Ebû Bekir (r.a.) iman etti… Onun imanı ne tarz bir
imandı…?
Bu adamın yüceliği, imanında… yeryüzü üzerinde
gösterdiği olağanüstü imanında kendini gösteriyordu…
İnsanı hayret ve şaşkınlıkta bırakan bir iman…
Gözle görülmeyen bir atom… içinde müthiş bir güç
taşıyan bir atom…
Ebû Bekir'in (r.a.) imanı, varlığını görmeksizin,
dikkatimizi çekmeksizin teneffüs ettiğimiz bir esinti gibi…
....
O, asla duraklamayan ve tereddüt göstermeyen
imandır…!!
İslâm'la ilk karşılaşmasında duraksamamış, kabul
etmekte gecikmemiş; aksine sanki uzun zamandır bu yeni
dini özlem ve hasretle bekliyormuş gibi derhal kabul
etmiştir.
Hasretle kucaklaşan iki kişi ne kadar zamanda bundan bıkardı bilmiyorlardı ama onlar bıkmadı. Halsiz düşesiye, açlık ve susuzluktan kendilerini kaybediyesiye kadar sarıldılar. Bir ömre süren özlem ve bir ömür boyu hasretle...
İştiyak:Kavuşma anının heyecanını yaşayarak geçici olarak özlem çekmek.
Tehassür:İçini çeke çeke, kalbi yana yana büyük bir hasretle arayarak ve onun yolunu gözleyerek özlem çekmek.
- "... Çiçi özlem ve iyi niyetle dolup taşarak kollarını uzatıp bağlanmalara ve birlikteliklere hazır olduğunu açıklaması boşunaydı, artık tek başına bırakılmıştı.
Davetler, armağanlar, sevimli mektuplar alıyorsa da kimse onun yanına fazla yaklaşayım demiyor, kimseyle irtibat kuramıyor, hayatını paylaşmaya istekli ve yetenekli biri çıkmıyordu.
Yalnızlık atmosferiyle, sessiz bir atmosferle sarılıp kuşatılmıştı; çevre elinden kayıp gitmiş, başkalarıyla ilişki kurmasını önleyen ve hiç bir arzu, hiç bir hasretle giderilemeyen bir güçsüzlük üzerine çullanmıştı..."
Hasretle kucaklaşan iki kişi ne kadar zamanda bundan bıkardı bilmiyorlardı ama onlar bıkmadı. Halsiz düşesiye, açlık susuzluktan kendilerini kaybedesiye kadar sarıldılar. Bir ömür süren özlem ve bir ömür boyu hasretle...
Sevgi başlı başına umuttur, değilse sıkıntı vardır. Bir çiçek, yaz yağmuru, güzel bir kitap, yorgun ve mutlu bir uyku, bitirilmiş bir iş, hasretle kucaklaşma yük olur mu insana. Özlem bile yük değildir nimet bilip sevmişsek.