"Siz sanmayın ki, oruçta yalnız siz susar, siz acıkırsınız. Oruç da susar, oruç da acıkır. Çünkü: Oruç da canlıdır. Sizin gibi. Hatta sizden fazla. Çünkü: onda, ölümün eriteceği et ve kemik de yok. İnsan, sağken bile ölümle karışıktır. Biz hayatla ölümün karıştığı bir terkibiz. Sağken, hayat, ölüme baskındır ve ölümü kullanır. Sonra yaşlandıkça, ölüm güçleri yavaş yavaş artar ve ölüm yüzdesi hayat yüzdesinin üstüne çıkar bir gün. İşte o gün ölmüşüzdür; ölüm, hayatı kullanmaya başlamıştır. Toplum yaşayışında da böyle. Ecel olarak gelen ölüm, bu hayat-ölüm çatışmasını kesin bir sonuca bağlar. Ama oruç yüzde yüz olarak diri, saf olarak diridir. Net diridir, insan gibi brüt olarak diri değil.
...
Evet, oruç da susar, oruç da acıkır. Orucun susadığı ve ab-ı hayat gibi kanamadığı su Kur'an sesi, acıktığı namaz, örtündüğü merhamet, kuşandığı giyindiği, Allah adının yükseltilmesi yani cihadtır."
Babıâli'de Sabah, 1967
(Sütun)
Siz sanmayın ki, oruçta yalnız siz susar, siz acıkırsınız. Oruç ta susar, oruç ta acıkır. Çünkü: Oruç ta canlıdır. Sizin gibi. Hatta sizden fazla. Çünkü: onda, ölümün eriteceği et ve kemik te yok.
*Ve oruç tutmak, İnsan yüreğini canlı,cıvıl cıvıl sesli kuşlarla doldurmak değil midir?
*Orucun da iftarı vardır.
Oruç, müminin kalbinde iftar eder.
*Kur'an, Namaz ve Oruçta dirilen bir İslam insanı olmak; işte çağımız müslümanının tek varoluş şartı.
*Kendi kendinden uzaklaşan insanın kendine dönüşüdür oruç ayı.
*Oruç, giderken, bizden,
Oruç, hiç gecikmeden, yolunu şaşırmadan, tam saatinde, dinç ve genç, tarihin dinamizmini de özünde gaybın bir üfleyişi gibi taşıyarak geldi. Mademki geldi, onu iyi tanımak gerek.
Oruç, boş bir çerçeve olarak veya bir mevsim gibi sadece tabiatın bir parçası olarak gelmedi. Tarihin bir parçası olarak geldi.
Dolu geldi. Kendindekini boşaltacak.
Oruç, hiç gecikmeden, yolunu şaşırmadan, tam saatinde, dinç ve genç, tarihin dinamizmini de özünde gaybın bir üfleyişi gibi taşıyarak geldi. Mademki geldi, onu iyi tanımak gerek.
Oruç, boş bir çerçeve olarak veya bir mevsim gibi sadece tabiatın bir parçası olarak gelmedi. Tarihin bir parçası olarak geldi.
Dolu geldi. Kendindekini boşaltacak.
Oruçta susar, oruç da acıkır. Orucun susadığı ve ab-ı hayat gibi kanamadığı su, Kur'an sesi, acıktığı namaz, örtündüğü merhamet, kuşandığı giyindiği, Allah adının yükseltilmesi yani cihadtır.
Siz sanmayın ki, oruçta yalnız siz susar, siz acıkırsınız. Oruç da susar, oruç da acıkır. Çünkü:
Oruç da canlıdır. Sizin gibi. Hattâ sizden fazla. Çünkü: onda ölümün eriteceği et ve kemik de yok.