Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Pınar Özkent

Pınar Özkent
@pinarozkent
Yeni Bir Pencere Aç ilk kitabım. Yeterince iyi değilim, yöneticim beni anlamıyor, hayalim başka.. 16 yıllık kurumsal iş yaşamında hissettiklerimi ve çözüm yollarımı gerçek hikayelerle anlattığım bir mektup yazdım size.
Yazar
Yüksek Lisans
İstanbul
İstanbul, 16 Haziran
76 okur puanı
Aralık 2018 tarihinde katıldı
Başarı Dediğimiz??
Başarı dediğimiz şey, geçici köpüren sabun misali! Yıllardır başarı tanımı üzerine düşünürüm. Bu sözcüğe yüklediğimiz anlamlar, çoğumuzda gördüğüm tükenmenin en insafsız nedeni. Sene 1991.. Anadolu Lisesi sınavlarından iyi bir sonuç almak benim için başarıydı. Sınav bitti, okula başladım. İngilizce notlarım en büyük başarı göstergesi oldu.
Reklam
Bazen düşersin, uğraştığın bir şey hak ettiğin halde olmaz. Ve hiç bir şey olmamış gibi yoluna devam edersin. Biz buna pes etmek değil, olgunlaşmak diyoruz.
Sayfa 168Kitabı okudu
Bugünün Anlamı Üzerine
Çocuklarınız sizin çocuklarınız değil, Onlar kendi yolunu izleyen Hayat’ın oğulları ve kızları. Sizin aracılığınızla geldiler ama sizden gelmediler Ve sizinle birlikte olsalar da sizin değiller. Onlara sevginizi verebilirsiniz, düşüncelerinizi değil. Çünkü onların da kendi düşünceleri vardır. Bedenlerini tutabilirsiniz, ruhlarını değil. Çünkü ruhlar yarındadır, Siz ise yarını düşlerinizde bile göremezsiniz. Siz onlar gibi olmaya çalışabilirsiniz ama sakın onları Kendiniz gibi olmaya zorlamayın. Çünkü hayat geriye dönmez, dünle de bir alışverişi yoktur. Siz yaysınız, çocuklarınız ise sizden çok ilerilere atılmış oklar. Okçu, sonsuzluk yolundaki hedefi görür Ve o yüce gücü ile yayı eğerek okun uzaklara uçmasını sağlar. Okçunun önünde kıvançla eğilin Çünkü okçu, uzaklara giden oku sevdiği kadar Başını dimdik tutarak kalan yayı da sever.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Sahi sen alışık olduğun kendini hangi zamanda, nerede bıraktın?
Ve bu hep böyle olmuştur ezelden beri.. Ayrılık vakti gelip çatıncaya dek; sevgi kendi derinliğinin farkına varmaz..
Reklam
Kandırmaca
Bazen yaşam bizi umarsızca kandırıp, fazlasıyla gaza getiriyor. Biz de yap boz oyununun içindeymişçesine parçalarımızı yeniden toplamaya çabalıyoruz..
Başarı Ne Ki?
Başarı tanımı yeni yüzyıldaki bir algı operasyonu. Bir çeşit özendirme ve tüketme taktiği. Daha fazla para kazanalım, daha fazla harcayalım, daha pahalı okullara gidelim, ofisteki rekabet oyunundan sıyrılıp terfi edeceğiz diye kendimizi tüketelim...Olmadığımız birini oynayalım.. Oysa bu içinde bulunduğumuz çağın bize oynadığı umarsız oyunlardan biri! Gerçek başarı; değerlerini yaşadığın bir hayata sımsıkı sahip çıkabilmek kanımca..
Başarısız hissettiğinde..
Başarısız hissettiğinde ne çok haksızlık ediyorsun kendine.. Oysa; Bozuk değilsin sen. Kendine, işe yaramayan, kırılmış bir pikap gibi davranmaktan vazgeç. Tamir edilmeye ihtiyacın yok, sadece yeniden başlamaya ihtiyacın var..
Sayfa 126Kitabı okudu
Yüreğinde tamamlanmamış bir hikaye ile yaşlanmak ne zor..
Sayfa 155Kitabı okudu
Sen yalnız kendine aitsin
Ofistesin.. Çevrende bir çok insan var. Ya da kalabalık bir toplantıdasın. Ya da müşterilerle öğle yemeğindesin. O kalabalıklar içinde kendini çok yalnız hissedebilirsin. Sanki o dünyaya ait değilmişsin gibi.. Sahi ne işin var o toplantı odasında? Bu insanlar ne konuşuyor? Senin için ne kadar anlamlı? Evde olmak istersin bir anda.. Dostlarını özlersin, tarçınlı kek kokulu komşunun samimiyetini.. Bil ki hepimiz bazen böyle hissediyoruz, yalnız değilsin. Ve bil ki iş yaşamına fazla anlam yüklüyorsun. Aidiyet buraya özgü bir duygu değil. Çalıştığın yerde harika işler yap ama her kurumun ya da ofisteki insanın gelip geçici olabileceğini aklından çıkartma.. İnanmadığın bir topluluk için, illa kendinden vermene, eğilip bükülmene gerek yok. Toplantılar, insanlar, projeler gelip geçecek. Geriye sen kalacaksın, kendinle olduğun gibi.. Sen yalnız sana aitsin..
Reklam
6. Bölüm: Özgüvenimi Kaybettim
Bir türlü anlaşamıyorum bazen kendimle.. Sahi; hayatında senden ne kadar var? Ne kadar bir başkasını oynuyorsun?
Şehirden Kaçmak üzerine
Ziya şehrin insana ettiklerinden, gürültüsünden patırtısından kaçıyor. Ama bu kaçış bütün kaçışlar gibi beyhude.. Hadi diyelim kaçtık; geride bırakacağımız insanların üstümüze başımıza sinmişliğini, düşüncelerimizdeki ya da hayallerimizdeki varlıklarını nereye koyacağız? Üstelik, biliyorsunuz, içimizdeki kalabalık her daim dışımızdakinden daha büyüktür..
Onay Bağımlılığı
Ne çabuk değişiyor iş yerindeki ruh halimiz.. Bir gün kendimizi harika işler başarmış gibi hissederken, ertesi gün yöneticimiz, ekip arkadaşımız yaptığımızı beğenmeyip, eline sağlık demeyince özgüvenimiz sarsılabiliyor. Ya da yaptığımız işi sorguluyoruz. Çevremizdeki insanların düşüncelerinin gürültüsü öyle yüksek ki kendi iç sesimizi duyamıyoruz.. Yakamıza yapışmış onay bağımlılığını söküp atamıyoruz.. Sanki kariyerimizi hava almayan bir kutuya koymuş, kapağını sıkıca kapatmış, başka birine emanet etmişiz de kendi etki alanımız hiç yokmuş gibi.. Malum ailesinden aferin duymak için, birileri bizi sevsin diye başarılı olmaya, iyi bir şeyler yapmaya çalışan çocuklardık biz.. Yetişkin olduk diye içimizde kafasının okşanmasını isteyen çocuk büyümedi ki.. Başarılı bir kariyer yaşamı, içimizdeki güvensiz çocuğun onay beklentisi ve kaygılarını olduğu yerde bırakabilme sanatı biraz da.. Çünkü başkalarının yaptığımız ve düşündüğümüz şeyleri onaylaması için sürekli çabalamak çok can yakıcı! Yetişkin halimizin kendine güvenmesi için çabalamak ise daha anlamlı! Çünkü insan önce kendini onaylayabileceği bir yaşam sürmeli..
Yaşamdaki en önemli ilişki kendinle kurduğun ilişkidir. Ve yapabileceğin en iyi şey, önce kendini hak etmeye başlamaktır. Çünkü bizden bir tane daha yok!
Yaşam hayallerle gerçekleşenler arasında gidip gelen bir salıncak..
Sayfa 176Kitabı okudu
Başarısız hissettiğinde ne çok haksızlık ediyorsun kendine.. Nasıl da acımasızca dövüyorsun kendini.. Oysa; Bozuk değilsin sen. Kendine, işe yaramayan, kırılmış bir pikap gibi davranmaktan vazgeç. Tamir edilmeye ihtiyacın yok, sadece yeniden başlamaya ihtiyacın var..
Sayfa 125Kitabı okudu