Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
O mükemmel hikâye
Osmanlı’da, saray nefasetinde mutfağa sahip konakların ünü yayılmış ve Sultanların ziyaretine neden olmuştur. II. Mahmut zamanında Dürrizade Şeyhülislam Abdullah Molla el açıklığı, zenginliği, kibarlığı ve mutfağı ile ünlü imiş. Sultan II. Mahmut bir itfar zamanı vezirlerini de toplayarak Dürrizade’nin konağına habersiz gitmiş. Sultanı karşısında gören kâhya telaşla efendisine koşmuş, durumu anlatmış. Dürrizade telaşlanmış ve “Korkma, benim yemeğimi sultana; haremin yemeklerinden iki üç tepsiyi de misafirlere çıkar.” demiş. Yemekten sonra padişah yemeklerin nefasetiyle birlikte, yemek servisi ve yemek takımlarını da beğendiğini belirtmiş. Ancak pilavdan sonra gelen hoşafın diğer kaplar kadar iyi kapta sunulmamasının sebebini sormuş. Dürrizade “Kulunuz, hoşafın lezzeti bozulmasın diye buz parçalarını hoşafa attırmıyorum, hoşaftan buzlu kâse yaptırıp hoşafı onun içine koyduruyorum.” demiş. Türk Mutfağı Kültürü s.66
_İslam = Arapçılıktır. Asimilasyonla inananı araplaştırır. Her müslüman halk, araplaşmaya mahkumdur. Kuran’ın kendisi, Araplar için Arapça olduğunu söyler.(Şura 7) İnsanın tüm yaşantısı, giyimi, yemesi, içmesi, gezmesi, eğlenmesi, sevmesi, düşünmesi ve inanması “çöl bedevîlerinin kabile kanunu” ölçütlerine göre ayarlanmaktadır. İslamlaşarak milli
Reklam
Filmler - Kavramlar *
_Voltaire, karanlık öğretilerin karanlık prensi, sapkın. Gözlerinizi iyi açın. Dindar insanların ruhlarını zehirlemek için şeytani fikirler yayan birisi o. Bu korkunç resimler dünyanın gerçeklerini bize gösteriyor. Tavandan bize tebessüm eden melekler model olarak çizilmiş fahişelerdir. Tabloları yakınca şeytani şeyler yok olmayacak. Fransız
192 syf.
·
Puan vermedi
Tezi Tez Bitirmek...
İstanbulun Eski İkramları çok ilginç bir kitap hem bilgi hem tarifler bulabileceğiniz... İnsan okudukça Osmanlıda yemeğin sadece " insanın yemesinden " ibaret olmadığını bir kültür bir medeniyet aracı olduğunu bir mutfağında asla bir mutfak sayılamayacağını bir toplum bir sosyolojik vakıa bir antropolojik çözümleme sayılabileceğini anlıyor Osmanlı Mutfağı ve Yemek Kültürü çalışmak Osmanlıyı bir medeniyet ve kültür olarak anlayabilmek için en iyi yollardan biri Ve bir milleti anlamak , okudukça anlaşılıyor ki o milletin mutfağını yeme içme alışkanlıklarını adab-ı taamlarını ve adab-ı muaşeretlerini idrâk edebilmekten geçiyor Buna böyle bakmak gerek...
İstanbul'un Eski İkramları
İstanbul'un Eski İkramlarıResul Yavuz · Oğlak Yayınları · 20191 okunma
Osmanlı Şerbetlerinin Tarihçesi Osmanlı sarayını görme fırsatı bulan seyyahlar, her türlü meyvenin yetiştirildiği akıl almaz güzellikteki bahçelerden söz ederlerdi. Bu meyvelerden Osmanlılar şerbet, reçel, şekerleme, palüde ve hoşaf yaparlardı. Meyvelerden yapılan sofraların vazgeçilmez lezzetiydi şerbetler. Şarapsız bir Yunan ya da Roma şöleni
YAKIN ÇÖZÜM BURSA Karlı günlerin kayak merkezlerine yakın rotası bursa, muazzam bir çeşitlilik ve lezzette sofralar kuran lokantaları, meşhur iskender kebapçıları, köftecileri, kestane şekeri ve yılın her günü kurulan dev semt pazarlarıyla; seyahat etmeyi özleyenlerin yakın çözümü. Ulaşması çok kolay, tarihi ve doğal zenginlikleri bir yana mutfağı akıl almayacak kadar zengin, çarşıları, pazarları haftanın her günü cıvıl cıvıl, insanı hep misafirperver, çeşit çeşit özel lezzeti tadabileceğiniz mekânları samimi ve bir o kadar işinde profesyonel. Kısacası sürekli gitmemek için hiçbir bahane bulamayacağınız şehirler listesi yapılsa başına Bursa’yı koymak şart. Arabaya atlayıp sabahtan akşama nefis bir gün geçirmek için de, günlerce konaklayıp tadına doyamamak için de birebir. Bursalının baba mesleklerine, geleneklere sahip çıkışlarına hayran kalıyorsunuz önce. Hemen her sokak hakiki bir ekmek fırınına, sebze-meyveleri yeşil, turuncu ve pembe bir manava sahip. Esnaf lokantaları değme restoranda göremeyeceğiniz çeşitlilik ve lezzette. Meşhur iskender kebapçıları, köftecileri, tatlıcıları, pidecileriyle sokak yemek kültürü bu kadar gelişmiş az yer vardır. Osmanlı’da Bursa’ya ‘saray ambarı’ denilmesi boşuna değil. Her gün kurulan Tuzpazarı, Köypazarı tezgahları göz alıcı zenginlikte.
Reklam
Osmanlı’da yemek kültürü
Evliya’nın Osmanlı taşra kentleri betimlemelerinde özellikle sevilen et yemekleri üzerine genel bilgiler vardır, hatta seyyah bazen belirli yemeklerin tatlarının nasıl olması gerektiğini bile en ince ayrıntısına kadar anlatmıştır. Örneğin Kütahya usulü, mütevazı bir paça yemeğini anlatır ve görünüşünün berrak, tadının ilik gibi olduğunu söyler. Birçok batı Anadolu kentinde tandır kebapları da ortaya çıkmıştır. Ayrıca etli pide vardır. Bitlis’te keklik kızartma, kekikli börek, keklik pilavı, yöresel yemeklerdi.
·
Puan vermedi
Alatlı ile Marias: Yaseminler Tüter Mi?
“Yumurta da taşın üstüne düşse, taş da yumurtanın üstüne düşse, olan yumurtaya olur.”    Kıbrıs Rum Atasözü ile başlayan Alev Alatlı’nın 1985 basımlı romanı “Yaseminler Tüter Mi Hâlâ?", Eleni Kio Marias isimli bir kızın hayat hikayesine yer verir.  Eleni’nin hayatı tüm canlılığı ile okuyucuya sunulurken, italik yazılı vakanüvisler eliyle
Yaseminler Tüter mi, Hâlâ?
Yaseminler Tüter mi, Hâlâ?Alev Alatlı · Everest Yayınları · 2020403 okunma
18 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.