Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
ANKARA'YA PEMBE YANAKLIYA Pembe yanaklıya, dinle beni diye diye; Bir garip Orhan Veli, İstanbul'u düşünmüştü, Acizane ben, Ankara'yı buldum , gittim, gördüm; Sezar endamında... İskender'in büyüğü müydü bilmem ama kıskandırdım... Zira Hiç düşünmedim, düşünemedim, fırsatım olmadı... Yaşattı; yaşadım, Kanattı; kanadım, Yalan yok ağlattı
ANKARA'YA PEMBE YANAKLIYA
youtu.be/4cz7LNmfXPo Pembe yanaklıya, dinle beni diye diye; Bir garip Orhan Veli, İstanbul'u düşünmüştü, Acizane ben, Ankara'yı buldum , gittim, gördüm; Sezar endamında... İskender'in büyüğü müydü bilmem ama kıskandırdım... Zira  Hiç düşünmedim, düşünemedim, fırsatım olmadı... Yaşattı; yaşadım, Kanattı; kanadım, Yalan yok
Sayfa 32 - Truva, Emre yayinları
Reklam
Hangi pirinç tarlasında kavruldun böyle Toranaga - San =)
Beyaz Japonlar demişken, bu sıfatın dayandığı bir somut gerçek de var. Bilirsiniz, Japonlar gayet beyaz bir ırk ve her daim güneşten kaçınmak için kapalı giysiler, güneş şemsiyesi vs. ile gezerler. Köylüler ise tarla, bahçe işleriyle uğraştıklarından bir miktar yanık tenlidir. Dolayısıyla bir Japon yeni tanıştığı birisine usturuplu bir şekilde teninin beyazlığını göstererek üst sınıftan olduğunu vurgularmış. Yani, bizim solaryum marsığı sosyetik hatunlar Japonya’ya gitseler doğrudan “aşağılık halk” statüsünden işlem görürler.
Benim yaptığımı, inan olsun, hiçbir sersem ömründe yapmazdı.Duyduğum sözlerin en soylusu, insanın kişiliğini gösteren, ona onur veren, insanlar arasındaki derece ayrılığını yeni baştan kuran bu söz, durmadan kafama takılıyordu. Sonunda uykuya daldın. Bilincin yitip gitmişti. Ama, gözlerini açtığın zaman, bu bitik, bu ezik, bu yanık bedende yeniden doğacak, onu yeniden buyruğun altına alacaktın. O zaman bedenin, bilinci nin buyruğunda, iyi bir araç, uysal bir uşak olacaktı. Sen, bu iyi araçla övünmesini de biliyor dun, Gııillaumet
Sayfa 45 - Say YayineviKitabı okudu
Bilirsiniz, Japonlar gayet beyaz bir ırk ve her daim güneşten kaçınmak için kapalı giysiler, güneş şemsiyesi vs. ile gezerler. Köylüler ise tarla, bahçe işleriyle uğraştıklarından bir miktar yanık tenlidir. Dolayısıyla bir Japon yeni tanıştığı birisine usturuplu bir şekilde teninin beyazlığını göstererek üst sınıftan olduğunu vurgularmış.
Enka, bizim Türk Sanat Müziğine benzer, geleneksel bir Japon müzik türü. Belki de konuları itibariyle Portekiz fadolarını daha çok andırıyor; çünkü şarkı sözleri aşk, meşk, ayrılık ve ıstırap üzerine. Halen belli bir hayran kitlesi arasında çok tutulan enkalar bağrı yanık Japonları hüzünlendirmeye devam ediyor.
Reklam
Bir zamanlar imkansız olan şeyler nasıl da mümkün...
"Havadan daha ağır bir makinenin uçması imkansızdır." Lord Kelvin, İngiltere Kraliyet Ordusu, 1895
Bilirsiniz, Japonlar gayet beyaz bir ırk ve her daim güneşten kaçınmak için Kapalı giysiler, güneş şemsiyesi vs. İle gezerler. Köylüler ise tarla, bahçe işleriyle uğraştıklarından bir miktar yanık tenlidir. Dolayısıyla bir Japon yeni tanıştığı birisine usturuplu bir şekilde teninin beyazlığını göstererek üst sınıftan olduğunu vurgularmış.
Sorsan insanız ya ..İnsan yenilir bazen öyle ekmek arası peynir bir bardak çay ile değil tabi.. Yenilir insan bazen derin derin baktığı bir tek fotoğrafa kaybettiği sevdiği ise..Yenilir insan aşkta söylemediyse sevdiğine onu ne çok sevdiğini..İçi içine sığmaz olur..İnsan yenilir sevdiğinin başkasına gönlü var ise..kavuşamadıysa özlediyse deliler gibi görmek isteyip de göremiyorsa .. Yenilir insan özleme kadere kedere ayrılığa ve yalnızlığa ..bazen bir bardak çay a ..güzel bir tebessüme ..yanık bir türküye sevgilinin dudaklarından çıkan her kelimeye kelimeye ..insan hep yenik düşer içinde ki anlamsız yokluğa darlığa ...Ve insan nankördür unutur bir avuç çamur ve birkaç damla su .olduğunu yokk ama ben yarattım der ahanda şu dağları ovaları ..insan ister ister ister... Bilmek ister sığınmak ister.aşk ister para pul acılar bitsin neşe mutluluk gelsin der.lakin ne kendine gücü yeter ne de kadere .hayalini kendi kaderini de Allah çizer...Onur Özkaya..( kendi şiirim)
Tokugawa Dönemi/solaryum marsığı :')
Japonlar gayet beyaz bir ırk ve her daim güneşten kaçınmak için kapalı giysiler, güneş şemsiyesi vs. ile gezerler. Köylüler ise tarla, bahçe işleriyle uğraştıklarından bir miktar yanık tenlidir. Dolayısıyla bir Japon yeni tanıştığı birisine usturuplu bir şekilde teninin beyazlığını göstererek üst sınıftan olduğunu vurgularmış. Yani, bizim solaryum marsığı sosyetik hatunlar Japonya’ya gitseler doğrudan “aşağılık halk” statüsünden işlem görürler.
Çınar YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kucağında alev almış bebeğiyle nehre atlayan anneler, belki bombalanmaz umuduyla okul ve hastanelere sığınıp kavrulan yaşlılar, günlerce Tokyo sokaklarından silinmeyen yanık et kokusu ve nehirlerden akıp giden yanmış cesetler...
41 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.