Abdullah b. Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor:
Bir seferden dönen Resûl-i Ekrem aleyhissalatü vesselam, kızı Fâtıma´nın evine gitmiş, ama kapıda asılı bir perde görünce içeri girmemişti. Allah´ın Elçisi seferden dönünce, genellikle önce kızına uğrar, sonra eşlerinin yanına giderdi.
Hz. Ali (ra) eve gelip de eşini üzgün görünce "Hayrola, neyin var?" diye sordu. O da, “Allah’ın Elçisi evimize kadar geldi, ama içeri girmedi." diye üzüntüsünün sebebini anlattı.
Hz. Ali (ra) Resûl-i Ekrem (asv)´in yanına giderek, "Ey Allah’ın Elçisi!" dedi. "Eve kadar gelip de içeri girmemeniz Fâtıma´yı çok üzmüş."
Bunun üzerine Hz. Peygamber (asv), "Evinizin kapısında renk renk nakışlarla süslü bir perde gördüm. Benim öyle süslü püslü şeylerle, nakışlarla ne ilgim var?" buyurdu.
Hz. Ali (ra) eve dönüp eşine bunları anlatınca, Hz. Fâtıma, "Öyleyse babam o perdeyi ne yapmamı emrediyorsa söylesin." dedi.
Resûl-i Ekrem kızının teklifini duyunca, "Fâtıma´ya söyle, o perdeyi falan fakir aileye göndersin." buyurdu. (bk. Buhârî, Hibe 27; Ebû Dâvûd, Libâs 43)