“O zamana kadar bütün insanlardan esirgediğim alaka, hiç kimseye karşı tam manasıyla duymadığım sevgi sanki hep birikmiş ve muazzam bir kütle halinde şimdi bu kadına karşı meydana çıkmıştı.”
ve işte
günlerden sonra
bugün
yeniden doğdu güneş
yeniden açtı güller.
dememiş miydim size
boş yere durduk
ve herkesi üzdük
boş yere.
şimdi artık unutalım dünü
unutalım gitsin
yaşamayı kendimize
zahir ettiğimiz günü.
şimdi artık
güller kan kırmızı
çaylar tavşan kanıdır
şimdi artık
korkmadan hiçbir şeyden
yaşamak zamanıdır!
Hüseyin Erkan- Yaşamak Zamanı (sayfa 17)
!Hafif başından spoiler:)!
Marcus Zusak okuyanı yepyeni bir hikayeye sürüklüyor. Kitabın başındaki soygun girişimini engelleyen ana karakterimiz, bu yüzden iskambil kağıtlarıyla yeni bir yolculuğa çıkıyor. (Kitabı okuyalı uzun zaman oluyor bu yüzden karakterin ismini hatırlayamıyorum.) Herkese tavsiye ederim tam bir gençlik hikayesi.
yazar bu kitaba her aşk acısından bir tutam eklemiş. özlemden ihanete, hepsinden var. Herkesin okuması gereken bir kitap. yazarla tanışabilsek daha güzel olurdu.
“Artık Maria Puder, yaşamak için kendisine kayıtsız ve şartsız muhtaç olduğum bir insandı. Bu his ilk anlarda bana da garip geliyordu. Bu yaşıma kadar mevcudiyetinden bile haberim olmayan bir insanın vücudu birdenbire benim için nasıl bir ihtiyaç olabilirdi? Fakat bu hep böyle değil midir? Birçok şeylere ihtiyacımızı ancak onları görüp tanıdıktan sonra keşfetmez miyiz?.. Ben de, o zamana kadarki hayatımın boşluğunu, gayesizliğini sırf böyle bir insandan mahrum oluşumda bulmaya başlamıştım. İnsanlardan kaçışım, içimden geçenlerin en küçük bir parçasını bile etrafıma sezdirmekten çekinişim bana sebepsiz ve manasız görünürdü. Zaman zaman beni saran hüzünlerin, hayat bıkkınlığının bir ruhi hastalık alameti olmasından korkardım. Bir kitabı okurken geçen iki saatin ömrümün birçok senelerinden daha dolu, daha ehemmiyetli olduğunu fark edince insan hayatının ürkütücü hiçliğini düşünür ve yeis içinde kalırdım."