Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

a

172 syf.
·
Puan vermedi
Otomatik Portakal - Anthony Burgess
Tatil sürecimde okuduğum ikinci kitap Otomatik Portakal oldu. Dili sade ve akıcı, üslubu fazlasıyla argo içeren, sansürsüz bir yapıya sahipti. Kitabın çoğu yerinde okumaktan tiksinti duydum. İğrenme duygusundan arta kalan kısımlarda da yer yer güldüğüm, şaşırdığım, öfkelendiğim ve üzüldüğüm zamanlar oldu. Yazar, bu duyguyu okuyucuya yansıtma işini çok rahat başarabiliyordu ki iyi veya kötü hedeflediği herhangi bir hissi karşıya verebiliyor olmak onun başarısının bir kanıtı bana göre. Kitap vermek istediği anafikir açısından da, konu olarak da, argo kullanımı dışındaki genel anlatımı bakımından da bir çocuk kitabını andırır nitelikteydi bana göre. Bu düşüncemin hemen ardından şunu da hemen eklemeliyim: Yine bana göre kitabın genel havasına hakim olan argolu, küfürlü anlatımıyla, uygunsuz ve örnek olmayan alışkanlık ve davranışların bu kadar basit şekilde anlatılmasıyla, hoş olmayan birtakım olayların üzerinde durulması sebebiyle bu kitabı çocuklar kesinlikle o-ku-ma-ma-lı! Evet, anafikriyle, farklılığıyla, okunabilecek bir kitaptı fakat yine de dünya klasiklerine girecek kadar beğenilmesini anlamlandıramadım. Ayrıca böyle her sayfası vurucu bir kitabın finalini çok daha etkileyici bitirebilirdin Burgess. Masal tadında bir son bu kitabın bütünlüğü açısından çok lezzetli olmamış. Spoiler vermemek adına konuyu, içeriği fazla deşmek istemiyorum. Siz Otomatik Portakal'ı okudunuz mu? Okuduysanız kitap hakkındaki fikirlerinizi belirtebilirsiniz.
Otomatik Portakal
Otomatik PortakalAnthony Burgess · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 200991,8bin okunma
Reklam
432 syf.
·
Puan vermedi
Nietszche Ağladığında - Irwin D. Yalom
Dönem tatilinde elime alıp okuduğum ilk kitap Irwin D. Yalom'un bu kitabı oldu. Psikoloji ağırlıklı bir bölüm okuyor olduğum için bu kitap her fırsatta karşıma çıkıyordu. Sonunda bu karşılaşmalara kayıtsız kalamayıp benim de ona karşı boş olmadığım bu kitabı edinip başladım okumaya. Nietzche Ağladığında! Kitabın ismi çok dikkat çekici. O
Nietzsche Ağladığında
Nietzsche AğladığındaIrvin D. Yalom · Ayrıntı Yayınları · 202352,1bin okunma
158 syf.
·
Puan vermedi
Açlık - Knut Hamsun Kitap İncelemesi Kitabın adı Açlık. Aslında çok psikolojik derinliği olan bir başlık. Maddi açlıktan bahsetmesinin yanısıra özellikle ruhsal açlığın üzerinde duruyor. Eğer şansı yaver giderse yazdığı yazılarla ruhunu doyuruyor, yazılardan kazandığı parayla da karnını... Fakat roman işte, işlerin planladığı gibi gitmediği
Açlık
AçlıkKnut Hamsun · Varlık Yayınları · 201727,8bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
·
Puan vermedi
Genç Werther'in Acıları - İnceleme
Genç Werther'in Acıları Goethe Werther'in, Wilhelm adında bir arkadaşına gönderdiği mektupların kitaplaştırılmasıyla oluşturulan bir yazı dizini. Saf, çıkarsız, tutkulu aynı zamanda da tek taraflı ve imkansız bir aşk üzerinde duruluyor roman boyunca. Werther, evli olan Lotte isimli bir kadına gönlünü kaptırıyor ve kendisine birkaç gömlek büyük gelen bu aşkı taşımakta zorlanıp çareyi intihar suretiyle bu dünyadan kaçmakta buluyor. Kitabın sonunda karakterin intihar etmesi durumuyla ilgili bu kitap hakkında biraz araştırma yaptığımda çoğu yerde bir nesli intihara sürüklediği yazılmış, çizilmiş. Evet, fazlasıyla duygu yüklü bir hikaye ama intihara neden olabilecek kadar etkili, ikna edici bir kitap mı, bilemiyorum. Wether'in iç hesaplaşmaları, verdiği mücadeleler, çektiği ruhsal acılar... Okurken kahramanımızın iç dünyasında olan bitene tüm çıplaklığıyla ve en saf şekliyle şahit olduğumuz bu kitaptan birkaç alıntı yapmak istiyorum: "insanın sonsuz mutluluğu olan şey, yine onun sefaletinin kaynağı olmak zorunda mıydı?" "Tanrı'nın bize her gün verdiği iyi şeylerden zevk almak için, hep açık kalpli olsaydık, başımıza geldiği zaman kötüye katlanmak için de yeterince gücümüz olurdu." "...dünyayı hile ve kötülükten çok, yanlış anlamaların karıştırdığını gördüm."
Genç Werther’in Acıları
Genç Werther’in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Türkiye İş Bankası Yayınları · 2019120,7bin okunma
232 syf.
8/10 puan verdi
Tatar Çölü-Dino Buzzati Eser İncelemesi
An itibariyle son sayfasını okumuş olduğum Tatar Çölü, gelecek kaygılarımı ve varoluşsal sancılarımı nirvanaya ulaştıran bir kitaptı. Oturdum ciddi ciddi önümde kalan yıllarımı hesaplıyorum şu anda. Drogo, bana bazı hataların ne kadar çabalasan da geri dönüp düzeltmenin imkanı olmayacağını bu yüzden kendi yaşamının iplerini her daim elinde tutmayı öğretti, bir yaprak gibi oradan oraya savrulmamak için irade ve karar mekanizması insan için gerçekten büyük bir hazine olduğunu... Okuyacaklar için bir ön yorum niteliğinde olsun; Bitirdiğiniz andan itibaren "Sahi, bu dünyaya geliş amacım ne?" ya da "Bundan sonraki hayatımı ne yaparak geçirmek istiyorum?" gibi soruları kendinize yöneltmeniz kuvvetle muhtemeldir. Kitabın yansıttığı melankolik havayı içselleştirip kitap bittikten sonra depresyona girmek yerine daha soğukkanlı davranıp, "Ben Drogo değilim, dolayısıyla onun hataları olsa olsa benim kendime ders çıkaracağım öğütler dizisi olur." diyebilin. Benliğinizin farkına varıp gerçekten şu kısacık ömre neler sığdırılabileceği ve nelerin sığdırılmaması gerektiği konusunda kendinizle uzlaşın. Hatta bunları daima hatırlamak üzere bir kağıda yazarsanız kendinize iyilik yapmış olursunuz. İyi okumalar dilerim. :)
Tatar Çölü
Tatar ÇölüDino Buzzati · İletişim Yayınevi · 201813,1bin okunma
Reklam
160 syf.
·
Puan vermedi
Kitabın adından anlaşılacağı üzere "dört kardeş"in macera dolu serüvenini konu edinen bir hikaye. Ne kadar çocuk kategorisine giren bir kitap olsa da yetişkinlerin de okurken duygu sellerine kapılıp gitmesine neden olacak kadar hisli bir olay örgüsü var. Ablaları Feten, Habibe, Döndü ve en küçük kardeş olan Yaşar'ın köydeki ve -birçok maceradan sonra- muhtelif yerlerdeki muhtelif hayatlara ayak uydurarak yaşadıkları zorlukları anlatmak istemiş Gülten Dayıoğlu. Bu zorluğun kaynağını da kendimce annelerini önceden babalarını da zaman içerisinde kaybetmelerine dayandırdım. Tek yakınları olan dedeleri onlarla elinden geldiğince ilgilenmeye çalışsa da bu onlara pek yeterli gelmiyor. Bir süre de yaşanılanların vehametiyle bu dört çocuğa acıyıp komşular yardım ediyor fakat zaman geçtikçe bu ilgi yok denilircesine azalıyor. Zaman her birini farklı yaşamların kucağına itse de kardeşlik bağları onları bir arada tutmaya yetiyor. Özetle; emek verilmiş, bir oturuşta okunabilecek, sürükleyici bir hikaye. Okurken Feten'in zekasına imrenecek, Döndü'nün meraklı sorularına kendinizce cevap verecek, Habibe'nin yardımseverliğini takdir edecek ve Yaşar'ın konuşmalarıyla şenleneceksiniz.
Dört Kardeştiler
Dört KardeştilerGülten Dayıoğlu · Altın Kitaplar · 20222,166 okunma