Nâzım Hikmet'i cezaevine attıran kişinin Fevzi Çakmak olduğu düşünülüyor... (1947li yıllar)
Şeyh Bedrettin Destanı yayımlandığı zaman birileri Ahmet Muhip Dıranas'tan kitabı kötülemesini istemiş olmalılar ki yazının son satırları şöyleydi: Ben Nazım Hikmet'in bu eserini tenkitten vazgeçiyorum darılmayın zira onu sevdim ve ondan heyecan duydum.
Kitapta farklı konularda denemeler var ...
. Şems ile Mevlana İsa’nın kaderi ..
. batı ve doğu ..
saraydan zindana ve cezaevlerine
Puşkin den Dostoyevski ye İbni Sina ya...Genç Osmanın bir gecelik mapusluğununun ardından ölümüne tanık olan Yedikule ye...Namık Kemal den Nazım Hikmet e Sinop Cezaevi duvarına aldırma gönül aldırma yazan Sabahattin Ali ye hasretinden prangalar eskitmil olan Ahmet Arif e ...Bir ülkü uğruna hapis yatan Necip Fazıl a... kendi yurdunda sürgün saidnursi ... Nihal Atsız dan Adnan Menderes e
.ihanetler... intiharlar...
Babalar ve oğullar..Can Yücel ve babası Hasan Ali Yücel e yada Karamazov Kardeşler den Franz Kafka ya kadar farklı olaylar konu edinilmiş.
Ömer Seyfettin den Namık Kemale...Sezar’ın Brütüsü..Kanuni nin Hürremi
Orhan Veli.. mai ve siyahın Ahmet Celili ne...
Sokrates den Van Gogh a ... Zweig in intiharına ise hayat arkadaşı eşlik eder …
.ve son bölüm iç dökümü..
Cümlekapısı yani Kalbin Kapısı.. diyor
Nazan Bekiroğlu ...
ilk bölümde sıkılsamda diğer bölümler çok güzeldi...
İlk başlar kesinlikle yanlış kitaplardan başlamışım Adnan Bey 'e. Son iki kitaptan aldığım zevki (Acıya Kurşun İşlemez ve Çukurova Çeşitlemesi), son zamanlar galiba sadece William Shakespeare tiyatrolarından aldım.
"Bir sen kaldın yüreğimin boşluğunda
Bütün sonların ötesi olsun adın"
Diyor ki yani şair ; Her şey gitti, her şey bitti, her şey yitti, her şey öldü.. Sen, tek gerçek olan sen, bir tek sen kaldın.
Bu kitap, Acıya Kurşun İşlemez kitabından daha da fazla siyasi şeyler içeriyor. Şair, Nazım Hikmet 'ten, Orhan Kemal' den bahsediyor bir şiirde. Yani bahisten kastım, öldüklerini belirtiyor. Daha sonraki bir şiirde de yine Nazım Hikmet 'in haklılığını savunuyor. Kızıldere' de vurulan genç yiğitten, asılan Denizlere değiniyor. Duyduğu üzüntüleri dile getiriyor.
Bir hüzün yaşamak isterseniz, kapağını açmanız yeterli olacaktır kitabın. Keyifli okumalar diliyorum.
Kırk yaşında çember çevirebilmek,
sabun balonları üfleyebilmek havaya.
Kilerden reçel çalmak,
Gizli deliklerden gözetlemek komşu kızını!
Pırıl pırıl bir gümüş tatlı kaşığında
kırmızı gül reçelidir, çocukluk.
Kırk yaşında çember çevirebilmek,
Sabun balonları üfleyebilmek havaya!
Sevebilmek dünyayı ve insanları,
Sevebilmek, her şeye rağmen
Sevebilmek, sevebilmek...
Sabun balonları üfleyebilmek havaya!
Yazarlara sormuşlar: Hangi kitaplar kıyametten sonraya kalsın?
Kıyamet de kopsa, yer yerinden de oynasa ve yeryüzünde yaşayan tek canlı olarak siz de kalsanız, yalnız değilsiniz. Bir yanınızda Dostoyevski bir yanınızda Mevlana ve daha kim bilir kimler olacak…:)))
Norveç’in Svalbard Adası’na kurulan “Kıyamet Ambarı”ndan sonra şimdi de bir