insanlık tarihi boyunca ait olmaya çalıştık. dinler, burçlar, mezhepler, topluluklar... sürekli kendimiz gibi düşünen insanlar aradık ve onlarla bağlanmak için elimizden geleni yaptık. tüm olay aitlikte bitiyor aslında. onu hissedemeyince, kaybetmeye başlıyorsunuz, ya da öyle hissediyorsunuz.
Kitabın içine girmekte çok zorlandım. Kitap içerisinde Livaneli sürekli kendi düşüncelerini belirtiyordu, açıkçası benim hoşuma gitti. Senaryo güzel olsa da bazı yerlerde sıkıştığını hissettim.
Aşk, ihanet ve vicdan. Mükemmel bir anlatım tarzı, harika bir olay örgüsü. Melankolinin tesiri altında baygınlık geçirecekmiş gibi okudum.
Yanlış kişiye aşık olup kimseye zarar gelmesin diye aşkını içine gömen Fikret'in o hicran yarası, birisi tarafından soyuluyor.