Kitap Oburu yarın 17. bölümüyle yayında olacak. Yiğit Yavuz, Serkan Türk ve Namık Somel'in sunduğu programda tanıtacağımız kitaplar: -Mücahit Gündoğdu - Metin Erksan: 'Kuyu'da Bir Yönetmen -Vladimir Aleksandrov - Siyah Rus -İngiliz ve Amerikan Edebiyatında Kısa Öykünün Büyük Ustaları -Necdet Sakaoğlu - Osmanlı Tarihi Sözlüğü -Reşad Ekrem Koçu - Türk Giyim Kuşam ve Süslenme Sözlüğü -Nermin Yıldırım - Dokunmadan -Müge İplikçi - Çok Özel İsimler Sözlüğü Haftanın Dergisi: Metis Çeviri Ve Kitap Oburu'nun konuğu, felsefeci, şair, yayıncı ve çevirmen Kenan Sarıalioğlu. Ayrıca her hafta olduğu gibi, dinleyicilerimize kitap armağanlarımız olacak. Kitap Oburu her perşembe saat 14:32'de TRT Radyo-1'de. Tekrar yayını her cuma saat 04:00'te. trt.net.tr/anasayfa/canli....
Osmanlı Bilgininin Dil Tasavvuru
Varlık, fizik (aynî), zihin (zihnî), dil (lafzî, luğavî, lisânî, ibârevî) ve yazı'da (hattî, kitabî) olmak üzere dört seferde tezâhür eder. (...) Mutlak Varlık kavramı çerçevesinde bir birlik vardır. Buna göre, yazıda varolan dilde var olana, dilde varolan zihinde varolana, zihinde varolan ise fizikte var olana delâlet eder. (...)
Reklam
Kimliksizler Osmanlı Özlemi içindeler..
Türklüğü ile onur duyan, kimlikli kişilikli toplumu Atatürk yarattı. Osmanlı devleti zamanında Türk demek, insanı aşağılayan bir sözcük olarak kullanılıyor, azınlıklar baştacı yapılıyordu. Bugün Osmanlı özlemi içinde olanları bir araştırırsanız ya yabancı kökenli ya da bilinçsiz, bilgisiz bir kişidir. Osmanlı devletinde hiç kimse doğum tarihini
Sultan ikinci Murad Han'ın saltanattan çekilmesi
Dünya tarihinde insanların en basit bir iktidar makamından çekilmemek için ne korkunç ihtiraslar ve ihanetler içinde oldukları, iktidar uğruna ne kadar gayri insâni iftira ve teşebbüslerde bulundukları göz önünde tutulursa, iki kıta üzerinde hâkim bir devletin padişahlığı gibi mutlak sultanlığı , saltanâtı, emretme, hâkim olma sıfatlarını terkedebilmenin ne büyük bir kalp temizliğine , olgunluğa ve fikrî tekâmüle delâlet ettiğini zannederim izah etmeye lüzum yoktur. Tarihte emsâli pek az görülen bu ferâgat , onu, büyük insanlar arasında başta gösterecek en asil bir harekettir. Doğruluğunu veya yanlışlığını tartışmadan önce, hareketin mâhiyetini incelemek iktizâ eder. (Belgelerle osmanlı tarihi- Ömer Faruk Yılmaz)
Künyesini site yönetiminden bir türlü elde edemediğim iki kitabın incelemesini de buradan yapmak durumundayım. İlki, en önemlisi, İbn Haldun'un Mukaddime'si. Daha önce Kaynak Yayınları'ndan çıkan Mukaddime'yi de tahlil ettim fakat ısrarla bu Mukaddime'yi, İlgi Kültür Sanat Yayınları'dan çıkan iki ciltlik olanı tavsiye ediyorum. Son yıllarda adını
OSMANLI VE ADAP Seçkinler sadece iktidar sahibi olmakla kalmayıp, (ulemanın bekçisi olduğu ve medreseler sistemi kanalıyla yeniden üretilen) yazılı İslâm kaynaklarına ve (asker/bürokrat seçkinler sınıfının niteliği olan ve gayrıresmî öğrenim ve eğitim yoluyla yeniden üretilen) adab adındaki, daha laik bir töreler ve beğeniler bütününe dayanan klâsik bir uygarlığın, bir “büyük geleneğin” bekçiliğini de yapıyordu. Bir Osmanlıyı Osmanlı yapan değerler ve kanılar bütünü olan bu uygarlık, çok farklı unsurlardan meydana gelmiş bir İmparatorlukta esaslı bir bütünleştirici güç oluşturmuştu. Bu uygarlıkla, ufku yakınındaki köylerle ya da diyelim ki pazarın kurulduğu kasaba ile sınırlanmış ve neredeyse tek bir kişinin bile okur-yazar olmadığı kırsal nüfusun bakış tarzı arasında son derece geniş bir uçurum vardı. Seçkinler uygarlığı ile halk kültürü arasındaki tek bağ, İmparatorluğun her tarafında sıkı bir tekkeler ağı kurmuş olan Mevlevi, Nakşibendi, Rifâi ve aykırı Bektaşi tarikatleri gibi tarikatler tarafından oluşturulmuştu. Bu tarikatlere üyeliğin farklı toplum katmanı gibi sınırlamaları bulunmuyordu ve önde gelen şeyhlerin nüfuzları en yüksek çevrelerde bile güçlüydü. Erik Jan Zürcher (Modernleşen Türkiye'nin Tarihi, s. 29)
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.