Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"İNNE MEIYE RABBİ, SEYEHDİN..!”
*"İnne meıye Rabbi, seyehdin!”* Bu Ayet-i Celile’yi dağlara taşlara haykırmak, her gördüğüm yere yazmak istiyorum BÜYÜK HARFLERLE.. *"İNNE MEIYE RABBİ, SEYEHDİN..!”* Belki bir çoğumuz ilk defa işittik, Rabbimizin bize böyle bir vahiy indirdiğini.. Belki yüzlerce mukabeleye gittik, defalarca kendimizde okuduk ama birazdan ilk defa
Unutma!
İsrail'in nüfusu 9 milyon İslam alemi 2 milyar .. Peygamberimiz(sav) buyuruyor ki ; "Çok olacaksınız ama ağırlığınız olmayacak." İşte böyle bir çağdayız...
Reklam
22.15
Peygamberimiz (sav) buyuruyor ki: "Allah size Ramazan orucunu farz kılmıştır, ben de size gece namazını (teravih) sünnet kıldım."
Peygamberimiz (sav) buyuruyor: "Öyle bir zaman gelecek ki, kişiye, köpek yavrusu beslemek, çocuk beslemekten daha hayırlı gelecek." [Hâkim, el-Müstedrak, 5465]
Başka söze gerek yok!
"Kadınlarla iyi geçinin."( Nisa suresi 4/19) Hanımlarına bir kez olsun kötü söz söylememiş, onlara elini bile kaldırmamış Peygamberimiz(sav) buyuruyor ki: "Kadınlar hususunda Allah'tan (c.c) korkun. Çünkü siz kadınları, Allah emaneti olarak aldınız."(Müslim, hac 147)
Yine Peygamberimiz (sav) buyuruyor ki; "Merhametlileri, Rahman olan Allah esirger. Yeryüzündekilere karşı merhametli davranınız ki, gökte olan da sizi esirgesin."
Kalplerin Keşfi
Kalplerin Keşfi
Reklam
Peygamberimiz (sav) buyuruyor ki; "Kıyamet günü kul, ilk önce namazdan hesaba çekilir. Eğer bu hesabı iyi geçerse kurtulmuş ve başarıya ulaşmış olur. Bu konuda iyi hesap verenler aldanmış ve zararlıdır eğer kulun farz namazlarından eksik çıkarsa ulu Allah (c.c);" Bakın bakalım, kulumun eksik farzlarını tamamlayacak nafile ibadeti var mı?"diye buyurur. Arkasından aynı şekilde, kulun diğer amellerle ilgili hesabı yapılır."
Selamünaleyküm Fark ettiniz mi? Yarın "kadınlar günü" güya... Ne kadar çok değer veriliyor. Baş tacı ediliyor. Hakettiği değer ne de güzel veriliyor değil mi? Tecavüze uğruyor, sokak ortasında dayak yiyor, boğazlanıyor, çocuğunun gözü önünde öldürülüyor, aşağılanıyor... Gerçekten çok güzel değer veriliyormuş! Peki bunun sorumlusu kim? Ben,sen, biz, siz, onlar, hepimiz. Gelenek, görenek, örf ve adet böyleymiş.! Küçüklükten başlıyor çile. Oğlan çocuğuna "aç oğlum" yiğidin malı meydanda olur. Kız çocuğuna "sus konuşma" ayıp deniyor. Namusu kadına has kılarak, erkektir yapar, elinin kiri, kadın dediğin susacak vs. diyerek hepsini bizler yapıyoruz. Göz yumuyoruz, susuyoruz, bizene deyip geçiyoruz. Biz yapıyoruz.Bu kötülüklere biz sebep oluyoruz. Peygamberimiz (sav) "Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet eliyle değiştirmeye gücü yetmezse diliyle değiştirsin. Diliyle değiştirmeye gücü yetmezse kalbiyle düzeltme cihetine gitsin ki, bu imanın en zayıf derecesidir"buyuruyor . Sevgililer günü, Kadınlar günü, Anneler günü vs. Bu günler özel günler değil mi! Bu günlerde değer verilir. Ne kadar değer verilirse artık. Diğer günler yok.! Aşağıla, hor gör, küçük düşür. Nasıl olsa özel günleri var, o zaman değer verirsin, telafi edersin. Kimse bunu istemiyor, her zaman hak ettiği değeri verin! Böyle "özel gün" safsatalarına gerek yok.
O ki, hanginizin daha güzel işler yapacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı. Mülk Suresi 2.ayet Peygamberimiz (sav) her gece yatmadan önce yatsı namazından sonra Mülk Sûresini okurdu. Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor: •Tebâreke sûresi, kabir azabına engel olucudur. (Menâvî)
Rivayet edilir ki bir gün Peygamber Efendimiz (SAV) tek başına otururken Hazreti Ali (r.a) yanına geliyor. "Sizi çok dertli gördüm. Bir probleminiz mi var?" diyor. Efendimiz (SAV), "Bana Miraç'da verilen sırları düşünüyorum, ya Ali!" cevabı veriyor. Hazreti Ali de "Birazını benimle paylaşabilir misiniz?" diyor. Efendimiz (SAV), "Ya Ali, kaldıramazsın." diyor. Peygamberimiz (SAV) Hazreti Ali'yi (r.a) çok istekli görünce sırlarının bir kısmını anlatıyor. Hazreti Ali (r.a) o sırları duyduğu anda göğsünde bir kabarma, taşkınlık hissediyor. Söylemek, bağırmak istiyor. Ama sırdır, söyleyemiyor. Hemen Mekke'nin dışına çıkıyor. Kör bir kuyu buluyor. Ve o kuyuya bağıra bağıra içindekileri anlatıyor. Sonra rahatlıyor. O su vermeyen kuyu, Hazreti Ali'nin (r.a) verdiği sırları kaldıramayarak taşmaya başlıyor. Su taşınca suyun çevresindeki kamışları besliyor. Kamışlar zamanla büyüyor. Bir gün oradan geçen bir çoban, rüzgarın kamışlarda çok hoş bir ses çıkarttığını fark ediyor. Kesip, belirli işlemlerden geçirip onu üflemeye başlıyor. Bir gün Hazreti Muhammed (SAV) ile Hazreti Ali (r.a) develeri ile oradan geçerken bu çobanın çaldığı kamışın sesini duyuyor. Efendimiz (SAV) devesini durduruyor. Hazreti Ali'ye (r.a) dönüp, "Ya Ali, sen benim sırlarımı birine mi anlattın?" diye soruyor. Efendimiz' in (SAV), "Bu kamış parçası kıyamete kadar benim sırlarımı taşıyacak, sadece kalbi açık olanlar duyabilecek." buyuruyor..
Reklam
Peygamberimiz (sav) buyuruyor ki: “Allah’ın farz ettiği emirlerinden sonra en değerli ibadet bir mü’minin içine mutluluk yüklemektir.”
Çok eleştiri yapan kişiler kendi kusurunu görmeyenlerdir...
Tevekkül bir zikirdir, sevmek bir zikirdir, merhamet bir zikirdir, affetmek bir zikirdir, Kuran bir zikirdir, namaz bir zikirdir, tesbih bir zikirdir, çocuk başı okşamak bir zikirdir, açlıktan kıvranan köpeğe bir lokma atmak bir zikirdir, hasta ziyareti bir zikirdir, mazlumun yanında olmak bir zikirdir, gıybetten, iftiradan sakınmak bir zikirdir, kalbi Allah için arındırmak bir zikirdir, nefret ve kinden uzaklaşmak bir zikirdir, vb. Bu listeyi çok uzatabiliriz. Ama önemli olan bütün bu erdemleri sırf Allah için yapmaktır. Gösteriş ve reklamdan uzak, "insan olmak", kámil bir mümin olmak için çalışmak. Bunu yaparken de sırf Allah için yapmak. İşte Kuran-ı Kerim ancak bununla doyuma ulaşabilirsiniz diyor. Tedavi budur buyuruyor. Peygamberimiz (SAV), "Kolaylaştırınız zorlaştırmayınız; müjdeleyiniz nefret ettirmeyiniz" genel ilkesini hayatın tümüne yaymamızı ister. Biz bu hadisi sadece dini bir gereksinim olarak görürüz. Evet, belki de en önemli kullanım alanı din olmalıdır, ama komşumuzla münasebetimizde, çocuğumuza ilgimizde, insanlarla konuşmamızda bu prensibe ihtiyacımız yok mu? Hz. Peygamber özel hayatında da bu toleransı esas almıştır. O’nun (SAV) bu tavrını anlatan Hz. Aişe (RA) şöyle der: "Peygamberimiz (SAV) iki dünya işi arasında muhayyer (seçenek sahibi) bırakılınca günah olmadıkça mutlaka onlardan en kolay olanını alırdı. Ne var ki, şayet günahı gerektiren bir konu olursa da ondan insanların en uzak olanı Hz. Peygamber (SAV) olurdu. O hiç kendisi için kin tutup öç almamıştır."
Peygamberimiz (Sav) buyuruyor ki;
“Zenginlik mal çokluğu ile olmaz. Gerçek zenginlik, gönül zenginliğidir.”
İmam Gazali
İmam Gazali
(subhanallah) Rabbim iki cihanda da Mühammedi (sav) ümmeti olmayı nasip etsin.
Allahın, insan cinsini yaratmakla hedeflediği gaye efendimiz (sav) döneminde gerçekleşmiştir. Buradan bunu çıkartıyoruz; Peygamberimiz (sav) ve sahabesi için Allah cc hiç bir ümmet için kuramadığı cümleyi kuruyor, buyuruyor ki; "RadıyAllahü anhum ve Radu anh." "onlar Allahtan razı oldular, Allah' da onlardan razı oldu. (beyyine sûresi 8)" Bu şu demektir; gerçekten asr'ı saadet niçin asr'ı saadet çünkü efendimiz (sav) rızaya dayalı, Allahın rızasını kazanmaya dayalı bir hayatı kurguladığı, inşa ettiği ve başarıya ulaştırdığı bir zaman dilimi, işte o zaman dilimidir. Hiç bir ümmet için, millet için Allah cc zikretmediği ifadeyi efendimiz (sav) için zikrediyor. (Yasin pişgin)
84 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.