Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Yaşamak ne kadar güzel!" Diye düşündü. "Peki Ama neden her zaman acı çekiliyor?
144 syf.
·
Puan vermedi
·
15 günde okudu
Belki 15 sene önce alıp okuduğum bir kitap ve daha nicesi var. Kitaplığımı düzenlerken ve tekrar buraya kayıt olurken farkettim ki okuduğum çoğu kitabın içeriğini hatırlamıyorum. Şuna karar verdim bende arada (kalınlar hariç ) bazılarını tekrar okuyabilirim. Rıfat Ilgaz’ın mizacını seviyorum . Sorunlarımız ne kadar zaman geçsede aynı kalabiliyor. Peki neden? Seneler geçsede neden zihniyetler değişmiyor? Bu bizim memleket için mi geçerli peki? Çok soru sordum sanırım ama cevapları az çok tahmin edebiliyorum. Değişmeyiz anacuğum değişmeyiz …
Garibin Horozu
Garibin HorozuRıfat Ilgaz · Çınar Yayınları · 2006424 okunma
Reklam
270 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Hepimiz jüri üyesi olabiliriz
Bazı kitaplar felsefe yapmaz, felsefe yapmayı öğretir. Kuramları nasıl yorumlamamız gerektiğini öğretir. Bu kitap da öyle bir kitaptı. Kitap iki bölümden oluşuyor. ilk bölüm bilim tarihine bir önsöz gibi beyin jimnastiği yaptırıyor size .ikinci bölüme kadar sabırla beyninizin gıdasını veriyorsunuz. Descartes, Spinoza, Einstein ,Newton, Kepler,
Hayat Problem Çözmektir
Hayat Problem ÇözmektirKarl R. Popper · Yapı Kredi Yayınları · 2022308 okunma
Babamın gözyaşları deniz kokuyor. Peki ama deniz bu kadar güzelken babamın gözyaşları neden bu kadar can yakıcı?
Sayfa 75 - Timaş YayınlarıKitabı okuyor
22.04.2024 Son günlerde çok sorguluyorum yaşamı, yaşamımı. Sanki ucunda yaşamı tuttuğum ipleri el birliğiyle kesivermiş birileri. Bazen geçmiş kör bir makastan bile keskin olup şimdiyle kurduğumuz o bağı koparabiliyor. Çünkü geçmiş belki de hiç geçmemiş. Affetmek, unutmak, intikam almak... Bunların hepsi birer seçenek. Peki ya geri dönebilmek hayata? Yeniden şimdide yaşabilmek... Mümkün mü bilmiyorum ama unutmak yalan, affetmek imkânsız, intikam zor... Acı ise çok gerçek. Ve belki de hiç geçmeyecek. Onda gördüm ben en çok geçmişin izlerini. Yüzündeki gülümsemenin aksine içindeki acıyı haykıran gözleri. Güçlü durmak ise onun kostümü her gün üzerine giyindiği. Yorgun o da benim gibi. Bir kitapta kitabın ana karakterleri arasında şu şekilde bir konuşma geçiyordu: —Belki bir gün biz de birer kahraman olabiliriz değil mi? —Birbirimizin ruhlarını kurtarırsak neden olmasın? Beni kapısında bıraktın kalbinin ama belki bir gün biri o kapıdan girebilir ve ulaşır kalbinin derinliklerine. Umarım ki kurtarır içindeki o güzel ruhu. İşte o zaman ziyan etme başka bir sevgiyi daha. Bulamazsın sonra bir daha. Kübra F. Demir
Tam kapıyı kapatmak üzereyken tuzlu deniz kokusunu aldım. Gözyaşları. Babamın gözyaşları deniz kokuyor. Peki ama deniz bu kadar güzelken babamın gözyaşları neden bu kadar can yakıcı?
Reklam
Annem İçin
Öldükten beş gün sonra geldin rüyama. Babaeski’deki eski evin oradasın. Hayır gelin çıktığın ev değil, diğeri. Biz çocukken her yazları kardeşlerinle, kuzenlerimle bir araya geldiğimiz eski mezarlığın oradaki ev. Evin bahçesine çiçekler ekilmiş. 20 li yaşlarındasın. Sanırım hiç evlenmemişsin. Bahçedeki çiçekleri suluyorsun. Çok mutlusun. O kadar
Hayat can sıkıcı bir tuzaktır. Düşünen bir insan olgunluğa eriştiğinde ve tam bir bilinç kazandığında kendini istençsiz olarak sanki çıkışı olmayan bir tuzağın içindeymiş gibi hisseder. Aslında insan, iradesi dışında birtakım tesadüfler tarafından yokluktan var olmuştur. Peki neden? Varlığının anlamını ve amacını öğrenmek ister, sorularına cevap alamaz ya da saçma sapan cevaplar alır. Kapıyı çalar, ama açan kimse olmaz. Ölüm de aynı şekilde iradesi dışında karşılar insanı. İşte tıpkı bir hapishanede ortak bir felaketle birbirine bağlı olan insanlar bir arada olduklarında kendilerini nasıl daha rahat hissederlerse, hayatta da analiz etmeye ve sentezlemeye yatkın olan insanlar bir araya geldiklerinde, onurlu ve özgür düşüncelerini birbirlerine aktararak vakit geçirdiklerinde bu tuzağın farkına varmazlar. Bu bakımdan akıl yeri doldurulamaz bir zevk kaynağıdır.
Peki ama Cuyon , diğer herkes senin yaptığını söylüyor. Sence neden ?
Sayfa 32
Renklerden Moru alıntılar
Taş kalpli olduğunu bildiğine göre, dedim, sandığın kadar kalpsiz değilsin demek ki. Her neyse, dedi, nasıl olur bilirsin. Kendine bir soru sorarsın, ardından on beş soru gelir. Neden sevgiye ihtiyacımız var diye sormaya başladım. Neden acı çekiyoruz? Neden siyahız? Neden kadın ve erkek var? Çocuklar aslında nereden geliyor? Hiçbir şey bilmediğimi anlamam çok sürmedi. Fark ettim ki neden buradayım diye sormadıkça, neden siyahım neden erkek veya kadınım ya da bir çalayım diye sormamın hiçbir anlamı yok, işte bu kadar. Peki sen ne düşünüyorsun, diye sordum. Bence merak etmek için buradayız. Merak etmek. Sormak. O büyük şeyleri sorarken, küçükleri de öğreniyorsun, neredeyse tesadüfen oluyor bu. Ama büyük şeyler hakkında asla ilk başta bildiklerinden daha fazlasını bilemiyorsun. Merakım arttıkça sevgim de artıyor.
Sayfa 282 - Doğan Kitap - Renklerden Moru
Reklam
325 syf.
·
Puan vermedi
·
24 saatte okudu
*Sözlerden çok gözler, gözlerden çok hisler konuşur. Ama gözler sessiz kalmaz,konuşur konuştururdu.* Herkese merhaba Bugün sizlere Mahi Nur Başol Taş Ev kitabı ile geldim. Deniz,eşinin zorbalıklarına daha fazla dayanamayıp kızı Farah'ı alıp evi terk eder. Kendine yeni bir düzen kurmaya çalışan Deniz,ise başladığı yerde patronu Oktay ile tanışır ve onla evlenir. Oktay'ın Kerem adında bir oğlu vardır ve Kerem ile Farah kardeş gibi büyürler ta ki Farah'ın 18.yaş gününe kadar. O gün Farah'ın dünyası başına yıkılır çünkü Kerem onu annesi ile tehdit ederek evlenmeye zorlar ve Farah'ta annesi için kabul etmek zorunda kalır. Farah için kabuslarla dolu başlayan hayatı peki bundan sonra nasıl ilerleyecek? Üvey abisini eşi olarak görebilecek mi? Kerem neden böyle bir tehditte bulundu? Evlilikleri nasıl ilerleyecek? Bu soruların cevabı ve daha fazlası için kitabı okumalısınız. Yazarın akıcı ve sade bir dili var. Kitap soluksuz bir şekilde akıyor zaten başlayınca bı bakmışsınız kitap bitmiş. Duygu yüklü olan bir kitap,bol alıntı çizeceğiniz,entrikalarla dolu bir kitap. +16 yaş ve üstü herkes okuyabilir. #Alıntılar *Zaman gerçekten farklı bir şeymiş. Sadece geçmezmiş. Geçerken, ne var ne yok götürür ama yerine yenisini de ekler gidermiş* *Karanlığa gömüldüm diye korkma,bazı karanlıklar aydınlık gibidir.* *Şarkılar değişmezdi. Hissettirdikleri de değişmezdi. Onları değiştiren bizlerdik. Bizim içimizde olan, her an değişen ve bizi de değiştiren duygularımızdı*
Taş Ev
Taş EvMahi Nur Başol · Ss Yayıncılık · 20239 okunma
2004'te psikolog John Jones ve meslektaşları, Georgia'nın Walker, Florida'nın da Liberty bölgelerinden on beş bin evliliğe ilişkin kayıtları incelediler. Bulgularına göre, isimleri, kendi isimlerinin baş harfiyle başlayan kişilerle evlenmeyi yeğleyenlerin sayısı, gerçekten de şansa atfedilebilecek bir oranın üzerindeydi. Peki ama neden? Mesele aslında bütünüyle harflerde yatmaz; işin aslı, bu tür durumlarda seçilen eşin, kişiye kendisini hatırlatmasıdır. İnsanlar kendi yansımalarını başkalarında bulmayı severler. Psikologlar bu durumu bilinçdışı bir özsevgi olarak, bir başka deyişle yakın ve aşina gelen şeyler karşısında duyulan bir rahatlık düzeyi olarak yorumlar ve örtülü benlikçilik (implicit egotism) olarak tanımlarlar.
127 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Merhaba kitap sever dostlar bugün sizlere @psikologrojinnazik 'in kaleme aldığı #dengeyiyakalamak kitabı ile geldim. Kişisel gelişim olarak düşündüğüm ama beni etkisi altına alan harika bir roman okudum. Aslında gelişim romanı demek daha iyi. Hem mükemmel bir kurgu okudum hem de insanın hayatında etkileyici olacak bilgiler edindim. #kitabınkonusu Leyla bir medya şirketinde çalışmaktadır. Arkadaşı Eris'in akşam yemeği davetini kabul etmemek için mazaret arar ama başarılı olmaz. Davette Barış isminde biri ile tanışan Leyla ondan etkilense de aklında rüyasında gördüğü kar küresindeki mavi bereli çocuktadır. Evet rüyada yada bilinç altında tanımadığı bir hayale aşıktır. İş gereği fotoğraf çekimleri için polis arkadaşı Bayram'ın 3 yıl önce kaybolan 2 gençten haber alınamadığı haberinden yola çıkarak hem olayı canlandırmak hem çekimi etkileyici kılmak ve kaybolan gençlerden bir haber çıkar mı diye harekete geçmek ister. Ve araştırmaya başlar. Ve kayıp Selim'le ilgili içinde bir ürperti oluşur. Özellikle kar küresinde ki mavi berenin Selim'de de olması içinde anlatılmaz bir korku ve bilinmezliğe yol açar. Birde antika dükkanı var ki anlatılması imkansız. Antikacı da ki adam Leyla'la istediği makineyi satmak istemedi peki neden ? Leyla'yı bile şok eden aynada ki büyük sır neydi? Peki Selim kimdi? Leyla ile bağlantısı neydi? Barış'la aralarındaki arkadaşlık ne olacaktı? Soruların cevapları tabiki kitabımızda. Biraz daha konuşursam anlatmaya başlayacağım o yüzden sizi alıntılarla başbaşa bırakıyorum.
Dengeyi Yakalamak
Dengeyi Yakalamak
Rojin Nazik
Rojin Nazik
Dengeyi Yakalamak
Dengeyi YakalamakRojin Nazik · Kitapita Yayınları · 20236 okunma
Bunu zaten biliyorsunuz a**** değilsiniz ve Hayatınız boyunca büyük karı elde edenlerin pes etmeyenler olduğunu görmüşsünüzdür ve bu hayatınızda şimdiye kadar bir fark da yaratmamıştır. Peki o zaman şimdi neden beni dinliyorsunuz ki? Basit bu kendinize söylediğiniz hikaye ile alakalı bırakmanın ahlaki olarak başarısızlık olduğuna inanarak büyürsünüz bırakma size aşağı doğru çöküş anı gibi bir his yaratır Sanki kendi gözlerimizin içine bir an için bakıp gözünüzü kapamışsınız gibi gelir Elbette Elimizden geleni yapıp denersiniz ama bir türlü olmaz. Eğer daha iyi bir insan olsaydınız bırakmazdınız düşüncesi gelir sizi bulur. Ben ise bırakma meselesine ya da bırakmamaya bir yükselme fırsatı olarak bakmanızı istiyorum. Bunun başarısızlığın utancından kaçmakla alakalı bir şey olmadığını görmenizi istiyorum.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.