376 syf.
10/10 puan verdi
Tek kelimeyle şaheser.
Osmancık, Osman Beğ ve Osman Gazi. Kitap aşama aşama Osman Gazi'nin nasıl Osman Gazi olduğunu anlatıyor. Felsefesini, bakış açısını, insanlarla ilişkisini, sahip olduğu soyun onda ne anlama geldiğini ve nasıl korumak istediğini, izlediği yolu ve değişen karakterini gözler önüne seriyor. Osmancık kendinden çok emin, fevri, öfkesine yenik
Osmancık
OsmancıkTarık Buğra · Ötüken Neşriyat · 201816bin okunma
376 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
65 günde okudu
Tarihin en uzun ömürlü, en büyük devletini kuran Osman Bey' in , bu kuruluş süreci ve öncesinde kendi iç dünyasında yaşadıklarını, öfkesini dizginlemesini, ehilileşmesini, Osmancıktan Osman Bey, Osman Bey'den Osman Gazi oluşunu, kayıya ve Oğuza olan bağlılığını çok güzel bir şekilde anlatıyor. Soyca benimsenen inançların, ülküler in, amaçların çok büyük dediğimiz dünyayı nasıl küçülttüğünü, Osmancığın büyük dünyasını da, Osman Gazi olma yolunda nasıl küçüldüğünü; bunun yanı sıra devlet içinde düzen sağlamanın da bir gaza, bir sefer olduğunu bunun kaleler düşürmek kadar hatta daha da önemli ve gerekli olduğunu vurguluyor. Tarık Buğra ilk okuyuşum ve son olmayacak inşallah. Kendine has yorumunu, böyle bir kuruluş hikayesinde okumak çok güzeldi. Tavsiye ederim..
Osmancık
OsmancıkTarık Buğra · Ötüken Neşriyat · 201816bin okunma
Reklam
Bizim davamız, kuru bir kavga ve cihangirlik davası değil, İla-yı Kelimetullahtır. Yani Allah'ın dinini yüceltmektir..
Sayfa 402
Ey oğul Her işten önce din işlerine dikkat et. Zira farizaya (farzlara) dikkat, din ve devletin güçlenmesine sebeptir. Din işlerini; dikkatli olmayan, itikadı bozuk ve doğru yoldan ayrılmaya yönelen, büyük günahlardan kaçınmayan, helale-harama dikkat etmeyen sefihlere ve ayrıca tecrübesiz kişilere bırakma, devlet idaresinde bu gibi kişilere iş verme. Zira yaratandan korkmayan, yaratılandan hiç korkmaz. Büyük günah işleyen ve bunu devam ettiren kimsede sadakat olmaz. Böyle kişilerin sadakati olsa ümmeti olduğu Peygamber-i Zişan’ın sadık tebligatı üzere hareket eder de şer’i şerifin dışına çıkmazdı. Allah’ın (c.c.) hakkını ve kulların hukukunu gözet!.. Ve senden sonrakilere böyle nasihat etmekten geri durma. Ve adalet ve insafa riayet ile zulmü kaldırmaya devam ile her bir işe teşebbüs de Allah’ın yardımına güven . Halkını düşman istilasından ve zulme uğratılmaktan koru. Haksız yere hiç bir ferde layık olmayan muamelede bulunma!.. Halkı taltif et, hepsinin rızasını kazan.
840 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
352 günde okudu
Podcast: Montrö Boğazlar Konferansı - Tutanaklar, Belgeler
Podcasti dinlemek için YouTube linki: youtu.be/bjd4ynYWEss Merhaba kitapçokseverler. Bu bölümümüzde Montrö Boğazlar Konferansı'nı konuşuyoruz. Kitabın tanıtım yazısından: Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları; Kurtuluş Savaşı sonucunda İtilaf devletlerinin işgalinden ve emperyalist güçlerin boyunduruğundan kurtardıkları topraklarda kurdukları bağımsız devleti 1923 Lozan Antlaşması ile bütün dünyaya kabul ettirdiler. Ancak tüm çabalarına karşın Büyük Güçleri, Boğazlar üzerindeki egemenliklerinden vazgeçiremediler. Bunun için 1936 Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni beklemeleri gerekti. Aradan geçen bu on üç yıllık sürenin bütün dünyaya gösterdiği bir şey vardı: Yeni Türkiye Cumhuriyeti; yaptığı çağdaşlaşma atılımlarıyla uluslararası camianın saygın ve sözü dinlenir bir üyesi haline gelmişti. Artık Boğazlar üzerinde kontrol sahibi olmak istiyordu. Bunun için Milletler Cemiyeti’ne nota vererek bir konferans toplanmasını talep etti. Montrö’de toplanan konferansta Türkiye, kararlı tutumu sayesinde istediğini alarak Boğazlar’da egemenliğini kurdu. Aradan geçen onyıllar içinde esasta bir değişikliğe uğramadan devam eden Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nden aldığı yetkilerle donanmış olan Türkiye, II. Dünya Savaşı ve Soğuk Savaş gibi dünyanın geçirdiği en zorlu dönemlerde, hem Boğazlar’daki egemenliğini tartışmasız biçimde sürdürmeyi, hem de bu kadar stratejik bir su yolunun hasım devletler arasında çatışmalara yol açmamasını sağlamayı başardı. Keyifli dinlemeleriniz olması dileğiyle.
Montrö Boğazlar Konferansı
Montrö Boğazlar KonferansıSeha L. Meray · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202013 okunma
80 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Namık Kemal'in ömr-ü hayatını sürgünde geçirmesine neden olan tiyatro eseri. Olay tam olarak şöyle vuku bukuyor: 1872 senesinde yazar eseri icra edip, sahnelemeye karar veriyor (ki sahnelenen ilk tiyatro eseridir). Sahnelenen eser, izleyenleri çok etkileyip, gaza getiriyor. Millet tiyatro çıkışında gösteriler, yürüyüşler yapıyor. Sloganlarsa
Vatan Yahut Silistre
Vatan Yahut SilistreNamık Kemal · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202421,7bin okunma
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.