Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
400 syf.
·
Puan vermedi
·
17 günde okudu
Orhan Kemal, Türk Edebiyatı’nın en önemli temsilcilerindendir. 15 Eylül 1914’te Osmanlı Adana’sında doğmuş, 1970’te Bulgaristan’da vefat etmiştir. Asıl adı Mehmet Raşit Öğütçü’dür. “Orhan Kemal” takma adını, Halide Edib Adıvar’ın kahramanı olan “Orhan Han” ve Türkiye Cumhuriyet’i kurucumuz Mustafa Kemal Atatürk’ten ilham alarak
El Kızı
El KızıOrhan Kemal · Everest Yayınları · 20081,677 okunma
Nihayet aile mahalli kültürün, folklorun yaşadığı bir yerdir. Osmanlı toplumunda hangi dinden olursa olsun her cemaat umacılarla, perilerle, masallarla yaşar ve bunlar şaşılacak kadar da birbirine benzer. Bunu yürüten yer ne matbuattır ne okuldur. Bunlar doğrudan doğruya ailenin içinde o birimin ortasında büyükten küçüğe, babaanneden torunlara intikalle devam eder. Şunu da unutmayalım; kriz zamanında sığınacak yer ailedir.
Reklam
Esnafın peştemal kuşanma dolayısıyla eğlence günleri vardı; orta oyunu oynanır, Karagöz seyredilir, fasıllar geçilir taklitler yapılırdı; vezir vüzera ayrı eğleniyordu, kadınlar hamamlarda ve mesire yerlerindeydi. Kadınlar da ayrı eğleniyorlardı; aralarında erkek yoktu. Oyun kolları vardı; parası olan zengin insanlara köçekler ya da çengiler(dansöz) getiriliyor
Osmanlı toplumunda olmayan unsur kadınla erkeğin beraberliğidir. Kadının serbestlik derecesini tartışmıyoruz. Hiçbir zaman 16-17. Yüzyıllarda İstanbul kadınının; Batıdaki kadınlardan daha çok baskı altında olduğu, kafes arkasında kaldığı kanısında değiliz. Belge ve bilgiler de bu kanaatimizi destekliyor.
Sayısız kayıtlar gösteriyor ki; a) dul çocuklu kadına ve ikiz veya üçüz doğuran aciz kadın ve aileye, dini ne olursa olsun maaş bağlamakta ve özellikle; b) kimsesiz ve terk edilen çocuklar birinin yanına verilerek cüzi maaş bağlanmaktadır. Evlilik dışı çocuk ve bunların terk edilmesi hiç de seyrek rastlanan olaylardan değildi. Bulunan bu çocukları devlet birine emanet ediyor ve maaş bağlanıyor.
Aile bir yerde Osmanlı toplumunda asıl mekteptir. Çocuk orada yetişir. Bunu üçüncü kuşak yerine getirir ve aile Osmanlı toplumunda her şeyden evvel bir müessesedir. Tahrir defterleri dediğimiz vergi arazi kayıtlarına baktığımız zaman; ailenin erkek bireylerinin verginin esas unsuru olduğu ve bunlara tahsis edilen çiftyeri dediğimiz bir çift öküzle sürülebilecek, onunla ekim yapılabilecek arazinin tahsis edildiği görülmektedir. Aile sülaleyle birlikte, yani yakın akraba grubuyla birlikte esasen, şehirde de bir üretim birimidir. Çarşı ustaları yanına çırak olarak yakın akrabasını, bildiği hemşerisini alır. O yüzden de zanaatlar, bir bakıma, eski toplumlarda rastgele kimselerin toplandığı yer değildir. Yakınların çırak ve kalfa yapılması dolayısıyla zanaat dalları etnik kökene göre şekillenir. Meselâ, Ermeniler kuyumcu, Rumlar marangoz, Süryaniler taşçıdır ve gümüşçüdür.
Reklam
Osmanlı şehirlerinde konut bölgesinde bekar nüfusun bulundurulmamasına gayret edilirdi. Büyük şehir İstanbul’da bile, çalışmak için gelen bekar erkek nüfusun merkezi iş bölgesindeki bekar hanlarında barındırıldığı ve bir tür gözetim altında tutulduğu, hele mahallelerdeki münferit bekarların mutlaka ayrı ayrı kaydedildiği görülmektedir.
Recm cezası Osmanlı tarihinde, taassup hüküm sürdüğü dönemde, bir kere verilmiş ve uygulanmış, ancak hiç hoş karşılanmadığı için bir daha tekrarlanmamıştır.
Osmanlı'da Çocuk Pedagojisi
Asıl pedagojik değişim, bütün geleneksel toplumlarda olduğu gibi çocuğa verilecek ilk eğitim dinîdir. Ayrıca onun toplumsal kültüre uyumunu sağlayacak iki davranışın, itaat ve edebin öğretilmesi önamlidir. Her dinî topluluk bu eğitimi kendi sağlardı.
Sayfa 131 - Kronik kitapKitabı okuyor
Osmanlı'da Recm Cezası
Recm cezası Osmanlı tarihinde, taassup hüküm sürdüğü bir dönemde, bir kere verilmiş ve uygulanmış, ancak hiç hoş karşılanmadığı için bir daha tekrarlanmamıştır.
Sayfa 107 - Kronik kitapKitabı okuyor
446 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.