Martı seslerini özledim, vapur düdüklerini, kâtibimden sahile uzanan iki yanı en yeşilinden uzun ince, telaşlı insanların yürüdüğü o yolu...
Dalga seslerini özledim, tebessüm ettiğinde tebessümüne en kallavi manalar katıp beni benden alan gamzelerini bir de...
Önce sessizlik, sonra sensizlik çok yordu beni, söyle senden başka beni bu kadar kim anlar?
Kendimden sola dönüyorum hep senin solun, senden sola dönüyorum kendi sol yanımda derin bir kahır buluyor beni.
Dilimde pervasızca bir âşk sözcüğüydü adın, şimdi sararmaya yüz tutmuş kitap aralarında kimliğini, benliğini, senliğini kaybetmiş birçok elzem şiir, kadın.
Özledim diye yazmak vakit alır, ömür alır, her şey dağınık kalır ya, ben bir ömür boyu gelmeyeceğini bile bile özleyerek beklemeye hazırım.
Sana yazılmış yığınla şiir saklı kara defterin hangi sayfasını çevirsem aşka kan damlıyor, açılıyor kapanıyor, açılıyor kapanıyor, boş siyah bir sayfaya beyaz kalemimle özlemek intihardır dedikten sonra yine adın yazılıyor.
Bu yokluğun katili benim diye bağırıyor kağıda düşen her bir satır, hiç kimse tek başına yalnız değildir, kadın.
Seni özledim, sana tutuklu kaldığım mevsim yazdı, şimdi sensiz kaldığım her gün sonbahar, kadın.