Gökhan Payır

Gökhan Payır
@payir
Bu metin İngilizce dilinden otomatik olarak çevirilmiştir. Orjinali Göster
Sorgu
Sorgu
ve
Ayna
Ayna
romanlarının yazarı.
İstanbul, 1 Ocak 1987
28 okur puanı
Kasım 2017 tarihinde katıldı
Hem zaten felsefeden konuşmak, yahut başkalarını dinlemek benim için, faydası bir yana, doyulmaz bir zevktir. Oysa başka laflar, hele sizinkiler, zenginlerin, işadamlarının lafları öldüresiye sıkar beni. Acırım size, sizler ki hiçbir şey yapmadan çok şeyler yaptığınızı sanıyorsunuz. Üstelik de belki siz zavallı buluyorsunuz beni. Böyle düşünmekte de haklı sanıyorsunuz kendinizi. Bense sanmakla kalmıyor, zavallı olduğunuzu düpedüz biliyorum.
Reklam
Kapanmış olan mezarımın üzerinden koca bir mevsim gelip geçti, sonra bir mevsim daha, sonra bir mevsim daha ve ben hiç var olmamışım gibi dünya dönmeye devam etti. Artık bildiğim dünyanın içinde ben yokum. Her zerrem başka bir yerde. Tanıdığım, bildiğim herkes nasıl yaşıyorlarsa öyle devam ediyorlar yaşamlarına. Ne kadar önemsizmişim. Tanrım! En yakınlarımdan birkaçı müstesna, diğer herkes sanki hayatlarında beni hiç tanımamış biri kadar etkilendiler. Hiç kimsede bir boşluk hissi yaratmadım. Ne ahmak, ne zavallı, ne aciz bir mahlukmuşum! Nelere öfkelendim, nelere kızdım. Şahsımın bile -ki bir şahsım vardıysa tabi- büyük bir hiç olduğu sahte dünyada kızmaya değecek bir şeyleri nasıl bulmuşum. Her şey yalan! Hepiniz bir hayalsiniz. İşitin beni! Telaşlarınız, kaygı, heyecan ve öfkeleriniz, mutluluklarınız, sevgi ve aşk sandıklarınız, kişiliğiniz ve değer verdiğiniz her şey koca bir yalan, koca bir boşluk! Hakikate yüz çevirmiş benlikleriniz, kısa, anlamsız ve toz gibi üflenince uçup gidecek olan dünyevi tasalarınız sizin cehenneminiz olacak. Bütün zenginlikler sizlerin olsun, ben sadece var olmak istiyorum!

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Stepan Arkadyeviç’in her gün alıp okuduğu gazete taşkın olmayan liberal bir gazeteydi. Okurlarının çoğunluğuna uyuyordu. Bilim-sanat ya da politikaya özel bir ilgisi olmamasına karşın, bu konularda gazetesinin ve çoğunluğun görüşlerine sıkıca bağlıydı, ama o çoğunluğun değişmesiyle birlikte Stepan da değişiyordu. Doğrusu, değişen Stepan’ın kendisi değildi, kendisi farkında olmadan fikirleri değişiyordu. Stepan Arkadyeviç yönünü ve fikirlerini kendisi seçmiyordu, bunlar kendiliğinden geliyorlardı. Tıpkı giysilerinin ya da şapkasının biçimini seçmeyip, modanın gerektirdikleriyle yetinmesi gibi. Belirli bir ortamda yaşayan bu adam için genellikle olgunluk çağında gelişen fikirlere sahip olmak, bir şapkaya sahip olmak kadar gerekliydi.
139 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.