Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kafamda kendi adaletimi yarattım, bana yapılan yanlışlara, yapana kafamdaki adalete göre ceza keseceğim. Kafamdaki adalette bazen 1'in karşılığı 1 değil, 10, anladım ki beni huzura kavuşturacak olan şey belki de o 1'e 10 dengesi çünkü. "tek intikam unutmaktır", "en iyi intikam affetmektir" yok işte efendim "intikam yanlışa yanlışla cevap vermektir" gibi şeyler söylemek, pollyannacılık oynamaktan başka bir şey değil benim nezdimde. (herkes böyle düşünecek diye bir şey yok tabi, dediğimin aksini düşünüyorsanız size yüksek erdemlerinizle mutluluklar.) Emek istiyor, güçlü bir sinir sistemi istiyor. Yüksek düzeyde plan kurabilen bir insan olmayı gerektiriyor. Kin tutamayan bir insanın hakkıyla yapabileceği iş değil. Hatta en önemlisi, sabır ister. Ama hepsi güncel ben'de mevcut. Benim canımı yakan bir insana ertesi gün gidip karşılık vermeye çalışmak, ilkokuldaki "o bana vurdu ben de onun saçını çekeyim" mantalitesinden farklı değil. Bunu yaparsam, alacağım intikamların değerini küçültmek olur. İntikam alınmasını gerektiren kişi ve olaylar üzerinden, alacağım intikamın büyüklüğünün ağırlığını taşıyabilecek ölçüde zaman geçtikten sonra, tercihen kurbanlarım olacak kişilerin en savunmasız anında (örneğin en mutlu anında) karşılık vermem gerekiyor. Anladım ki, yaşattıkları şeylerin sonucunu düşünmeyen, benim hissettiklerimi umruna almayan herkesten, ondan aldığım/alacağım intikamdan daha iyi bir öğretmen olmayacak. Ha bir de; Hayatta iyilik de kötülük de karşılıksız kalmamalı. Ve kimse unutmamalı. Gün gelir, tüm bedeller ödenir. Ben de öderim elbet bir gün bedel.
Her yıl aynadaki kendime baktığım zaman, birkaç sıkıntımız var ama halledeceğiz diyerek kendi kendime iç seans yaparken buluyorum. Bu sefer pollyannacılık yapma sırası bir başkasına değil kendime. Çünkü o sıkıntıları halletmeye çalışmaktan, sinema salonunun en güzel yerinden kendimi izlemeyi unutmuşum. Hayatım boyunca en güzel köşemden kendimi izlemem dileğimle. İyi ki doğdum. 🌷
Reklam
Okumanızı tavsiye ederim, ekleme yapabilirsiniz..
Şimdiye kadar okuduğum kişisel gelişim kitaplarından öğrendiğim bir kaç maddeyi sizinle paylaşmak istiyorum: 1) Kendinize değer verin ve asla ve asla kendinizi küçük görmeyin.(Lütfen kibir gibi algılanmasın) 2) İnsan olduğunuzu unutmayın, her daim yanlış yapabilirsiniz. 3) Mükemmelliği hiç bir yerde aramayın çünkü öyle bir yer yok. Ne kadar çok yaparsam o kadar çok kâr mantığı ile hareket ediniz 4) Aşırı genellemeden sakınınız bu sakınma sizi daha fazla ileriye götürür. 5) Hislerinizi her daim gerçek zannedip evet ben buyum etiketine aldanmayın 6) Parça ve bütüne çok çok dikkat ediniz. Bu sizi geriye yaslanıp arada bir nefes almanızı sağlar. Bu şekilde stresten kurtulabilirsiniz 7) Her daim olayın iyi tarafından bakmaya çalışınız Pollyannacılık gibi algılanmasın işlerinizin iyi tarafına bakarak motivasyon kazanınız 8) Hayatta hiç bir zaman sihirli değnek aramayın ve beklemeyin çünkü öyle bir şey yok😅 Kader gayrete aşıktır sözü düsturunuz olsun. 9) Aşırı meli malı cümlelerden sakınınız bu tür şartlandırmalar kişiyi hiç bir sebep yokken depresyona sokabilir. 10) Kendinize güvenin ve tanıyın kimsenin sizi etiketlemesine izin vermeyin çünkü bu tür etiketler kişiyi kendisinden şüpheye koyar. Süreç içinde kişide aşağılık duygusu oluşur. 11) Hiç bir şeyi haddinden ne fazla büyütün ne de fazla küçültün sonuçta ölümlü dünya deyip geçin 🙂
Bu dünyada ayrılık denen olasılığı hiç aklına getirmeden pollyannacılık yap .... Sonra hayatın gerçekleri bir tarafınıza girince başkalarını suçla.
Ahlat Ağacı
Ahlat Ağacı
Bazen hayatta kalabilmek için pollyannacılık oynamak gerekir..
“Yalandan sırıtmalar, gülmeler... İçim kan ağlarken pollyannacılık numaraları” Avrupa Yakası, 2004
Reklam
"Hayata iyi yönünden bak.Senin şikayetçi olduğun hayata sahip olmayan insanlar var." cümlelerini duyunca kendimi ucuz kişisel gelişim kitapları okur gibi hissediyorum. Ha bir de ' Pollyannacılık Savunma Mekanizması' var tabi.
62 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.