Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.7
Murad
Murad
@protonobilissimos
“Onlar erdi muradına
Biz eremediysek
Murat bey utansın”
| instagram || tumblr || soundcloud || frameby | protonobilissimos
Tarih Öğretmeni/MEB
Pendik
142 okur puanı
Temmuz 2019 tarihinde katıldı
İçeriği 3 bölümden oluşan son kısmında Kahvenin Telvesi kısmıyla sonlanan bir kitap. Bu son bölüm içeriğinde maddeler şeklinde tavsilerin olduğu bir yer. Genel itibariyle sınıf içerisinde öğretmen ve öğrencilerin beden dili, yaklaşımları, ses tonlamarlı, jest ve mimikler, ellerin ve kolların konumları resimlerle açıklamalar yapılıyor. İkinci bölümde öğretmen kişilik modelleri üzerinde kısa bölüm var. Son kısımda ise / 3. bölümde öğrenci modelleri üzerinde durulmuş.
Pedagojik eğitim içerisinde sınıf yönetimi dersini alanlar bunları böldiğini düşünüyorum. Kpss diye bir belanın içerisinde eğitim bilimleri kısmında da yer alan bilgiler bize yol gösteriyor. Ben açıkçası verdiği bilgilerden daha ziyade içerisinde anlatılan anı ve hikayeler kısmını beğendim. Bazı yazar ve düşünürlerden alıntılanan sözlerde güzel. Konularla ilgili çeşitli film ve kitap önerileri de mevcut. Onlara da bakmak gerektiğini düşünüyorum. Resimler hakkında konuşmak gerekirse daha iyi resimler bulunabilirdi. Bazılarını algılamak zor küçük ve renksiz. Selena Gomez'i öğretmen gibi gösteren bir resim dahi mevcut bence daha dikkatli resimler seçilebilirdi.
Kitap tasarımı gayet başarılı. Kitabın arkasında bir bilgilendirme de var. İade Garantisi olarak beğenmediğiniz taktirde alım belgesiye iade edilebileceği de yazılmış.
Kanaat notu:6/10
Tarih Okumanın Farklı Yolları, kitabın adı ve içeriği hakkında pek bağlantı kuramadığım 91 sayfalık küçük bir kitap. Yazarla ilgili herhangi bir açıklama olmaması şaşırtıcı.Kızılderili ile Türk bağlantısı üzerinde dururken tek taraflı bakmaya çalışmış. Yüzeysel bir değerlendirme olduğunu düşünüyorum. Kaynakları yetersiz. Türk nedir? diye bir başlık içerisinden Gök-Türk kelimesinin yanlış okunduğu, Tuğluk Uruğu üzerinden Polonya'da kullanılan sembollerin Türk sembolleri ile bağlantısına, hızlı bir şekilde Türk piramitinden Altın Elbiseli Adam'a, Dünya haritasının yanlışlığından Göbeklitepe uzanan (jet hızlıyla) birbiriyle bağlantı kurmada sıkıntı olan bir çalışma olarak gördüm. Evet bahsettiği şeylerin doğruluğu açık ancak kaynaklar neden bu kadar az? Neden bu kaynaklar arasında herhangi bir Türk akademisyen yok? wikipedia üzerinden bu kadar ilerlemiş anlam veremedim.
Yazarın notu kısmı var; ilginç olarak 2000 yılında henüz modern bir cihazın bulunmadığı için PTT'nin 146 nolu telefon hattından internete bağlanarak indirdiği 1,44 megabaytlık görseller diye bi açıklaması var. Kitap 2019'un Temmuz ayında yayımlanmış. Hayır indirdiğin görselin yeni kayıtlarını bulamadı mı? ya da uğraşmak mı istemedi? bu resimler mi kaldırıldı nedir?
Okudum ne öğrendim diye sorduğumda cevap veremediğim kitaplardan biri. Verdiği bilgilerin neredeyse hepsini daha önce okuduğum öğrendiğim bilgiler olduğu için tatmin etmedi.
Tavsiye eder miyim sorusunu sordum kendime, sanırım hayır.
Kanaat not: 4/10
Terapi kitabıyla tanıdığım bir yazar. Sanırım diğer kitaplarını onun kalitesinde göremediğim isim haline gelmeye başladı.
Konu genel itibariyle herkesi ilgilendiren dünya meseleleri. Sıradan. Ancak olaya heyecan katabilme adına farklı anlamlar yükleme çalışmış. Bir çok farklı karakter/isimle karşılaşacaksınız. Buna gerek var mıydı? sorusunu zaman zaman sormaktan kendinizi alamayacaksınız.
Olay örgüsü zaman zaman sıkışma yaşadığı açık. Fitzek dier bir kaç kitabında olduğu gibi olayı yanlış bir şekilde birbiriyle bağlamamızı istiyor farkında olmadan yönleniyoruz ve birden olayı farklı yere çekiyor.
Noah karakteri genel anlamda aşırı ilgi çekici mi hayır, yan karakterler bağlayıcılığı ne durumda, bence irdelenmeli.
Özellikle bu Filipinler mevzusunu gereksiz buldum. Kitabın başında olaya girmek ve odaklanmak zor geldi.
Her şeyi ile eleştirilebilir ancak kitabın sonundaki sonsöz kısmını beğendim. Evet dünyayı değiştirmek adına yazmadığını veya ders vermek amacı taşımadığını belirtiyor. Ancak bunlara kayıtsız kalamadığını da ekliyor. Evet dünyanın çivisini yerinden oynatmaya çalışan biziz. Politikaları eleştiren, eleştirdiği düşüncelerin ötesine geçemeyen de biziz. Ne yapıyoruz? Bunu hatırlatma noktasında farkındalık noktasında bir kitap olmuş.
Başta belirttiğim gibi Terapi seviyesinde değil. Kitap daha kısa tutulabilirdi. Sebastin ne yazsa okurum diyen biriyseniz evet alıp okuyun ancak olay örgüsünü sonsöz kısmını okuyup anlayabilecek düzeydesinizidir.
kanaat notum: 6/10
Okur Takip Önerileri
Mustafa Kemal Paşa, 9 Eylül 1922'yi takip eden günlerde, İzmir'e girerken otomobilinde Fors olarak 16 yıldızlı bayrak dalgalanıyordu. Büyük Hunlarla başlayıp Osmanlılarla biten yıldızlardan biri de Harzemşahların siyah bayrağını temsil etmektedir.
Harzemşahların menşei yani Oğuzların hangi kolundan geldiği ile başlayan kitap Kutbüddin Muhammed, Atsız, İl-Arslan, Sultan Şah, Tekiş, Alaeddin Muhammed ve Celaleddin Harzemşah dönemlerini sırasıyla anlatıp Celaleddin'in ölümüyle devletin sonunu anlatır. Birinci bölümde siyasi ve askeri meseleler yer almaktadır.
İkinci bölüm içerisinde ayrı ayrı ele alınarak detaylı bir şekilde devlet teşkilatı üzerine yoğunlaşacaktır.
Saray teşkilatı içerisinde hükümdar ve sembolleri, maiyeti kabul ve saray adetleri
Hükümet teşkilatı içerisnde vezir makamı
Askeri teşkilat içerisinde düzen, rütbe, bayrak, siyah ve savaş teknikleri
Adalet teşkilatı
ve son olarak sosyal hayat, fikir ve sanat hayatı yer alacaktır.
İlgi duyanların mutlaka okuması gerektiği kanaatindeyim. Önemli bir yer alması kendilerini Büyük Selçuklu Devleti'nin mirasçıları görmeleri bakımından ayrı bir yere sahiptir.
Cengiz Han'ın ''Onun gibi bir oğlum olmalı'' dediği Celaleddin Harzemşah'ın hayatı incelenmelidir.
Kitap genel itibariyle dili, içeriği, kapak tasarımı noktasında güzel bir eser.
Selçukluların ardıllarını merak ediyorsanız buyrun okuyun.
kanaat notu: 8/10
Prof. Dr. Şerif Baştav ağırlıklı olarak anonim Grek eserleri ve Macar - Türk münasebetlerine yoğunlaşmış bir akademisyen. Almanca - Fransızca - Macarca - Yunanca - Rusça ve İngilizce bilen yazar Macaristan eğitim almış ve Almanya ve Abd'de de kısa süreli dersler vermiştir. Ele aldığı konu oldukça ilgi çekici merak uyandıran ve ruhumuzu okşayan
Kollektif bir eser; Reha Bilge - Ali Akar - Selçuk Mülayim - Ahmet Taşağıl - Tufan Gündüz - Vahdettin Engin ve Ahmet Vurgun'un çeşitli makalelerinden oluşuyor.
Eserin yazılış amaçlarından biri olarak oryantalizm veya Avrupa Merkezci tarih anlayışlarının yansıtmalarından daha farklı bir evrimle geliştiğinin temel hatlarını ortaya koymak olarak gösterilmiştir.
Türkler: Dil, Siyaset ve Coğrafya / Reha Bilge
Kuzey Bozkırlarından Ön Asya'ya Beş Bin Yıllık Serüven Türk Dilinin Tarih İçindeki Yolculuğu / Ali Akar
Türk Sanatı / Selçuk Mülayim
Türk Tarihinin İslam Öncesi Dönemindeki Temel Özellikleri / Ahmet Taşağıl
Oğuz - Türkmen - Türk Üçlemesi / Tufan Gündüz
19. YY dan 20. YY a Osmanlıcılık - Türkçülük Algısı 19. YY Başlarında Modernleşme Çabası / Vahdettin Engin - Ahmet Vurgun
İlk eleştirim olarak makalelerin oldukça özet mahiyetinde olması. Sanki bir kitap özeti okuyorsunuz izlenimi veriyor. Bazı makalelerin oldukça kısa olması da üzücü. Mesela Türk Sanatı makalesi oldukça uzun tutulmuş.
Kitabın en iyi ve keyifle okunan yerleri Ahmet Taşağıl'ın ve son bölümde yer alan Türkçülük üzerine makale sizi tatmin edecektir.
Kaynakçalar sanırım akademisyenler tarafından genel olarak verilmiş ve dipnotlara yer verlimemiş.
Ne kattı diye düşünecek olursam elbette katkısı oldu ancak genel anlamda çok tatmin ettiğini söylemem oldukça zor. Daha önce benzer makaleler veya kitaplar okumuşsanız bunu rahatlıkla görebilirsiniz.
kaanat not: 6/10
Yılmaz Öztuna'nın içeriği en az olan kitaplardan biri. Safevi Türklerinin Akkoyunları topraklarından kovması ile devletleşmesiyle başlayan kitap Şah İsmail'in politikaları ile devam ederek baız analizlere yer veriyor. Bir kaç yerde verdiği bilgi tarafsızlığını kaybettiği izlenimi verdi. (Not almıştım ancak bunu bulamadım yazmak istemiştim o
Seri halinde çıkan Büyük Olayların Kısa Tarihi'nin devamı.
Birinci kitap gibi birçok konu üzerinde detaya girmeden bilgilendirme yapılıyor. Bence bazı konular üzerinde gereksiz durulmuş ve farklı başlıklar altında ele alınan konular içersinde tekrarlara gidilmiş. İlk kitap için yaptığım eleştiriyi tekrarlayacağım; konu bütünlüğü sağlanmadan çala kalem gibi duruyor. Konu hakkında bilgisi olan birine yeni bir bilgi sağlamıyor. Konular arasında geçişler yok. İkinci kitapta olan bir konu birinci kitapta olan bir konunun devamı aslında.Dönüp ona bakmanız gerekebilir bilgiyi bağlama adına. Çok etkilendiğimi ve beğendiğimi söyleyemem daha ziyade genel kültürü arttırmak ve tarihi sevdirmek için okunabilir veya tavsiye edilebilir. Konu alanında bilgilere sahip iseniz sizi sıkacaktır.
kanaat notu: 5/10
Kitabın adından anlaşılacağı üzere ''Kısa'', gerçekten kısa bir içerik sunacak size. Ancak Büyük Olaylar olarak belirttiği konuların seçimi biraz yavan kalmış. Türkiye açısından mı yoksa Dünya açısından mı belirtilmemiş. Ama biz Türkiye açısından okuyacaksak olayları bazı eleştirilerek yapmak doğru olacaktır. Zaman açısından belirtilmemiş olması da bir eksiklik genel olarak Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinden alınarak ilerleyen olaylar anlatılmış. Ancak burada şunu da belirtmeliyim herhangi bir kronolojik sıralama söz konusu yok. Birbiri ile bağlantılı olaylar kitapta yer alsa dahi konu bitimleri ardında yer verilmemiş. Belki sıkıcı olmaması adına yapılmıştır. Ancak tarihsel sıralama olayları daha akıcı daha anlamlı yapacağı açık. Kitap genel kültür bilgilerinizi arttırabilir evet konularla ilgili araştırma yapmanızı da sağlayabilir. Kullanılan resimlerin ele alınması ve boyutları eleştiriye açık. Küçük tutulmuşlar renkli yapılabilir miydi diye düşündüm okurken. Çok fazla benzer konularla ilgili okuma yaptığım için beni çok tatmin etmedi. Çerez niyetine okudum açıkçası. İkinci kitabında benzer olacağını düşünüyorum.
kanaat not: 5/10
İlhami Durmuş, Eski Türk Tarihi denildiğinde akla gelen kişilerin başında yer alıyor. Genel olarak İskit, Sarmat, Hun ve Göktürkler alanında çalışmaları yer alıyor. Bu kitabı ise başlı başına şahane. Kitabın tasarımı ile başlayacak olursam renk ve Göktürkçe yazılarıyla süslenmiş ve Türkler için önemli olan kelimelerin yer aldığı bir tasarıma
Suriyeli büyük şair ve fakîh olan İbnü'l-Verdî'nin bu önemli eser hacim olarak küçük sayılabilecek bir eser. Türk devletleri içerisinde çok önemli bir yere sahip olan ve ardıllarını etkileyerek bir cihan devletinin şekillenmesinde büyük rol oynan Alî Selçuk tarihini bilmek ayrı bir öneme sahiptir. Ülkemizin iktisadi, sosyal, siyasal ve kültürel
Malazgirt bir savaştan öte, Malazgirt hayalden öte, Malazgirt ki kıyametten parça.
Kitabın tasarımı ile başlamak gerekir diye düşünüyorum. Selçuklu denildiğinde ilk akla gelen resimlerden biri ile süslenmiş kapağı hemen sizin dikkatinizi çekecektir. Tarihle ilgisi olmayan insanların dahi adını ve tarihini ezbere bildiği bir yazı ile süslenmiş.
Kadı kelimesi arapça kaf ve dad harfleriyle meydana gelen kada yani yargılama kelimesinden türeyen yargıç demektir. Kitap genel itibariyle sadece hukuk alanındaki görev ve sorumluluklarıyla değil vakıf müfettişliği, belediye reisliği, bir noter, şehrin asayişini yürütmekle görevli zabitleri, subaşı, asesbaşı gibi görevlileri denetleyen ve onların amiri olan görevlidir. Çarşı ve esnafın kontrölünü yapan muhtesiplerde kadıya bağlı olarak çalışırdı.
Kadılar ilmiye sınıfından olup medrese eğitim ile bu göreve sahip olabilirdi.
Günlük yevmiyesi olan akçelerden görev sürelerine, görev atamalarına, ve devlet kademelerindeki yerlerine ayrı ayrı değinen bir çalışma.
Anlatımın sade ve anlaşılır olması bu ağır konu içerisinde boğılmadan ilerlemenizi sağlıyor.
Kitapta daha detaylı çalışmalara yer veren akademisyenleride belirterek bilgilendirmede Osmanlı arşivlerine yer veren istisnaları belirten güzel bir eser.
Kanuni dönemiyle gücün doruğuna ulaşan, IV. Murat döneminde kırılmalar yaşan kadılık zaman içerisinde (17.yüzyıl ile) otoritede yaşanan boşluklardan etkilenecek ve II. Mahmut dönemiyle çeki düzen verilmeye başlanacaktır.
Zamanla Roma hukukun Osmanlı'da yer almaya başlaması 1926 Medeni Kanun ile iyice şekillenecektir.
100. sayfada yer alan ilmiye teşkilatının tablosu ayrıca çok iyi olmuş. Beğendim.
Üniversitede de detaylı bir şekilde incelediğimiz kadılık alan çalışmalarında bulunan veya merak eden, hukuk okuyanlara bilgiler sağlayacaktır.
Hukuk ve İdare Adamı Olarak Osmanlı Devleti'nde Kadıİlber Ortaylı · Kronik Yayıncılık · 20161,252 okunma
Kitabın arkasında yazan yazı ile başlamak istiyorum Ne diyor:
''dürüst ve nispeten tarafsız bir dille yazdığı seyahatname...''
Sanırım okurken bunu söze biraz kapıldım. Çünkü genellikle yazılan seyahatnameler çılgınlığa varan sözler içerirdi. Ne buldum derseniz kitapta ya da daha doğrusu tatmin oldum mu asla. Beklentimi karşılayamadı.
Önsözle
İslam dünyasının (ve dünyanın) merkezi bugünkü Ortadoğu'dur. Bu dairenin dışında kalan ülkelerin etkileri ve önemleri daha alt düzeydedir.
Bu coğrafyada uzun süre tutunabilmenin ve kök salmanın yolunu yazar: Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam'dan birine mensup olmaktır der. Buna kanıt olarak ise İsrail'İ verir. Çünkü İsrail bir din devleti olmak
