Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Önemli iki farklı tablo vardır. İnsanın ilişki kurduğu nesnesi ve onunla kurduğu özdeşimi ile birlikte ona yaptığı enerji yatırımının (libidosu), kaybı durumunda ne olduğunu anlatır. Dış dünyadan ilginin kesilmesi, başka bir nesneye yönelememe hali, gündelik hayattan uzaklaşmalar olur. Giden nesnenin gelmeyeceğine dair gelişen farkındalık ile, ona yapılan enerji yatırımına son verildiği noktada yas süreci de tamamlanmış olur. Bu enerji yatırımı artık kendine döner. Gündelik hayata dönüşle birlikte başka bir nesneye yönelebilir. Burada önemli nokta, nesne ile sağlıklı ilişkinin kurulmuş olması, ondan yansıtan kendisi ile ilgili; değerli olma ve yaşama hakkına sahip olma şeklinde kendini değerli kılacak donanımları kazanmış olmasıdır. Bu nesnenin kaybı durumunda, ondan kazanılan bu sermaye, kişiyi hayata karşı güçlü kılar. Böylece yas süreci tamamlanır. Bir anlamda yasını tutacağın nesnelerin oldu ise, sen güçlüsündür. İçindeki merdiven düştüğün kuyudan seni yeniden yeryüzüne çıkaracaktır. Hayat daha iyiye ve güzele doğru devam etmeye başlayacaktır. Melankoli tablosu, yas tepkisinden farklıdır. Hayatına giren nesneler ile temas, alış-veriş yapacak kadar güçlü olmadığında, nesnesi tarafından, kendisinin değerli olduğuna vemutlak yaşama hakkına sahip olduğuna dair geribildirimli besleyici bilgiler gelmediğinde, nesnenin gölgesi öznenin üzerine düşer.
Serpil Yandı Vargel
• Ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın, ölümün bilgisi bilinçdışında var olamaz. İnsan ölümle düşünsel olarak değil, bir olgu olarak karşılaşır; bir insanın ölümüyle. • Annesi evde olmayan bir çocuğa birazdan annesinin geleceğinin söylenmesi onu yatıştırabilir, çocuk anne gelene kadar annenin hayali ile avunabilir. Oysa aynı çocuğa annesinin asla geri dönmeyecdği söylediğinde yoğun bir duygusal yanıt ortaya çıkar. Artış yokluğa dair her hatırlama, merhaba her canlandırma yatıştırıcı olma şansını yitirir ;aksine bu anı izleri can yakıcı bir özellik kazanır. • Levinas, Heidegger'in ölüm kaygıları içerisinde olan bireyine karşı çıkar. Levinas'a göre de ölüm anlaşılamayacak, deneyimlenemeyecek olandır. Anlaşılmaz olanın ancak öyküsünün yazılması gerekir, ölü her kim olursa olsun suçsuzdur, ölü olduğu için ve geride kalanları doğru bir merasim için sorumlu kılar. Aile devletten daha eski ve daha aşkın bir kavramdır. Topluluk ihtiyaçları üzerinden kurulabilen bir etik, bireysel olanla, psikolojik hatta biyolojik olanla çelişebilir.
İshak Sayğılı
Reklam
Yaşam içinde yasını tutabileceğimiz değerlerimiz oldu ise, ne mutlu bize diye düşünüyorum. Mirasları bizdedir. Kayıp anı ile yüz yüze kalmak dayanılmaz acılar içinde biraksa da, yaslarını tutacak kadar hayatlarımızda var olmuş olmaları bizi yaşama hazırlar. Kayıp anında yaşadığımız, hiç geçmeyecek sandığımız derin acılar, kendine özgü sürede
Serpil Yandı Vargel
Ne mutlu yas tutabilene
"Yaşam içinde yasını tutabileceğimiz değerlerimiz oldu ise ne mutlu bize diye düşünüyorum.Mirasları bizdedir. Kayıp anı ile yüz yüze kalmak dayanılmaz acılar içinde bıraksa da , yaslarını tutacak kadar hayatlarımızda var olmuş olmaları bizi yaşama hazırlar."
Sayfa 13
Birini sevdiğinde ondan alacaklı olmazsın, ona borçlu da olmazsın. Ona sahip olmazsın, ait de olmazsın. Birini sevdiğinde birini sevmiş olursun...
''Sorular bizi tehdit etmez aslında. Bize ürkütücü gelen, cevapları bulduğumuzda onlarla ne yapacağımızı bilememektir.''
Reklam
İnsanı eşya gibi sahiplenenlere
“Birini sevdiğinde ondan alacaklı olmazsın, ona borçlu da olmazsın. Ona sahip olmazsın, ait de olmazsın. Birini sevdiğinde birini sevmiş olursun.''
''Ayarımızı bozacak kadar bizi etkileyen her kayıp, bir yandan da yeni bir dönemi başlatır.''
Bir çocuğun bir çiçeği olmalı....kendi guzeligin farkında olan, soğuğa dayanıklı, dikenleri olan bir çiçek. Ondan öğrenmeli kendine hayran olmayı, su isteyebilmeli, gerektiğinde kendini koruyabilecegi dört dikenin de olduğunu bilmeli. Bu çiçeğin zaman karşısında solabilecegini, kelebeklerle buluşmak için bedeninde tırtıllara yer verebileceğini de görebilmeli. ... Yani bir çocuğun aşkla bağlanabilecek annesi/babası/(bence öğretmeni), onu hiç yalnız bırakmayacak bir çiçeği olmalı. Esra çağrı.. Psikeart 79 sayı dehp
“Birini sevdiğinde ondan alacaklı olmazsın, ona borçlu da olmazsın.Ona sahip olmazsın, ait de olmazsın.Birini sevdiğinde birini sevmiş olursun “.
Sayfa 59 - Hira Selma KalkanKitabı okudu
Reklam
Geçmişe yas tutmak “olanlar benim suçum değildi “diyebilmektir.
Sayfa 48 - Bahar TezcanKitabı okudu
“Yas, gidenle paylaştığımız hikayedeki boşlukları doldurma çabasıdır”.
Sayfa 48 - Şule ÖncüKitabı okudu
“Kayıplar kazançları, kazançlar kayıpları getirir “.
Keder orada olmayan çocuğumla odayı doldurmakta: Yatağında uzanmakta, benimle beraber yukarı aşağı yürümekte, Onun güzel bakışlarını almakta, kelimelerini tekrar etmekte, Bütün zarif taraflarını bana hatırlatmakta, Boş giysilerini, onun şekliyle doldurmakta, Öyleyse kederi sevmem için bir nedenim var!
Sayfa 20 - Hamlet, 4.Perde, ConstanceKitabı okudu
45 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.