İlk olarak puan vermedim. Çünkü tablolarla, sanatçılarla ve çizim tarzlarıyla pek alakam yok. Bu yüzden ortalarında pek bir şey anlamadığımdan sıkıldım. Sanatla ilgilenen ve o çağı bilen kişiler daha fazla zevk alacaktır kitaptan. Ancak Von Gogh'un psikolojisini, çabasını ve tüm yaşadıklarına rağmen sanatla kalarak hayata olumlu bakması beni çok etkiledi. Hayatı sanat olmuş, bu sayede yaşama umudu olan bir sanatçıyı okumak çok özeldi. Mektup okumayı çok sevdiğimi hatırladım. Sadece Van Gogh'un Theo'ya yazdığı bir mektupta "Old boy, bu mektup yalnız sanadır, onu yalnız kendine sakla, olur mu?" demesi beni çok rahatsız hissettirdi. Sanki birinin günlüğünü izinsiz okuyormuşum gibi bir vicdan azabı... Okumamayı bile düşündüm ancak sanata bu kadar bağlı bir insanın neden intihar ettiğini tamamen anlamak istedim. Bu kadar değerli bir sanatçının bu kadar çabasına rağmen yalnızlık ve geçim sıkıntısıyla boğuşmasını okuduktan sonra sanata bu kadar bağlı olmasa daha erken intihar edebileceğini düşünmek zor olmadı. Keşke değeri önceden anlaşılsaydı da bu kadar zorluk çekmeseydi.