Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

O

O
@onurbay
YouTube sesli alıntılar: bit.ly/3txx5Fd Kitap dışı mesaj göndermeyin!
Bazen dertleşip bazen alıntı paylaştığım ve ara sıra da kitap incelediğim bir günce burası benim için. Takip etmeye layık gören herkes çok kıymetli.
burada mutlaka kendine ait bir şeyler keşfedeceksin; sana dokunan, hislerini yansıtan.
Tüm EyeEm Fotoğraflarım Teliflidir
Lütfen düzenli okuma yapan okurlar takibe alsın!, 11 Ekim
2670 okur puanı
Aralık 2017 tarihinde katıldı
-Şu anda küçümsüyorsunuz beni değil mi? -Niçin? Bizden çok acı çektiğiniz ve çekmekte olduğunuz için mi? -Hayır çektiğim acılara değmediğim için. -İnsan çekebildiği kadar acıya değer.
Reklam
-Üzüldüğünüz şeye bakın! Ne yani, rahat olmasaydım daha mı mutlu olurdum? -Aptalca... mutlu olmaktansa, nedeni bilerek mutsuz olmak daha iyidir.
Bütün insanlar gibi onlar da iki ana gruba ayrılır: Birinci grup dar kafalılar, i̇kinci grup "biraz daha kafası çalışanlar." Birinci gruptakiler daha mutludur. Dar kafalı "sıradan" bir insan için kendini, sözgelimi, olağanüstü, sıradışı biri gibi düşünmekten, herhangi bir kuşku duymadan buna içtenlik ile inanmaktan daha kolay bir şey yoktur. Kadınlarımızdan bazıları için saçını kısa kestirmek, mavi gözlük takmak, nihilist olduğunu söylemek, hemen o anda kendine özgü "inançları" olduğuna inanmasına yeterlidir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Aslında, sözgelimi, insanın zengin, iyi bir aileden gelmesi, hoş görünümlü, eğitimli, akıllı, hatta iyi niyetli olması, ama öte yandan hiçbir yeteneğinin, hiçbir özelliğinin, hatta hiçbir tuhaflığının, kendine özgü tek bir fikrinin olmaması, yani kesinlikle "herkes gibi" olmasından daha sıkıcı bir şey düşünülemez.
Elimden gelseydi ayak izlerinizi öperdim...
Reklam
İnanın, yargılamaya çalışmıyorum sizi. Düşünerek sizin mükemmel olduğunuza karar vermiş değilim. Düpedüz içimden öyle geliyor, mükemmel olduğunuza inanıyorum. Gelgelelim, size karşı bir günahım var: Sizi seviyorum. Mükemmelliği sevmemek imkansızdır. Mükemmelliğe, yalnızca mükemmelliğe bakılabileceği gibi bakılır, öyle değil mi?
Tanrı birini cezalandırmak istediğinde önce aklını karıştırırmış....
Kötülüğün en çok rastlanan kurbanları çocuklarıdır. Çocuklar hem zayıftırlar hem de kolay incinirler. Üstelik aileleri çocuklarının üzerinde nüfuz sahibidirler. Sahibinin köle üzerindeki hakimiyeti ailenin çocuklar üzerindeki hakimiyetinden çokta farklı değildir. Çocuğun olgun olmaması ve bağımlılığı aileye çocuk üzerinde büyük bir güç verir. Bu güç suistimale açıktır. Dahası, aile ve çocuk arasında zorunlu bir samimiyet vardır. Kölenin sahibi memnun değilse köleyi satabilir. Ancak nasıl ki çocuklar ailelerinden kaçamazsa, aileler de çocukları ve onların baskılarından kaçamaz.
"Yalnızca doğru var sizde, öyleyse haksızlık da."
Son açıklamam: Hiç de bu üç haftayı yaşayacak gücüm olmadığı için ölmüyorum. İsteseydim gücüm yeterdi buna. Bana yöneltilen aşağılamalarla yeterince teselli bile bulabilirdim. Ama ben bir Fransız şairi değilim ve böyle bir teselli istemiyorum. Nihayet çekici bir yanı da var bunun: Doğa üç haftalık ömrümle hareketlerimi o derece kısıtlamış durumda ki, canıma kıymam belki de kendi irademle başlayıp bitirebileceğim son iş olacak. Belki de son bir iş yapma olanağından yararlanmak istiyorumdur. Başkaldırı kimi zaman az iş değildir...
Reklam
Altın kapının ötesindeki bronz Lambayı tutan Ölüm meleği Seni karanlık sulara götürdü.
Geri118
282 öğeden 271 ile 282 arasındakiler gösteriliyor.