211 syf.
8/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Paylaşırsanız sevinirim :D
Liseli Cem'in babasının, onu ve annesini bırakıp gitmesi üzerine yaşadıklarını konu alıyor kitap. Babası gittikten sonra annesiyle yalnız kalan Cem hem okuyup hem de para kazanmak zorunda kalıyor. Bir kuyucunun ( Mahmut Usta'nın ) yanında çalışıp kuyu yapıyor. Zengin bir adamın arazisinde kuyu kazmaya başlıyorlar fakat Mahmut Usta arsa sahibinin değil kendi istediği yere açıyor kuyuyu. Kendi kazıcağı yerden şu çıkacağına inanıyor ve orayı kazmaya başlıyorlar, gündüzleri çalışıp akşam da Öngören Meydanı'na iniyorlar. Ve Cem'in burda kendinin iki katı yaşında bir kadını görüp ona âşık olmasıyla hikâyesi başlar. Neyse fazla ayrıntıya girmiyim... Gel zaman git zaman Cem, âşık olduğu kadını ( kırmızı saçlı kadın) ustasından kıskanmaya başlar,yine bir gün iş üzerinde bu konuyu düşünürken elindeki kova kayar ve yeraltında kazı yapan Mahmut Usta'nın üzerine düşer. Sonra Cem oradan kaçar ve ömrü boyunca bu suçu üzerinde taşır ( ya da o öyle sanar ) Neyse daha fazla spoiler vermiyim. Kitabı kesinlikle ÖNERİYORUM. Keyifli okumalar dilerim:)
Kırmızı Saçlı Kadın
Kırmızı Saçlı KadınOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 201950,9bin okunma
408 syf.
·
Puan vermedi
·
17 günde okudu
Merhabalarrrr, kitabımızı çok fazla detaya girmeden üstün körü anlatmak istiyorum.Güneş Tanrısı Helios’un kızı olan Kirke, doğduğu zamandan beri ailesi dahil herkes tarafından hem sevilmeyip hep ötekileştirilen biri. Aşkı uğruna yapmış olduğu bir şeyden sebep aldığı cezayla Aiae’ye yalnızlığa sürgün ediliyor. Bu adada yalnızlığıyla baş başa olan Kirke, kendi gücünün farkına varıyor. O bir cadı. Ötekileştirilmiş bir cadı, ne kadar güçlü biri olabilir ki? Kendini geliştirerek o artık çok güçlü biri hâline geliyor. Daha neler neler oluyorr... Kendi ayaklarının üzerinde durup kendisini geliştirmesi güçlü olması beni kendisine hayran bıraktı. Ailesinin ve çevresindekilerin ona karşı olan tavrı çok sinir bozucuydu. Kitap sürükleyici ve anlatımı çok iyiydi can sıkıcı bir kitap olmadığını söyleyebilirim. Kitabın içeriğini daha fazla detaylı anlatmak istemedim. Ben biraz spoilere girerek anlatırım da. Okuduğunuz zaman kitap ile ilgili görüşlerini merak ederim, benimle paylaşırsanız sevinirim..
Ben, Kirke
Ben, KirkeMadeline Miller · İthaki Yayınları · 202134,2bin okunma
Reklam
393 syf.
·
Puan vermedi
İngiliz yazar Jane Austen'ın ikinci romanı (ilki "Sense and Sensibility") Gurur ve Önyargı (Pride and Prejudice) 1813'te yayımlanmıştır. Eserde Bennet ailesinin kızları(Elizabeth, Jane, Mary, Kitty, Lydia) üzerinden aşk, evlilik, gurur ve önyargı kavramları ele alınmış. Kitaba başladığımda biraz sıkıcı geldi açıkçası(belki de çok fazla isim olduğundan)... Yarısına geldiğimde filmini izleyip öyle devam ettim okumaya. Esere kötü diyemem ancak ben yine de çok abartılan bir eser olduğunu düşünüyorum. Benim gibi düşünen biri var mıdır? Düşüncelerinizi benimle paylaşırsanız sevinirim.
Gurur ve Önyargı
Gurur ve ÖnyargıJane Austen · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202376,9bin okunma
410 syf.
6/10 puan verdi
·
12 günde okudu
Merhaba arkadaşlar; Öncelikle bu kitabı bana öneren ve elime ulaşmasını sağlayan Erman Bkhrmn arkadaşıma çok teşekkür ederim. Kitap isminden de anlaşılacağı üzere futbolun sadece futbol olamadığını aslında takım rekabetinden daha fazla şeyleri içinde barındıran ve saha da 22 kişinin en uygun ifadeyle birbirine karşı üstünlük savaşı verdiği bir gösteri hemde çok kindar bir gösteri. Kitapta geçen bir söz; "Bir futbol takımı bir varoluş şeklini, bir kültürü temsil eder." Futbolun ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Şimdilerde futbol para aklama kurumuna döndü. Yazarın anlatımı ve yazım dili yormuyor keyifle okunabilir. Futbol ile alası olanların az okuduğu bir kitap. Sizin de futbol ile ilgili kitap önerileriniz varsa benimle paylaşırsanız sevinirim. Kitapla Kalın
Futbol Asla Sadece Futbol Değildir
Futbol Asla Sadece Futbol DeğildirSimon Kuper · İthaki Yayınları · 2014200 okunma
280 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Merhaba; Latife Tekin ile tanışma kitabım oldu "Unutma Bahçesi". Yazarın ilk basılan ve en çok sevilen kitabı "Sevgili Arsız Ölüm" de kitaplığımda sırasını bekliyor. Bu kitabı okurken aynı zamanda Nilay Örnek'in hazırladığı "Nasıl Olunur" podcast serisinde Latife Tekin ile olan bölümü de dinledim, yazarı yakından tanımanıza olanak sunuyor tavsiye ederim. Unutma Bahçesi toplamda iki yüz yetmiş beş sayfa, normalde bu kalınlıkta bir kitabı iki günde okuyabilirsiniz fakat bu eseri en az dört güne yaymanızı tavsiye ederim. Çünkü odaklanarak dikkatlice okumanızı gerektiren, biraz odağınız dağıldığında bir şeyleri kaçırdığınızı fark ettiğiniz bir akışı var. Kitaba başladığınız zaman Şeref'in tasarladığı bir unutma bahçesinde buluyorsunuz kendinizi. Bu bahçeye yaşamlarındaki bazı anıları unutmak isteyen insanlar geliyor sadece. Fakat burada da uymaları gereken bazı kurallar var. Çok fazla olay örgüsü olmadığı için ve sürekli yeni karakterler kitaba dahil olduğu için özellikle zihninizin boş olduğu bir zamanda okumanızı tavsiye ederim. Ben Tekin'in kalemini çok sevdim. Kitaptaki diyalogları, olayları faklı bir tarzda anlatmasını oldukça yaratıcı buldum. Dinlediğim podcast de anladığım kadarı ile de kendini tekrar etmeyen bir yazar bu nedenle diğer eserlerini çok merak ediyorum. Siz daha evvel Latife Tekin okudunuz mu ? Eğer okuduysanız düşünceleriniz nelerdir paylaşırsanız çok sevinirim. Herkese keyifli okumalar dilerim. Dilerseniz kitaplarla alakalı içerikler hazırladığım youtube kanalıma abone olabilirsiniz; youtube.com/channel/UCfOYAd...
Unutma Bahçesi
Unutma BahçesiLatife Tekin · Can Yayınları · 2019650 okunma
368 syf.
10/10 puan verdi
Zamir Aman...
“Aslında hiçbir sorunum yok… Ama niye bilmiyorum, kendimi hiç iyi hissetmiyorum. Mutlu olmak için her şeye sahibim… Ama mutlu değilim.” diyor yazarımız kitabın başında. Tam da bu cümlelerin üzerine aslında nice söz söylenir. -Mutlu değiliz çünkü her birimiz ait olmadığımız hayatları yaşıyoruz. -Mutlu değiliz çünkü gün geçtikçe her şey daha kötüye gidiyor. -Mutlu değiliz çünkü Dünya cehennemin ta kendisi! Nereden başlasam Zamir’i anlatmaya inanın karar veremiyorum. Çünkü Zamir biraz sen biraz ben aslında hepimiz. Ki adı da bunun için Zamir. El-Aman mülteci kampının sınırında Palaz köyünde 16 yaşında bir anneden dünyaya gelir, öyle bir yerde yaşamaktadır ki annesi Zelve için El-Aman mülteci kampı cennettir. Ve Zamir’i oraya bırakır. Kampa atılan bir bombayla yüzü parçalanan Zamir hayata asıl orada başlar. Sonrasında ise Birinci Dünya Vakfı’nda barış için çalışmasıyla devam eder. Savaşın ortasında dünyaya gelen ve savaşla bulunduğu noktaya gelen bir çocuğun barış vakfında çalışmasından daha doğal ne olabilir ki? Zamir’i okumak bana gerçekten çok iyi geldi, Hakan Günday’ı özlemişim. Onu okurken kendimi var hissediyorum, yalan dolan sahte olan şeyler yok onun kitaplarında. Hayatın ta kendisi var. Dili yine oldukça akıcıydı, hikaye ise oldukça sürükleyici. Altını çizdiğim o kadar çok cümle var ki her biri birer aforizma niteliğinde. Okuyanlar varsa siz neler hissettiniz? Paylaşırsanız sevinirim… #Zamir #hakangunday #bookworld #bookstagram #okuyorum #dogankitap
Zamir
ZamirHakan Günday · Doğan Kitap · 20214,659 okunma
Reklam
87 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.