Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
Tam Benim Kafadan Bir Deli
Ne de güzel bi Faresin sen "Firmin".
Hayalleri,
Umutları,
Ara sıra sapıkça düşünceleri,
Kendince felsefe yapmaktan geri duymayan,
Bi de şimdi ki psikolog, psikiyatrist 'im diyenlere bilgisiyle meydan okuyan deli dolu bi fare.
Sevdim seni.
Hikayelerin içinde kah üzüldüm kah güldüm.
En çokta sayfa 127. sayfada ki maceran hoşuma gitti (+18)
Bu kitaptan sonra valla farelere bakış açım değişti,
Bi hamster hediye eden olsa da,
Evimde bi güzel beslesem ne güzel olurdu.
Okumaktan keyf alacağınız bi eser.
Bana göre en başarılı eserler insanı derinden etkileyen, sarsan kitaplardır. Bu eserler sadece okuyucunun beklentisini aşmakla kalmaz, onu farklı bir yerlere götürür. Zaten okuyucunun beklentisini aşmayı çoğu eser başarır, önemli olan okuyucuyu sarsmaktır, tüylerini diken diken etmektir. Korkutmak anlamında söylemiyorum. Mesela o kitaptaki
303 syf.
7/10 puan verdi
Kitabı ikinci kez okuyacağım. Bu karantina günleri bana önceden okumuş olduğum kitapları tekrar okuma fırsatı verdi ve ben bunu iyi değerlendirmek istiyorum.
Thomas Szasz alanında uzman bir psikiyatrist. Bu anlamda psikoloji alanında yazdığı her şeyin çok önemli olduğunu, tekrar tekrar okunması gerektiğini düşünüyorum.
***
Kitabı Din Psikolojisi dersi hocam, Mehmet Atalay; "yeni çevirisini yaptığım kitap" diyerek anlattığında tanımıştım ve ilk fırsatta da okumuştum.
Yazarımız bir psikanaliz uzmanı ancak kendi alanına savaş açmış olan bir psikolog desem ne düşünürsünüz? Başlı başına kendi alanını eleştiren, öz eleştirinin en dip noktalarına giden ve psikolojik hastalıkların gerçek birer hastalık olmadığını, deliliğin insan icadı olduğunu savunan, bunlarla da kalmayı psikolojik hastalık olarak adlandırılan her insani durumun çıkar üzerine kurulu bir sistem sonucu olarak ortaya çıkarıldığını savunan bir kimse. Yazar böyle bir kimse olduğu için kitap dikkatimi çokça çekmişti ve merakla okumuştum.
Yazar "hastalık üretimi" "hastalık icadı" yada "para için üretilen yalanlar" savunusunu gayet mantıklı temeller üzerine oturtmuş olduğundan ve akla yatkın bir şekilde, kendinizi "gerçekten böyle" derken buluyorsunuz. İntihar hakkı konusunda yazara katılmasam da, kendi alanında ve özgün bir düşünce yapısı itibariyle bulunmaz türden bir bilgi kaynağı olduğunu düşünüyorum. “Delilik ve türevleri hastalık değildir”i çok iyi anlattığı için özellikle psikoloji ile ilgilenenlere tavsiye edeceğim bir kitap.
okuyunuz, okutunuz efendim.
Gerçekleri görmeye hazır mısın?
Kitabı okumadan önce kendinize şunu sorun : “Türkiye’nin gerçekleri ile yüzleşmeye hazır mıyım; ruhum, içim bunları kaldırabilecek güçte mi ?”
Kitapta Avukat, hakim, psikolog, Doktor, Psikiyatrist, Öğretim üyeleri, sosyal çalışmacı ve pek çok farklı meslek çalışanları ile röportaj yapılması hoşuma gitti.
Kitabın en zor kısmı hiç kuşkusuz mağdurların anlattıkları ve yaşadıkları olsa gerek ..
Her şeyden önce şu iyi bilinmelidir ki “ensest” bir hastalık değildir. Kişilik bozukluğu, sapkınlık, sapıklıktır. Bunu gerçekleştiren Kişiler en ağır cezayı almalıdır..
Okurken anlıyorsunuz ki; ülkemizde tabu olan, konuşulması dahi ayıplanan “ensest ve cinsel istismar “ aslında bizim kanayan yaramız.. Toplum bilinçlenmeli, bilinçlendirilmelidir..
Bunun dışında,
Ben kitabı beğendim ancak bazı yerlerini tekrar okuyormuş hissine kapıldım , sorular ve cevaplar benzer hatta bazı bölümlerde aynıydı.
Toplumun, insanların ve çocukların bilinçlendirilmesine yönelik çalışmaların yapılması ümidiyle..
Biraz uzun ama okumaya üşenmemenizi umuyorum
Büşra Sanay, cesareti ve inancıyla yola çıkıp Türkiye’de ve dünyada da gözlerimizi kapatırsak, görmezden gelirsek geçecek sandığımız bir insanlık suçunu araştırmış. Kitaptaki ifadeler çoğu zaman öğretmen, avukat, psikologlara ait. Birinci ağızdan mağdurların anlatımı çok az. Sanay, olaya çeşitli açılardan bakabilmek için psikolog, psikiyatrist,
Ben az önce ne okudum dediğim bir kitap oldu sonuna doğru. Bu kitabı aslında okuduğum bölümden (psikoloji) dolayı merak etmiştim ve öyle almıştım. Kitap, panik atak teşhisi koyulan bir kızın hayatının değişimini anlatıyor özetle. Genel olarak güzel ilerledi ama sonuna doğru hiç aklıma gelmeyecek şekilde olaylar oldu. Sonundaki olayı pek sevdiğimi söyleyemeyeceğim çünkü gayet gerçekçi giderken birden bunun kitap olduğu havasını yansıttı bana. Bunun dışında yazarımızın okuduğum ilk kitabıydı ve neden bilmiyorum ama yazarın anlatımını biraz Pınar Yıldırım’a (Pucca) benzettim. Özetle yazarın yaratıcılığını çok beğendim ama kitap ortalama bir kitaptı bence.
Ayriyetten kitapta kızın gittiği adama bir psikolog denildi bir psikiyatrist oldu. Konunu bakımından da bu gibi farkları yazarın çok daha iyi araştırıp kitapta daha belirgin bir ayrıma varmasını bekledim ne yalan söyleyeyim ama neyse bu da benim ilgi alanımdan dolayı söylediğim bir eleştiri olsun 🤷️
