anna’nın peşinden Moskova’dan ayrıldığında olduğundan çok daha uzak düşmüştü mutluluğa. O zaman mutsuz sayıyordu kendini, ama mutluluk önündeydi; şimdiyse mutluluğun en güzel mutlulukların geride kaldığını hissediyordu. Anna attık, onu ilk gördüğü zamanki gibi değildi. Hem manevi hem de fiziksel olarak kötüye gidiyordu. Genişlemişti; yüzünde, aktristen söz ederken olduğu gibi meşum, yüzünü bozan bir ifade vardı. Kopardığı solmuş bir çiçeğe bakan ve tam da sahip olmak için koparmasına ve öldürmesine sebep olan güzelliği güçlükle tanıyan biri gibi bakıyordu ona Vronskiy. Ve aşkı daha güçlü olduğu zamanlarda bütün gücüyle isteseydi bu aşkı yüreğinden koparıp atabileceğini hissediyor olmasına rağmen, şimdi, şu dakika, ona karşı aşk hissetmezken, aralarındaki bağ kopartılamazmış gibi geliyordu.
Bence mutluluk ulaşılmaz, görünmez yerlerde değildi. Mutluluk gözümüzün önündeydi; o gün yaşadığımız hayatta, yemeğimizde, dostumuzun gülüşünde, yaptığımız şakada, kedimizin miyavlamasında, köpeğimizin kuyruğunu sallamasındaydı.
İçinde yaman bir kavga vardı; ama bu aşk değildi. Olga'nın hayali gözlerinin önündeydi ama uzak ve dumanlı idi; Oblomov ona dertli dertli baktı ve içini çekti: "İnsanın kendi dilediği gibi değil, Tanrının emrettiği gibi yaşaması doğru bir yol ama..." Oblomov düşündü: "Hayır, insan istediği gibi yaşayamaz, doğrudur." İçinden vakur, isyan dolu bir ses yükseliyordu: "Yoksa insan en derin zekânın bile içinden çıkamayacağı bir çelişmeler karanlığına düşer. Bir gün bir şeyi istersin, ertesi gün tutkuyla, ölesiye ona bağlanırsın, daha ertesi gün onu istediğinden utanırsın, arzun yerine geldiği için hayata lanet edersin. İşte insan hayatta kendi isteğinin peşinden serbestçe giderse böyle olur. Bastığımız yeri yoklayarak yürümeliyiz; bazı şeylerden gözlerimizi çevirmeliyiz, mutluluk hülyalarına kapılmamalıyız, mutluluk elimizden kaçarsa isyan etmemeliyiz; hayat budur işte... Kim demiş hayat zevk ve mutluluktur. Ne saçma düşünce! Hayat hayattır, bir ödevdir, ödev dediğin de çetin bir iştir. O halde ödevimizi yapalım..."
Sayfa 470 - Pdf
“Bence mutluluk, ulaşılmaz, görünmez yerlerde değildi. Mutluluk gözümüzün önündeydi; o gün yaşadığımız hayatta, yemeğimizde, dostumuzun gülüşünde, yaptığımız şakada, kedimizin miyavlamasında, köpeğimizin kuyruğunu sallamasındaydı.”
Geri13
55 öğeden 46 ile 55 arasındakiler gösteriliyor.