Gökyüzünde bize öğretiyi sağlayan yasalar saklıdır. Bu koruyucu kozmik simgeyi derinlemesine düşünmek için sabırsızlanıyorum. Birden, bir Kur’an ayeti geliyor aklıma: “ Ey Rabbimiz! Sen rahmetin ve ilminle her şeyi kuşattın.”
Sayfa 40 - Fol YayınKitabı okudu
880 syf.
10/10 puan verdi
·
100 günde okudu
İşittik, İtaat Ettik
Peygamber Efendimiz'in hadis ve sünnetlerine nasıl yaklaşmamız gerektiğine dair kitabın son rivayeti özet niteliğinde. Buradan Allah'ın ayetlerini nasıl anlamamız gerektiği sorusuna da ışık tutmuş oluyoruz. Ebû Hureyre  radıyallahu anh  şöyle dedi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’ e: “Göklerde ve yerde olanların hepsi Allah’ındır.
Riyazü's Salihin 1. Cilt
Riyazü's Salihin 1. Ciltİmam Nevevi · Erkam Yayınları · 20101,436 okunma
Reklam
ANLAMAK İSTEYENLERE:
Bakara Suresi 179. Ayette Rabbimiz şöyle buyuruyor: "Kısasta sizin için hayat vardır, ey akıl sahipleri, umulur ki sakınırsınız." İlk etapta bu hükmü okuduğumuzda bize itici gelebilir. Ama İslam âlimlerinin bu ayete verdiği manayı okuyunca bu hükmün ne kadar hikmetli ve ne kadar makul olduğunu görürüz. Büyük müfessir İbn Cuzeyy (rahimehullah) bu ayetin tefsirinde şöyle der: "Kısas, insanları öldürme niyetinden caydırır. Yine denildi ki manası şudur, kısas öldürmekten daha hafiftir. Çünkü bunda bir kişiye karşılık bir kişiyi öldürmek vardır. Bunun aksine cahiliyede katilin ve maktulün/öldürülenin kabilelerinin birbiri arasında savaşması ve bu sebeple bir topluluğun öldürülmesi vardır.(İbn Düzey, 1/96.) İşte bundan dolayı yüce Allah kısasta hayat vardır der. Çünkü bir nefis günahlarından arınmış bir şekilde ölürken birçok kişi de hayat bulmuş olur!"
Sayfa 30 - Yedi SemaKitabı okudu
Ne zaman kendimi yalnız hissetsem, içim daralsa, Rabbimin şu âyeti aklıma gelir " لا تحزن إن الله معنا : üzümle , Allah bizimle beraberdir" (Tevbe suresi 40.)
Uyudukça uyuyası gelir insanın. Yürüdükçe yürüyesi gelir. Yedikçe yiyesi, yemedikçe yemiyesi gelir. Okudukça okuyası, yazdıkça yazası gelir. Evde oturmaya alışınca, dışarı çıkmaya zorlanır insan. Sık sık dışarı çıkan evde oturamaz olur. Mal biriktirmeyi severse insan, biriktirdikçe biriktiresi gelir. İnfak etmeye alışınca da, verdikçe veresi
Süfyan es-Sevrî (ra) şöyle demiştir: 'Selef-i salibin, ibâdetlerinden ve çalışmalarından boşa çıktıklarında zinde kalmak için uyumayı tercih ederlerdi'. Bu bakımdan kişinin uykusu selâmeti elde etmek ve geceleyin kalkıp ibâdette bulunmak niyetiyle olursa ibâdet sayılır. Fakat hangi niyeti taşırsa taşısın, zevalden önce uyanması gereklidir. Namaz için abdest almak ve vakit gelmeden önce camiye hazırlık yapmak için zevalden biraz önce uyanmalıdır. Çünkü vakit gelmeden önce abdest almak ve camiye gitmek en faziletli amellerdendir. Eğer kişi o vakitte ne kaylulet uykusunu uyumuş, ne de kazanç ile meşgul olmuş, sadece namaz ve zikirle meşgul olmuşsa böyle bir meşguliyet, o günün en faziletli amellerindendir. Çünkü o vakit insanların Allah (cc)'tan gâfil olup dünya işleriyle meşgul oldukları vakittir. Bu bakımdan bütün insanların Rabbinin kapısından yüz çevirdikleri bir anda, Rabbinin hizmetine hazırlanan bir kalp, Allah Teâlâ (cc) tarafından yüceltilmeye, manevî huzuruna seçilmeye ve mârifetini bilmeye hak kazanmış olur. Bu vakti ibâdetle geçirmenin fazileti geceyi ihyâ etmenin fazileti gibidir. Zira gece de uykudan ötürü gaflet vaktidir. Şu gündüz vakti de nefsin hevasına tâbi ve dünyevî işlerle meşgul olmak hasebiyle gaflet vaktidir ve aynı zamanda aşağıdaki ayette belirtilen işlerden birisini yapma vakti de olabilir: Düşünüp ibret almak yahut şükretmek isteyenler için, gece ile gündüzü birbiri ardınca getiren O'dur. (Furkan suresi /62 ayeti kerime )
Reklam
1.000 öğeden 151 ile 160 arasındakiler gösteriliyor.