Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

prkhachn

prkhachn
@prkhachn
Çocuklarını istismar eden ana babalara yalnızca "katı" denildiği;iliklerine kadar sömürülen kadınların ruhsal yaralanmalarına "sinir krizi" adı verildiği;sımsıkı korselere sokulan, sımsıkı gemlenen ve sımsıkı dizginlenen kız ve kadınların "edepli", "zarif" görüldüğü bir zamandı ve hayatın sayılı anlarında yakalarını kurtarmasını beceren diğer kadınlar ise "kötü" damgası yediler.
Sayfa 17
Reklam
O zamanlar fark edemediğim şey, acı veren bir şeye direndiğimiz zaman sıklıkla kaçınmaya çabaladığımız acının süresini uzattığımızdı.
Sayfa 8
Ulaşılmazlıklar aslında öylesine güzeldir ki, işte budur isteği tutku yapan.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İyi düşünmek için esasen yalnız kalmak gerekir. Maalesef Türklerin böyle bir kabiliyeti yoktur. Türkler, yalnız olmamanın getirdiği garantiye, yani tehlikeden uzak yaşamanın konforuna güvenir ama bu da yaratıcılığı öldürür.
Sayfa 74
İşinizi doğru seçin. Daha en başından aşık olduğunuz bir işi yapmaya gayret edin. Bunu yapmazsanız, ne kadar çalışkan olsanız da hayattaki gayenizi kaybedersiniz; zihniniz uyuşur.
Sayfa 72
Reklam
Türkiye'de mevcut konuları ikide bir güncelleştirmeye çalışan, insanları bilinmesi gerekene değil de kendi bildiğine yönelten kişiler vardır. Bu bir Türk hastalığıdır. Siz sakın bu hastalığa kapılmayın. Bu hastalığa tutulanlar herkesi kendi sahasına yöneltmeye çalışır. Neden mi? Çünkü diğer alanları bilmiyordur.
Sayfa 70
Merakınız olacak, gidişata bakacaksınız, olaylara müdahil olmaya çalışacaksınız. İçine girmeseniz bile ne olup bittiğini bilmeniz gerekir. Dünyayı takip edeceksiniz ama öyle sadece üç beş gazete kitap okuyarak değil;tutkuyla, hakkını vererek...
Sayfa 69
Şimdiki çocukların mesela Türkçeleri yok; Fransızcaları, İngilizceleri de yok. Peki neleri var? Boş bir şımarıklıkları var, kendilerini disipline etme gereği duymamaları var. Böyle olunca sorumluluk da almıyorlar. Sorumluluk alamayan insanlar boş olur. Bir de hak talep ediyorlar. Sorumluluk duygun yoksa hak talep edemezsin. Çünkü hakkın temelinde sorumluluk vardır. Aksi de mümkün değildir.
Sayfa 50
Çocuğunuzu, sadece kendisi olduğu için sevin. Bizdeki büyük yanılgılardan biri, insanlarımızın kendi başaramadıkları şeyleri çocuklarından beklemesidir. Bunu yapmayın, çocuklarınıza kendi yükünüzü yüklemeyin.
Sayfa 47
İnsanları yalan söyledikleri zaman dinlemeyi severim. Olmak istedikleri, olamadıkları "kişi"yi anlatırlar.
Sayfa 154
Reklam
Yaman adamdı bu dilenci. İnsanların işten dönerken ucuza huzur satın aldıklarını biliyordu.
Sayfa 54
Birden kaldırımlardan taşan kalabalıkta onun da olabileceği aklıma geldi. İçimdeki sıkıntı eridi.
Sayfa 13
"Bizlerden daha sağlıklıydı; ama insan onun göğsünü dinleyince yüreğinin içinde fokurdayan gözyaşlarını duyabiliyordu."
Sayfa 39
Fakat herkes bilir ki hayat, yaşanmak zahmetine değmeyen bir şeydir.
Sayfa 103
Kaçırdın acılı hadiselerden gözlerini, olup bitene razı oldun. Haksızlık karşısında sustun, önemli olana bakmadın. Ağlayışları, iç çekmeleri, çığlıkları duymadın. Kendi müziğine daldın. Önemsemedin kendin dışında hiçbir şeyi. Gözlerin... O güzel gözlerin saflığını yitirdi. Görüp de müdahale etmedin, edemedin, çürüdü gözlerin. Çürüyen vicdanındı. Bilemedin.
Sayfa 16
"Bir kadın ancak kendine saygı duyduğu sürece başkalarından saygı bekleyebilir, ancak kendine inandığı zaman başkaları da inanabilir ona."
Sayfa 82
Reklam
"... bir insanın bir başka insana, bir erkeğin bir kadına örneğin, ya da bir kadının bir erkeğe karşı duyabileceği o gizemli coşku kadar kişi özgürlüğünü tehdit eden başka bir şey yok yeryüzünde. Hiçbir bağ, zincir ya da demir parmaklık böylesine kesin bir kölelik içinde tutamaz seni, böylesine derin bir umursamazlığa sürükleyemez. "
Sayfa 20
"Savaşmak kazanmaktan çok daha iyi, yolculuk yapmak varmaktan çok daha güzel :bir kez kazandın mı, ya da gideceğin yere vardın mı, engin bir boşluktan başka bir şey duymazsın. Bu boşluğu yenmek için de yeniden yola çıkmak zorundasın."
Sayfa 14
"Yaşam öylesine güç bir çaba ki, çocuk. Her gün yeni baştan başlayan bir savaş ;mutluluk anları ise kısacık ayraçlar, sonradan bedelleri acıyla, fazlasıyla ödenen..."
Sayfa 7
Geçmişten pişmanlık duymayı ve gelecekten korkmayı bırakın. Sahip olduğunuz tek şey bugün. Tadını çıkarın. Hatırlamaya değer kılın.
Sayfa 171
"Tanrım, değiştiremeyeceğim şeyleri Sükunetle kabul etme lütfunu bahşet, Değiştirmem gereken şeyleri Değiştirmek için cesaret Ve ikisi arasındaki ayrımı Yapabilmek için bilgelik ver." -Reinhold Nieburh
Sayfa 156
"Elinizi sıcak bir sobanın üzerine koyduğunuzda bir dakika bir saat gibi geçer. Hoş bir kızla geçirdiğiniz bir saat ise bir dakika gibi geçer. İşte bu izafiyettir."
Sayfa 58
Reklam
Direğe iple bağlanan bir eşek kendini kurtarmak için direğin etrafında dönüp durunca direğe daha yapışık, hareket edemez halde kalır. Aynı şey kendi korkularından ve rahatsızlıklarından kurtulmaya çalışıp acılarına daha fazla saplanan obsesif düşünme biçimine sahip insanlar için de geçerlidir.
Sayfa 50