Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Üstkurmaca öğesinin bir türevidir metinlerarası eğilim; içinde yaşadığı gerçekliğe yabancılaşan çağdaş yazarın, bütünleşmek­te zorlandığı bu gerçekliği yansıtmaktan vazgeçip, daha önce başka yazarlar tarafından yazılmış metinlerin dünyasına sığın­ması, onlardan yola çıkarak ikinci elden yeni bir kurmaca ger­çeklik yaratması demektir. Eskilerin taklitçilik diye adlandırıp aşağıladıkları bu eğilim; çağ edebiyatında alıntı tekniğiyle bir biçim öğesi durumuna dönüşmüş, giderek eski metinlerin farklı tekniklerle yeniden kurgulanmasına kadar gelinmiştir.
Geleneksel romanın okuru rahatlatan bir başka özelliği ise, kendinden emin, her şeyi bilen, güçlü bir anlatıcının metinde­ki başat varlığıydı. Anlattığı öykünün ipleri elinde olan bu an­latıcı, yaşamın anlamına ışık tutmaya çalışır, kahramanlarını yönlendirdiği gibi okurunu da yönlendirirdi. Geleneksel okur tipinin desteğiydi, dayanağıydı o; okurunu elinden tutar, bil­mesi gerekenleri ona anlatarak romanın dünyasında dolaştırır­dı. Okurun, metnin içinde kaybolması, metni tümüyle anlamaması pek olası değildi.
Reklam
Gelecekte ne olacağını bilmiyorum ama şu anda yaşadığımız dünya çok haksız, çok acımasız, çok zalim bir dünya.
Türk romanında Oğuz Atay'ın "Tutunamayanlar"ından bu yana gerçekleştirmiş en uçtaki kurgu/biçim serüveninin romanıdır "Kara Kitap".
"Anlamadığın şey senin değildir." Goethe
Sayfa 171 - İletişim Yayınları, İstanbul 2008.
Önemli sorular!
"Çağdaş edebiyatın çoğu romanında okuru yalnızlığa iten neydi? Niye anlamadığını söylüyordu okur? Bu romanlarda anlaşılmayan neydi? "
Sayfa 16 - İletişim Yayınları, İstanbul 2008.
Reklam
219 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Tamamen teknik bir kitap. Tam bir Orhan Pamuk incelemesi. Yeni Hayat romanını merkeze alarak Pamuk yazınını ve kısmen de modern/post modern edebiyatı incelemiş. Dili eleştiri jargonundan uzaklaştırılıp herkesin anlayabileceği tarzda yazılmaya çalışılmış ancak yine de konuşma diliyle arasında mesafe var. Terminolojiyi bilmek okurken yararlı olur. Okuyunca bunca kitabı anlamadan okumuşum hissine kapıldım. Bahsettiği kitapları yeniden okumak gerektiğini düşündürtüyor. Benim için çok yararlı oldu. İlgilenenler mutlaka okumalı, çok faydalanırlar. Yalnız Orhan Pamuk kitaplarını okuyanlara yeniden okuma işi çıkarabilir.
Orhan Pamuk'u Okumak
Orhan Pamuk'u OkumakYıldız Ecevit · İletişim Yayınları · 200830 okunma
"Hayat metinlerle beslenir, sonra tekrar hayata dönüşür ve bu ilişki kabaca şimdi söylediğim gibi, hayat ve metin olarak da birbirinden kopmuş değildir. Iç içedir. Ama bunlar sürekli birbirlerini zenginleştirerek, değiştirerek, başkalaştırarak ilerlerler."
Ya da hiçbir yerde!
"Biz ruhumuzun derinliklerini tanımıyoruz. O giz dolu yol içimizin derinliklerine yönelir. Tüm dünyaları ile sonsuzluk, geçmiş ve gelecek içimizdedir ya da hiçbir yerde." Rilke
Sayfa 179
Bir kitap okudum hayatım degisti!
"Yeni Hayat romanının ana kişisi bir kitap okumuş ve ondan tüm yaşamını değiştirecek ölçüde etkilenmiştir. 'Geri dönüşü olmayan bir yolda ağır ağır yol aldığımı biliyordum.' demektedir. Arkasında bıraktıklarına ilgisini yitirirken önünde açılmakta olan yeni hayata coşkuyla koşmaktadır, ancak yolculuğuna kentin terminalinden bir otobüsle görünürde somut yaşamdan çıkmakta olan romanın ana kişisi yolculuk daha başlamadan uyuyakalır. Pamuk böylece yolculuğun somut yönünü kuşkulu kılar farklı bir boyutun altını çizer, bu aynı zamanda bir iç dünya yolculuğudur, bilincin derinliklerinde, duygu dünyasında, sezgi düzleminde yapılmaktadır."
Sayfa 177 - İletişim Yayınları, İstanbul 2008.
Reklam
"Yaşamın metinlerden yapılmış olduğu,"[53] görüşündedir Or­han Pamuk: "Hayat metinlerle beslenir, sonra tekrar hayata dö­nüşür ve bu ilişki kabaca şimdi söylediğim gibi, hayat ve metin olarak da birbirinden kopmuş değildir. Iç içedir. Ama bunlar sü­rekli birbirlerini zenginleştirerek, değiştirerek, başkalaştırarak ilerlerler."[54] Yaşam ve metinlerin dünyası birbiriyle bütünleşir Orhan Pamuk'un romanlarında. Yaşamın nasıl bir sürekliliği varsa, Pamuk'un metinlerinin de bir sürekliliği vardır. Onun romanlarında, bir diğer romanındaki kurmaca kişiden, sanki yaşamış biriymişçesine söz edilir.
Parçalanmış, bütünlüğü bozulmuş ve belirsizleşmiş gerçekliği ona uygun biçim öğeleri aracılığıyla dile getirmek ister çağdaş romancı; artık gerçeği yansıtmak için, dış gerçekle örtüşen bir öykü anlatmanın yeterli olmadığını bilmektedir; gerçeği, dış dünyada değil iç dünyada, bilinçte, bilinçdışında arar.
Özellikle 19. yüzyıl gerçekçi romanının, nerede, ne zaman ve ne­den sorularına açık bir yanıt oluşturan biçim/içerik dokusu, Newton fiziğinin edebiyat estetiğindeki uzantısı görünümün­deydi. Geleneksel roman yapısı pozitivist bir mantığın ürünüy­dü. Okura yabancı gelmeyen bir öyküleme türüydü bu.
Beyaz Kale'ye tarihi roman diye yaklaşmak hatalı o zaman
Yazar, okuduğu tarih kitaplarını ve diğer metinleri, kendi düş dünyasının süzgecinden geçirip kurmaca düzleme taşır "Beyaz Kale"de ... Somut gerçek ya da tarih, kurmaca gerçeğin yalnızca bir malzemesidir, bu malzemenin özgül anlamı önemli değildir.
36 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.